'Hayallerimizi çaldılar'
Darbe girişimi nedeniyle yargılanan Hava Harp Okulu öğrencileri, hakim karşısına çıktı. Plansız eğitim denilerek kamptan çıkarılıp otobüslere bindirildiklerini...
Darbe girişimi nedeniyle yargılanan Hava Harp Okulu öğrencileri, hakim karşısına çıktı. Plansız eğitim denilerek kamptan çıkarılıp otobüslere bindirildiklerini söyleyen öğrenciler, adalete kırgınlıklarını dile getirdi.
GÜNCEL- 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 72'si tutuklu 75 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Davanın ikinci gününde askeri öğrenciler savunmalarını yaptı. Sanık öğrencilerden Furkan Ceviz, "Vatan duygularıyla girdiğimiz okuldan, vatan haini olarak atıldık" derken; sanık Gökhan Sancak ise "Adalete ve milletime kırgınım. FETÖ'ye kin ve nefretle bakıyorum" dedi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Cezaevi karşısındaki 2 No'lu salonda görülen duruşmaya, 75 sanık ve avukatları katıldı. Sanık yakınları da izleyici olarak duruşmaya katıldı.
"VATAN DUYGULARIYLA GİRDİĞİM OKULDAN VATAN HAİNİ OLARAK ATILDIK"
Sanık Furkan Ceviz 15 Temmuz'da tek farklı durumun Hava Kuvvetleri Komutanı'nın denetlemeye gelmesi olduğunu, onun dışında kamp merkezinde farklı bir durum olmadığını belirtti. Tam teçhizatlı içtima olduğunun söylenmesi üzerine toplandıklarını belirten Ceviz, "Mermileri alıp yola çıktık. İlk durduğumuz yerde biraz kaldık, ikinci durduğumuz yerde sabaha kadar bekledik. Darbe girişimi olduğunu polislerden öğrendik. Vatan duygularıyla girdiğimiz okuldan, vatan haini olarak atıldık. Eğitim hayatına devam etmek için tahliyemizi istiyorum" diye konuştu.
"DARBE GİRİŞİMİNİ KARAKOLDA ÖĞRENDİM"
Sanık Furkan Uzun ise "Yaklaşık 8 aydır tutukluyum. Mahkeme gününü iple çekiyorum. Olay günü her şey normal bir şekilde gerçekleşti. Polis otobüslerine trafikten kurtulmak için bindiğimizi zannediyordum. Darbe girişimini karakolda öğrendim" dedi. Uzun, FETÖ ile ilgili hiçbir bağlantısının bulunmadığını belirterek tahliyesini talep etti.
"ADALETE VE MİLLETİME KIRGINIM"
Sanık Gökhan Sancak da olay akşamı kendilerine mermi verilmesinden hiç şüphelenmediğini söyleyerek, "Siz nasıl mesleğinizle ilgili dosyaları normal şekilde karşılıyorsanız, bizde mermiye, tüfeğe, kamuflaja o gözle bakıyoruz. O yüzden olay günü fazla mermi almamız bizi şüphelendirmedi. Adalete ve milletime kırgınım" dedi. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur'un "Sadece adalete mi kırgınsın, FETÖ'ye kırgın değil misin?" diye sorması üzerine sanık Sancak, "Adalete ve milletime kırgınım. FETÖ'ye kin ve nefretle bakıyorum" diye cevap verdi. Sancak, otobüsün durduğu anda sivil bir vatandaşın araca bindiğini, Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı'nın da "çocukları güvenlik amacıyla Hava Harp Okulu'na götürdüğünü" söylediğini belirtti. Yola çıkmadan önce komutanları olan Yüzbaşı Kazancı'ya nereye gittiklerini sorduklarını da ifade eden Sancak, "Arkadaşlar şu anda ben de hiçbir şeye hakim değilim" cevabını aldıklarını söyledi.
İDDİANAME
Darbe girişimi sırasında Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda kamp yapmakta olan 70 Hava Harp Okulu öğrencisi, bu öğrencilerden sorumlu 3 rütbeli komutan ile şoför olarak görev yapan 2 er "şüpheliö sıfatıyla yer alıyor. Tüm şüphelilerin "Anayasal düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekö suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 73 askerin "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar; 2 erin ise "Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
‘CANIMIZI FEDA EDERİZ’
Duruşmada, öğle arasından sonra ifade veren sanık Muhammet Dağ, olay günü 20 kişilik sivil minibüsün içinde olduğunu, perdelerin çekili olduğunu, polise ve halka kendilerinin öğrenci olduğu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na götürüldüklerinin söylendiği, halkın kendilerine yiyecek-içecek ikramı yaptığını anlattı. Daha sonra polisler tarafından karakola götürüldüklerini söyleyen Dağ, "Yol boyunca kanuna aykırı hiçbir emir almadım. Fetullahçı Terör Örgütü ile hiç alakam yoktur. O teröristlerin de gerekli cezayı alacaklarına inanıyorum. 8 aydır tutukluyum. Bu durum beni ve ailemi mağdur etti. Ama bu devlete ve vatana karşı bir küskünlük oluşturmadı. Oluşturamaz. Gerekirse canımızı feda ederiz. Buradan çıktıktan sonra da Hava Harp Okulu'na devam ederiz" dedi.
