Hasankeyf’i kurtarmak için hala geç değil
Hasankeyf için kritik günler başladı. İki gün sonra Ilısu barajı su toplamaya başlayacak. Aktivstler, siyasetçiler, çevreciler sular altında kalacak olan Hasankeyf’teydi.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK-Dicle Nehri üzerindeki Ilısu Barajı’nın yapımı sürüyor. 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf’te yıkım sürüyor. Tarihi antik kentte bulunan tarihi taş mağaraları dinamitle patlatılarak yok edildi. Tarihi kent Hasankeyf’ten geçen Dicle nehri ise mucur, çakıl ve betonla dolduruldu. Kireç taşından oluşan ve eski yapıların bulunduğu kayalıklar ise artık yok. Yıkım ve tarihin katledildiği Hasnkeyf’te hüzün hakim. Tarihi kente akın eden çok sayıda yerli ve yabancı turist son bir defa kenti görmek istiyor. Su altında kalmadan son bir defa Hasankeyf’i fotoğraflıyor.
87 EKOLOJİ HAREKETİNDENDEN EYLEM
2006 yılında başlanan Ilısu Barajına dair yapılan resmi açıklamalara göre, 10 Haziran tarihi itibariyle baraj kapakları kapatılacak. Kapakların kapatılması durumunda 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf başta olmak üzere 199 yerleşim yeri sular altında kalacak. Kapakların kapatılmasına sayılı günler kala aralarında Hasankeyf Yaşatma Girişimi ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nin de bulunduğu 87 ekoloji hareketi, Hasankeyf İçin Küresel Eylem Günü çağrısı yaptı. Eylem kapsamında 7-8 Haziran tarihlerinde 35 ayrı yerde eylem düzenlenecek.
HASANKEYF’TEN ÇAĞRI
Bir kentte eş zamanlı yapılan eylemlerden bir yıkımın devam ettiği Hasankeyf’ti. Hasankeyf köprü başında düzenlenen basın açıklamasına Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivistleri, HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, İngiliz parlamenter Julie Ward, Batman Belediye Eş Başkanı Mehmet Demi̇r ve Hasankeyf Belediye Meclis Üyesi Zozan Şimşek katıldı.
"YIKIM İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇTUR"
İngiliz parlamenter Julie Ward, kendisinin Avrupa Parlamentosu Kültür ve Eğitim Komitesinin bir üyesi olduğunu söyledi. Hasankeyf’te bulunan kültürel mirasın kesinlikle dokunulmaz olduğunu vurgulayan Julie Ward, "Kültürel mirasa karşı yapılan her yıkım insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Avrupa’dan bir çok inşaat şirketi bu projeden çekildi. Bizim kendimize sormamız gereken soru şu. Neden Türk devleti hala bu projeye devam ediyor? Burası 12 bin yıllık bir yer. 9 uygarlığın yaşamış olduğu bir yer. Burada onlar bu tarihi inşa etmek için yaşadırlar. Burası sadece Hasankeyf halkı için değil, tüm dünya halklarına ait. Geçen hafta Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’a bir mektup yazdım. Mektubumda Ilısu barajına su doldurulma işlemlerinin durdurulmasını istedim. Bir uluslararası politikacı olarak cevap almayı hak ediyorum. Bu soruyu sormaya devam edeceğim. Çünkü kendi gözlerimle kültürel mirasların yok edildiğini gördüm. Mücadele etmeye devam edeceğim" dedi.
Batman Belediye Eş Başkanı Mehmet Demi̇r ise dünyanın Hasankeyf konusunda sessizliğine dikkat çekerek ‘neden bu sessizlik’ diye sordu.
BAŞARAN’DAN ÇAĞRI: GELİN HASANKEYF’İ BİNLERCE YIL YAŞATALIM
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ise iki gün sonra barajın su toplayacağını hatırlattı. Bu kritik süreçte kamuoyuna çağrıda bulunan Başaran, "Herkes sesini yükseltmeli. Yükseltilecek ses Hasankeyf’i kurtaracak. İnsanlar son bir kez Hasankeyf’i görmek için akın etmiş bulunuyor. Son bir kez gelip görmek isteyenlere çağrımdır. Bu son defa olmasın. Biz hep beraber Hasankeyf’i oluğu gibi binlerce yıl yaşatabiliriz" dedi.
"MEZARLIKLARIMIZ BİLE SULAR ALTINDA KALACAK"
Barajı yapmalarındaki amacın ekonomi olamadığını ifade eden Başaran, şöyle konuştu: "Hasankeyf’in bağrından, tarihinden parça parça koparılarak yeni yerleşim alanına götürüldü. En son tamamen yok edilmek isteniyor. Bunun ekonomi, tarih bilinci, vicdanla ve insanlıkla açıklanabilir tarafı yoktur. Bunun adı düşman hukukudur. Bunun adı kimliksizleştirme siyasetidir. Onlarca medeniyetin tarihi yok edilmeye çalışıyor. Burada mezarlarımız bile sular altında bırakılacak. Yaşam sular altında bırakılacak.
