Hakkını istediği için işkence gören Urfalı işçi adalet arıyor: 'Hayatım altüst oldu'

Antalya'da işyerinden alacaklarını isteyince işkenceye maruz bırakılan Vedat Kurt'un adalet mücadelesi sürüyor. Kurt, "Yaşadıklarım yüzünden hayatım altüst oldu. Bunları yapanların hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum" dedi.

Hakkını istediği için işkence gören Urfalı işçi adalet arıyor: 'Hayatım altüst oldu'

Ali GÜZEL

URFA - Urfa'nın Suruç ilçesinde yaşayan Vedat Kurt, 2020 yılında 18 yaşındayken annesi ve kardeşine bakabilmek için Antalya'ya gitti. Antalya'nın Kepez ilçesindeki Yeşil Sanayi Sitesinde bulunan Antepliler Özel Otobüs Bakım Servisi'nde çalışmaya başlayan Kurt, alacaklarını isteyince alıkonularak insanlık dışı işkencelere maruz kaldı. Vedat Kurt'a işkence yapanlar, o anları cep telefonu kamerasıyla çekti. İşkencecilerin elinden kaçarak kurtulan Kurt, suç duyurusunda bulunarak adalet arayışına girdi.

İKİ ŞÜPHELİ SADECE 50 GÜN TUTUKLU KALDI

Kurt'un başvurusu üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca 2021 yılında başlatılan soruşturma kapsamında bilirkişi raporu hazırlandı. Bilirkişi raporunda baz istasyonundan alınan verilerle şüphelilerin olay günü ve saatinde işkencenin yaşandığı belirtilen işyerinde oldukları tespit edildi. Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı 7 sayfalık iddianamede bilirkişi raporuna atıfta bulunularak şüpheliler O.T, S.T, A.T. ve A.A'nın cezalandırılmasını talep etti. Ancak şüphelilerden biri hiç tutuklanmadı, ikisi 50'şer gün tutuklu kaldı. Bir kişi ise farklı bir suçtan dolayı 10 ay cezaevinde kaldı.

'PARAMI ALAMADIM, HAKKIMI GASP ETTİKLERİNİ ANLADIM'

Yaşadıklarını Artı Gerçek'e anlatan Vedat Kurt, şunları söyledi:

"Urfa'da düşük ücretle çalıştığım için aileme bakamıyordum. Ben de bunun için Antalya'ya kaçtım. Orada Antepliler Özel Otobüs Bakım Servisinde iş buldum ve çalışmaya başladım. İşyeri sahibiyle haftalık 400 TL bir ücret ve sigorta karşılığında anlaştık. İlk dört hafta maaşımı düzgün bir şekilde verdiler. Benim kimsesiz olduğumu anladıkları zaman artık haftalığımı kıstılar. 'Biz senin için paranı biriktiriyoruz' diyerek daha az para ödemeye başladılar. Bazen 100, bazen de 200 TL ödediler. İlk başlarda iyiliğimi düşündüklerini sandım ama sonradan hakkımı gasp ettiklerini anladım.

Çünkü Urfa'daki ailemin paraya ihtiyacı vardı ve içerideki paramı istediğimde alamadım. Ben de, biz çalışanların kaldığı ve A.T.'nin de ara sıra gelip kaldığı evde masanın üzerinde 14 bin 500 TL'ye tekabül eden bir parayı, ücretimin karşılığı olarak aldım ve İstanbul'a kaçtım. Kaldı ki, yeri geldiğinde sabahlara kadar çalışıyordum ve benim içerideki param 60 bin TL'yi buluyordu. Yani aldığım para maaşımı karşılamıyordu."

'BENİ ORMANA GÖTÜRÜP SOPALARLA DÖVDÜLER'

İstanbul'a gittikten sonra ailesini telefonla tehdit edildiğini aktaran Kurt, şöyle devam etti:

