Hatay'da rezerv ve riskli alan protestosu: 'Kalıcı konutlarımızı acilen ve bedelsiz istiyoruz'

Hatay'da rezerv alan ve riskli alanlarla ilgili belirsizlikler nedeniyle yaşanan kalıcı konut sorunu protesto edildi. Depremzedeler, yeniden inşası sürecinin halka müzakere edilmesini, konutların acilen ve bedelsiz olarak teslim edilmesini istedi.

HATAY - 6 Şubat depremlerinde en fazla can kaybı ve yıkımın yaşandığı Hatay'da kalıcı konut sorunu 15 aydır çözülemedi. Hatay Depremzede Derneği ile Deprem Dayanışma Derneği yönetici ve üyeleri TTB KESK Koordinasyon Merkezi’de rezerv alanlar ve konut sorununa ilişkin toplantı yaptı. Toplantının ardından basın açıklaması yapıldı.

'KONUT İHTİYACININ YÜZDE 10'U BİLE KARŞILANMADI'

Hatay Depremzede Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ece Doğru, kentte 250 binden fazla konut ihtiyacı olmasına rağmen depremin üzerinden geçen 15 ayda konut ihtiyacının yüzde 10'unun bile karşılanamadığına dikkat çekti. İktidarın bir yıl içinde kalıcı konutların tamamlanacağı sözü verdiğini hatırlatan Doğru, "Bizleri oyalayanlar, yaşadığımız acıyı ve öfkeyi dizginlemeye çalışanlar, depremin ardından bir buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen bizi riskli alan, rezerv alan, yerinde dönüşüm gibi kavramlarla meşgul ederek, tartıştırarak zaman kazanmaya çalışıyor. Depremin üzerinden 470 gün geçti, konut teslimi bir yana konutların nasıl ve ne şekilde yapılıp teslim edileceği gibi birçok soruyu barındıran kaygılı bir yaşam sürüyor, sürdürülüyor memlekette" dedi.

DEPREMZEDELERİN GÜNDEMİ REZERV ALANLAR

Rezerv alan tartışmalarının depremzedelerin gündemi haline geldiğini vurgulayan Doğru, "Rezerv alanın ne demek olduğu anlaşılmaya çalışılırken mülksüzleştirilme, demografik yapının bozulması gibi birçok endişe geziniyor kentin sokaklarında. Bunları tartışırken Mustafa Kemal Üniversitesi'nde yapılan İl Koordinasyon Kurul Toplantısında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'ye yönelttiğimiz, rezerv alan içinde yer alan az hasarlı ve orta hasarlı binaların akıbetine dair sorumuza 'tadilatınızı yapın, orada yaşamaya devam edin. Biz neden o binaları yıkıp ciddi bir maliyet yükünün altına girelim ki?' yanıtını aldık. Fakat bugün, rezerv alan içindeki hasar görmemiş evlerin dahi yıkılacağının söylendiği pervasız bir noktadayız" diye konuştu.

'HAK KAYBI OLACAK MI?'

Doğru, rezerv alanlarla ilgili yetkililere şu soruları yöneltti:

"Rezerv alan uygulamasında ilgili meslek odalarının fikri alındı mı? Rezerv alan içindeki az hasarlı binalara ne olacak? Rezerv alan içinde müstakil arsası ve mülkü olanlar hak kaybı yaşayacak mı? Rezerv alan içinde birden çok birimi olan kişiler hak kaybı yaşayacak mı? Mahalle olarak rezerv alan kararına itiraz edilirse rezerv alanın iptali söz konusu mu? 'Yıkmayacağız' dediğiniz için az hasarlı binasının tadilatını yapmış fakat masraflarımı faturalandırmamış kişilerin hak kaybını nasıl önleyeceksiniz? Bugüne kadar neden net bir şekilde 'orta hasarlı binaları yıkın' demediniz ve bizleri orta hasarlı bina karmaşası ile boğuşmak zorunda bıraktınız? Rezerv alan madem yararlı ve bütünlüklü neden her yere uygulanmıyor ve neden bunca güzellemeye gerek duyuluyor? Armutlu ve Elektrik mahalleleri gibi tamamen yıkılmış mahaller yeniden inşa edilirken oradaki mülk sahiplerini bekleyen ne? Bunca kayıp yaşamışken depremin yaşamımızdaki maddi diyeti ne? Kaldıramayacağımızı bildiğiniz bu yükleri yüklemeye, sorularımıza cevap vermemeye daha ne kadar devam edeceksiniz?"