"HAYALLERİMİZİ ÇALDILAR"
Sanık Ömer Rahim Öztürk ise, Yüzbaşı Metin Kazancı'nın otobüsünde bulunduğunu, plansız eğitim denilerek kamptan çıkarıldıklarını anlatarak "240 gündür Silivri duvarları içinde acı çekiyorum. Hayallerimizi çaldılar. Bizleri kendi emellerine alet etmeye çalıştılar. Bu kadar üzüntü ve stresten sağlığımı kaybettim. Bunlara rağmen adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. Her şeyden üstün gördüğüm devlet aleyhine faaliyet gösteren bir örgüte dahil olmam mümkün değildir. Masumiyetimin anlaşılması ve hayatıma geri dönmek için tahliyemi ve beraatimi talep ederim" diye konuştu.
"DIŞARIDAKİ ÖĞRENCİLERDEN TEK FARKIM EĞİTİM ADIYLA OTOBÜSE BİNDİRİLMEMDİ"
Sanık Mehmet Toprak da FETÖ damgasının kendisi ve ailesini küçük düşürdüğünü belirterek "Benim dışarıdaki diğer Hava Harp Okulu öğrencilerinden tek farkım eğitim adıyla otobüse bindirilmemdi" dedi.
Savunmasını yapan Hava Harp Okulu öğrencisi Ahmet Hamdi Göçer, o gün için birlik içinde tek olağan dışı durumun Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın denetime gelmesi olduğunu söyledi.
MAHKEME BAŞKANI: 40 MERMİDEN ŞÜPHELENMEDİN Mİ?
Askeri öğrenci Berat Hüseyin Taştan da o gece emirler doğrultunda hareket ettiklerini, araçlara bindiklerini, mermileri aldıklarını, komutanların kendilerine "Uyuyun" emri verdiğini belirtti. Taştan, komutanlarından kimsenin ateş etmediğini ve FETÖ ile ilgili bir bağlantısının olmadığını ileri sürdü. Olay günü kendilerine iki şarjör mermi, yani 40 tane mermi verildiğini söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, "Daha önce hayatı idame eğitiminde 5 mermi yanınıza almışsınız. O gece 40 mermi verilmesinden şüphelenmediniz mi?" diye sordu. Sanık Taştan ise "Mermilerin sayısının değişmesi bu olayı anlayabileceğim anlamına gelmediği için şüphelenmedim. Ayrıca atış eğitimlerinde de 40 tane mermi veriliyordu" diye cevap verdi.
"DİSİPLİN KURULU İHRAÇ KARARINI KALDIRDI"
Sanık Burak Işık da olay gecesi yaşananların olağandışı olduğunu anlayacak bir konumda olmadığını belirterek "O gece ne kanunsuz bir emir verildi, ne de ben bu emri yerine getirdim. Fetullah Gülen ismini medyadan biliyorum. FETÖ ile hiçbir bağlantım yok. Vatanını milletini çok seven bir ailenin evladıyım. Teğmen olmayı beklerken, o geceden sonra kendimi bir anda ‘terörist ve vatan haini' olarak buldum. Bu damgayı yemek en büyük mağduriyetimizdir. Ayrıca, Hava Harp Okulu Disiplin Kurulu 10 gün önce bizle ilgili ihraç kararını kaldırmıştır" dedi.
"AKRANLARIM EĞİTİMLERİNİ SÜRDÜRÜRKEN BİZ SAVUNMA HAZIRLIYORUZ"
Sanık Ekrem Arslan ise telefonlarının olmadığını, televizyonu o saatte kullanmalarının yasak olduğunu belirterek darbe girişiminden haberi olmadığını belirtti. Arslan, "Hiçbir emri sorgulama yetkim yok. FETÖ ile ilgim yok. O geceden sonra darbeci olarak yargılanıyorum. Bu benim çok gücüme gidiyor. 8 aydır cezaevindeyim, akranlarım eğitimlerini sürdürürken biz bu dava için savunma hazırlıyoruz. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
"TERÖRİST MUAMELESİ GÖRDÜK"
Sanıklardan Esat Furkan Yeşil, olay günü Hava Kuvvetleri Komutanı'nın kampa denetlemeye geldiğini, onun dışında herhangi bir şey olmadığını belirtti. Otobüslere bindirildiklerini, orada uyuduğunu, sabah da polisler eşliğinde Ümraniye Karakolu'na götürüldüğünü söyleyen Yeşil, "Darbe girişimini karakolda öğrendik. Darbeye alet edildiğimizi de orada duyduk. Bize plansız eğitim denmişti. Biz bu kadar darbeden uzaktık. Hiçbir şekilde FETÖ'ye sempatim yoktur. Tüm eğitim ve öğretim haklarımız elimizden alındı. 240 gündür içerideyiz. Arkadan kelepçelendik. ‘Terörist' muamelesi gördük. Her geçen gün mağduriyetimiz artmaktadır" diyerek tahliyesini istedi. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, "Hava Harp Okulu 103 kişilik isim listesi sunmuş, bu kişilerin paralel devlet yapılanması ile ilgileri olabileceği belirtilmiş. Bu kişiler arasında bulunuyorsun. Annenin de bağlantısı olduğu belirtiliyor. Ne diyeceksin?" diye sordu. Sanık Yeşil ise "Annem hemşiredir, görevine devam etmektedir. Babam da askerdir, o da görevini sürdürmektedir. Çocukluğumdan beri pilot olmayı hayal ederdim. Bunlar yalandır" diye cevap verdi. Duruşma yarına ertelendi. (DHA)