"Annem beni arayarak 'git paralarını ver' dedi. Ben de Antalya'ya döndüm ve paralarını geri verdim ve O.T, S.T. ve A.T. 'seni eve götürelim, dinlen' diyerek beni O.T.'ye ait Range Rover marka araca bindirdi ama Kepez Ormanına götürdüler. Araç ormana doğru giderken ben 'ne oluyor' dedim. Bu sırada S.T. burnuma bir yumruk attı. Ormanın ıssız bir yerinde durduk ve beni arabadan indirdiler. Burada O.T. ile A.T. bana küfürler ederek sopalarla vurmaya başladılar. S.T. de yumrukla bana vuruyordu. Bana 'sahibin varsa ara gelip seni kurtarabiliyorlarsa kurtarsınlar' dediler. Telefonumu çıkarıp akrabalarımı aramaya çalıştım ama O.T. sopayla elime ve telefona vurdu. S.T., O.T.'nin parçaladığı telefonumu yerden alarak cebine koydu. Beni, darp ettikleri yerde kamera olabilir korkusuyla daha sonra arabaya bindirip tekrar Antepliler Özel Otobüs Servisi'ne götürdüler."

'SABAH 07.00'YE KADAR İŞKENCE YAPTILAR'

Vedat Kurt, işyerine götürüldükten sonra maruz bırakıldığı işkenceyi ise şöyle anlattı:

"Akşam üzeri gittiğimiz işyerinde beni yazıhanenin içerisinde bağladılar ve ertesi gün sabah 7.00'ye kadar bana işkence yaptılar. Sonraki üç gün boyunca bana durmadan hakaret ediyorlardı. İnsanlık dışı muamele yaptılar, böcek yedirdiler. Penis bölgeme saldırıyorlardı sürekli ve biraz daha sürseydi beni erkekliğimden edeceklerdi. İşkence sırasında benim fotoğraflarımı çektiler. Üç ay boyunca bu şekilde sürdü ve yaralarımın iyileşmesi için beni aylarca alıkoydular.

Bu süre zarfında bir şekilde onların güvenini kazandım ve bir gün elime geçen A.T.'nin telefondaki fotoğrafları WhatsApp'tan kendine yolladım. Daha sonra da kaçıp Urfa'ya geldim. Fotoğraflarla birlikte olayı anlatan bir ifadeyi Gmail üzerinden Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına yolladım. Kısa sürede bana ulaştılar ve Antalya'ya çağırdılar. Gittim ve şikayetimi sürdürdüm. Aynı gün içinde tutuklama kararı çıkarıldı ama işkence sırasında çekilen fotoğraflarda yüzü görünen A.A. hiç tutuklanmadı. A.T. ve O.T. 50'şer gün tutuklu kaldı. S.T. ise benim dosyam dışındaki başka bir suçtan dolayı 10 ay cezaevinde kaldı."

'HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALMALARINI İSTİYORUM'

Yaşadıklarından dolayı üzgün olduğunu dile getiren Kurt, "Ben aileme bakabilmek için gittim. Böyle olacağını bilseydim gitmezdim. Yaşadıklarım yüzünden hayatım altüst oldu. Bana bunları yapanların hak ettikleri cezayı almalarını ve adaletin yerini bulmasını istiyorum" dedi.

'SANIKLARIN TUTUKLANMAMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI'

'İşkence', 'nitelikli yağma' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından açılan davada şu ana kadar 9 duruşma yapıldığını ancak tutuklu sanık olmadığını belirten Avukat Yusuf Önkol ise şunları söyledi:

"Müvekkilim Vedat Kurt, soruşturmada da bahsi geçen parayı alırken aslında bir mahsuplaşma yapıyor. Bu hukuken de uygundur çünkü buradan alacağı var ve bu kendisine ödenmiyor. İşkence yapıldığına dair deliller dosyada mevcut. Kendisinin hiçbir şey yapmadığını söyleyen şüphelilerden birinin beyanı da işkenceyi doğruluyor. En can alıcı noktalardan biri de işkence sırasında çekilen fotoğraflar, şüphelilerden birinin cep telefonundan çıkıyor. Bu durum bilirkişi raporu tarafından da onaylanıyor. Tüm delillere rağmen sanıkların dışarıda olmaları ve tutuklanmamaları hayatın olağan akışına aykırı."