'HATAY'IN YENİDEN İNŞASI HALKA MÜZAKERE EDİLMELİ'

Depremin ardından 15 ay geçmesine rağmen evi, işyeri, tüm mahallesi yıkılmış olan Hataylıların birçok yaşamsal sorunla baş etmeye çalıştığına dikkat çeken Doğru, "Hatay'ın yeniden inşa sürecinin Hatay halkıyla müzakere edilerek bu kentin tarihsel hafızasının mihenk noktası olarak belirlendiği rantın ve talanın olmadığı, mülksüzleştirme kaygısının giderildiği, şeffaf bir süreç olması gerekmektedir. Bizler söylemler üzerinden bir yaşam kurgulayamayacağımızı defalarca olduğu gibi bir kez daha deneyimledik. Yaşam hakkı sözlerle güvence altına alınamaz. Yaşam, hukuk devletinde verilen sözlerle değil imzalanmış sözleşmelerle, çıkarılan yasayla, kanunla korunur" dedi.

'KALICI KONUTLARIMIZI İSTİYORUZ'

Doğru, Hatay halkının taleplerini şöyle sıraladı:

* İçine terk edildiğimiz bu ekonomik ve sosyal koşulların sonucunda kentine, mahallesine tırnaklarıyla tutunan bizler, bu kenti terk etmiyor, kalıcı konutlarımızı acilen ve bedelsiz istiyoruz.

* Verilen sözler üzerine binbir borçla yaptırdığımız az hasarlı binalarımızın yıkılmasını kabul etmiyoruz.
* Burada bizler yaşayacağız, bu sokaklarda çocuklarımız koşturacak yeniden. Kentin inşa sürecini sokak sokak, mahalle mahalle bilmek, buna dair söz söylemek istiyoruz.

'RANTA VE TALANA İZİN VERMEYECEĞİZ'

* On binlerce canımızı yitirmemize, neredeyse tümüyle yıkılmış memleketimizde su, elektrik, yol, kanalizasyon gibi altyapı sorunları yaşamamıza, kalıcı konut sözü verildiği halde çadırlarda ve konteynerlerde yaşamaya mahkum edilişimize, türlü sorunlarla boğuşmamıza rağmen susmuyoruz, susmayacağız ve Hatay halkı olarak memleketimize ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz, kentimizde ranta ve talana geçit vermeyeceğiz.

* Bu kapsamda bizler, muğlak tanımlamalarla hayatımıza soktuğunuz rezerv ve riskli alanların halkın dahil edilmediği bir süreçle yönetilmesini kabul etmiyoruz. Verdiğiniz sözleri tutmadığınızı da görerek söz ve söylemlerle değil yasalarla teminat istiyoruz.

'SÖZLÜ DEĞİL, YAZILI TEMİNAT İSTİYORUZ'

* Tümüyle yıkılmış mahallelerde rezerv alan sürecinin nasıl işleyeceğinin, konutların ne zaman teslim edileceğinin, rezerv alan sonrası kaç konut teslim edileceğinin, bu konutların kimlere hangi koşullarda teslim edileceğinin, daha önce kirada olanların haklarının korunup korunmayacağının, bunların netleşmesiyle demografik yapının korunacağının, yapılan anahtar teslimli ihalelerle konut başına düşen maliyetlerin ne kadar olacağının, konut başı maliyetlerin tespiti yapıldıktan sonra bedelsiz verilmesi gereken konut maliyetlerinin ne kadarını halka yükleyeceğinizin sözlü değil, yazılı teminatını istiyoruz.

* Yıkımın daha az olduğu yerlerde az hasarlı binaları yıkmayacağınızı, orta hasarlı binaları güçlendirebileceğimizi söylediğiniz halde gelinen noktada yapılan tadilat ve güçlendirme masraflarını hiçe sayarak yetkililerin rezerv alan içinde hasarsız, az ve orta hasarlı binaların yıkılacağını söylemesiyle hepimizi endişeye sokmanıza rağmen bu tür binaları yıkmayacağınıza dair daha önce verdiğiniz sözleri tutacağınızın ve tümüyle halkın yararına olan, rantın-talanın olmadığını, şeffaf bir süreç yürüterek kentin tarihsel ve kültürel hafızasını da önceleyen deprem dirençli bir kent yaratacağınızın teminatının, güvencesinin sözlerle değil yasalarla taahhüt altına alınmasını istiyoruz. Aksi halde Hatay halkı olarak rezerv alanın bu haline karşı mücadeleyi büyütecek, memleketimize ve yaşamlarımıza sahip çıkmanın iradesini göstereceğiz.

Öne Çıkanlar