"DÜŞMAN SİYASETİNDEN VAZ GEÇİN, YIKIMI DURDURUN"
Kültür Bakanlığı’na çağrıda bulunuyorum. Türkiye’de UNESCO’nun kriterlerine bu kadar uygun bir başka yer yoktur. Bu düşman siyasetinden, Kürt halkının tarihine düşman siyasetinden vaz geçin. Bu tarih sadece bizim değil, bu miras sadece bizim değil… Sadece sizin inisiyatifinizle de yok edilecek kadar kimsesiz değil. O açıdan bu oluşturulan vahşete dur deyin. Yıkımı durdurun. Tarihçiler, çevreciler, tüm duyarlı herkese sesleniyorum. Gelin hep beraber Hasankeyf’i yaşatalım. Geleceğimize sahip çıkalım. Geç değil."
Hasankeyf için kritik günler başladı. İki gün sonra Ilısu barajı su toplamaya başlayacak. Aktivstler, siyasetçiler, çevreciler sular altında kalacak olan Hasankeyf’teydi - @R_Budancir'ın haberi...https://t.co/2q55PpqZxX pic.twitter.com/kC9Yzg7Ihq
— Artı Gerçek (@artigercek) June 8, 2019
"MEZOPOTAMYA SAZLIKLARI RİSK ALTINDA"
Eyleme katılan gruplar adına açıklamayı okuyan Hasankeyf Belediye Meclis Üyesi Zozan Şimşek, Ilısu Projesi’nin baştan sona yanlış ve yıkım getiren bir proje olduğunu söyledi. Hasankeyf başta olmak üzere Yukarı Mezopotamya bölgesinin önemli bir kültürel miras alanının sular altında kalacağı uyarısında bulunan Şimşek, "Ilısu projesinin akış aşağı bölge üzerinde çok olumsuz etkileri olacaktır; bu çerçevede özellikle çok sayıda Irak şehrinin içme suyu temininde ciddi sorunlar çıkacak ve Irak tarımı büyük risk altına girecektir. UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan ve Ortadoğu’nun en büyük sulak alanı olan Mezopotamya Sazlıklarına ulaşan suda ciddi azalma bu risklerin en başında gelmektedir" dedi.
"RESTORASYON ADI ALTINDA TAHRİBAT"
Bu proje ile, Hasankeyf’in güvenlikçi ve temeli olmayan ekonomik çıkarlar sonucunda geri dönülemez çok boyutlu yıkımlara maruz bırakıldığını hatırlatan Şimşek, şunları söyledi: "2017 yılından beri Hasankeyf’ten 7 kültürel varlık doğal ortamlarından yapay alanlara taşıma işlemleri yapılmıştır. Henüz tamamlanmayan bu taşıma sürecinde kültürel varlıklar fiziki anlamda zarar görmüş ve yüzyıllardır taşıdığı anlamı kaybetmiştir. Proje kapsamında doğal vadi ve tarihi mağaralar milyonlarca metreküp dolgu ile doldurulmuş, kayalar patlayıcılarla düşürülmüş ve restorasyon adı altında tahribatlar yapılmıştır. 12 yıldır aralıksız bir şekilde birçok medeniyete ev sahipliği yapan, tarih ve kültürle şekillenen tarihi Hasankeyf’in yıkımına dönük politikaların devamı olarak yeni diye tabir edilen fakat hafızası olmayan bir yerleşke inşa edilmiştir. Bu yerleşkede başta altyapı, içme suyu sorunları olmak üzere konut problemleri devam etmektedir. Bu yerleşke ile ilgili halkın bütün itirazları göz ardı edilmiş ve hak sahipliğinde mağduriyetler yaşatılmıştır. Durum böyleyken halkın yeni yerleşkeye taşımak büyük sosyal sorunlara neden olacaktır.
"AİHM SUÇA ORTAK OLMUŞTUR"
Suyun tutulması, boşaltma ve göç ettirme için gerekçe olarak kullanılmak istenmektedir. Su tutulmasıyla beraber Dicle Nehri’nin doğal ekosistemi yüzlerce kilometrelerce boyunca bozulacaktır. Hasankeyf’in dışında Yukarı Mezopotamya’da araştırmalara konu bile ol(a)mayan yüzlerce höyük ve antik yerler de kültürel kırımın hedefindedir. UNESCO, belirlediği 10 kriterden 9’una sahip Hasankeyf’teki yıkıma sessiz kalmaktadır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kültürel mirasın korunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamına girmediği yönünde karar verip yıkımın suç ortağı olmuştur.
"HASANKEYF İÇİN GEÇ DEĞİLDİR"
Daha önce 1. ve 2.si yapılan Hasankeyf Küresel Eylem Günü’nün 3.sünde devlete çağrımız; Ne 10 Haziran’da ne de sonrasında su tutmamasını ve Ilısu Baraj Projesi’ni durdurması çağrısını yapıyoruz! Yerel halkın bütün kesimleriyle, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin geleceğiyle ilgili eşit düzeyde, katılımcı ve şeffaf bir diyalog süreci sonucu ortaya çıkacak sonuçlara göre hareket edilmesi gerekiyor. Hasankeyf için geç değildir! Bu dünyada inşaatı biten ve faaliyete geçmeyen baraj, nükleer santral ve başka projeler var. Oralarda son ana kadar mücadele etmiş ve kazanımlar elde etmiştir. Bizim de bu mücadeleyi başarıya ulaştırmamız için herkesi ve her kurumu yanımızda durmaya davet ediyoruz."