'VEDAT'I MAHKEMEDE KONUŞTURMUYORLAR'

Müvekkili Vedat Kurt'un mahkemede konuşturulmadığını iddia eden Önkol, şöyle devam etti:

"Ben bu davaya dokuzuncu duruşmada dahil oldum ve duruşma sırasında mahkeme müvekkilime sadece 'şikayetin devam ediyor mu' diye sordu. Vedat'ı mahkemede konuşturmuyorlar. Sanki biz sanık kürsüsünde oturmuşuz, müvekkilim Vedat da sanıkmış gibi bir durum vardı. Adil yargılanma ve ceza boyutunu mahkemeler tayin eder, biz bunu gidip kimden isteyeceğiz? Bize konuşma hakkı tanınmıyor ve tüm deliller toplanmasına rağmen bir karar çıkmadı henüz. Eğer mahkeme gerçekten görevini yapsaydı alt sınırı 14, üst sınırı 28 yıl hapis cezası olan bir durumda sanıkların 9 duruşmadır içeride olmaları gerekirdi. Ekim ayında davanın 10'uncu duruşması görülecek ve biz sanıkların ceza alması için elimizden geleni yapacağız."

URFA BAROSU: SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Urfa Barosu da yazılı açıklama yaparak sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. Baronu açıklamasında suç sabit olmasına rağmen sanıkların serbest bırakılmasının kabul edilemez olduğu vurgulanarak şöyle denildi:

"V.K. Antalya'da çalıştığı işletmenin sahipleri tarafından eziyet görmüş ve tarafımıza başvurmuştur. İnsanlık dışı muamelede bulunan ve canavarca hislerle eziyet eden kişiler hakkında soruşturma başlatılmış fakat avukatlardan aldığımız bilgilere göre bir dosya da bir çok hukuksuzluk mevcuttur. Ulusal ve uluslararası yasalarla kişinin beden dokunulmazlığı koruma altına alınmıştır. Devletin pozitif yükümlülükleri altında bulunan ve koruma altına alınması gereken kişinin vücut dokunulmazlığının ihlal edildiği fotoğraf ve videolarla bu kadar açık ortadayken kişilerin serbest bırakılması kabul edilemez. Eziyet suçunda bulunan kişiler hakkında gerekli tedbirler alınması ve etkin bir yargılama yapılması için sürecin takipçisi olacağız."

EMEP VE BİRTEK SEN'DEN İŞKENCEYE MARUZ BIRAKILAN İŞÇİYE ZİYARET

Emek Partisi (EMEP) MYK üyesi Umut Yeğin, EMEP Urfa İl Başkanı Barış Can Güleç, il yönetim kurulu üyeleri Cemalettin Özden ve Yusuf Güleç ile BİRTEK-SEN Urfa Temsilcisi Funda Bakış’tan oluşan bir heyet Antalya'da 2020 yılında işkenceye maruz bırakılan işçi Vedat Kurt'u Suruç'ta ziyaret etti. Kurt, 16 Ekim’de görülecek duruşmada adaletin sağlanması için dayanışma çağrısında bulundu. EMEP MYK üyesi Umut Yeğin, davanın takipçisi olacaklarını belirterek, "Patronların işçilere her şeyi yapabileceğini düşündüren bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz” dedi. BİRTEK SEN Urfa Temsilcisi Funda Bakış ise işçilerin haklarını alabilmek için mücadele etmesi gerektiğini belirterek, “Urfalı işçiler adına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” diye konuştu.

whatsapp-gorsel-2024-07-17-saat-17-59-57-a644ceaf.jpg

DEM PARTİLİ AYAN İŞKENCEYİ MECLİS'E TAŞIDI

DEM Parti Urfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Vedat Kurt'a yapılan işkenceyi TBMM gündemine taşıdı. Ayan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a şu soruları yöneltti:

* Vedat Kurt’un günlerce eziyete maruz kaldığı ve şu an sanıkların tutuksuz yargılandığı Bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir?
* Bilirkişi raporunda eziyet, nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçları aşikarken ve savcılık bu suçların eylem ve fikir birliği içerisinde iştirak edilerek işlendiğine dair somut ve yeterli delil olduğunu iddianamesinde belirttiği halde sanıklar hakkında etkin kovuşturma yürütülmemesinin nedeni nedir?
* Sanıkların delil karartma, kaçma ihtimallerinin yüksek olması, yargılamanın salahiyetini etkilemeye dönük tehdit ve şantajlarına rağmen tutuksuz yargılanmalarının hukuki gerekçesi nedir?
* Vedat Kurt'un hâlâ şüpheli sanıklar tarafından tehdit edildiği Bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir? Vedat Kurt'un can güvenliği için adım atılacak mıdır?"

işkence işçi urfa