HDP: Ortada ticaret yok para kaçırma var

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında 'Mal belgeleri'yle ilgili konuştu.

HDP: Ortada ticaret yok para kaçırma var

HABER MERKEZİ - HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 'Mal belgeleri' ve gündemdeki konulara dair konuştu. Kerstecioğlu, "Man Adası belgeleri açıkça gösteriyor ki Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın aile yakınları vergi vermemek için adalara paralarını kaçırmışlar. Adına ticaret diyorlar ama ne ticareti olduğunu açıklayamıyorlar. Çünkü ortada ticaret yok, açıkça para kaçırma var" dedi.

Kerestecioğlu'nun konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

AKP’nin kuruluş felsefesinin tam tersi bir istikamette ilerlediğine dair görüşlerimizi defalarca dile getirdik. AKP’nin içinde düşmüş olduğu durum şu an rehin tutulan Eş Genel Başkanımız Demirtaş’ın da tanımladığı gibi metal yorgunluğu değil metal zehirlenmesidir.

'ADINA TİCARET DİYORLAR AMA NE TİCARETİ OLDUĞUNU AÇIKLAYAMIYORLAR'

Amerika’da yargılanan Reza Zarrab’ın işbirliğini kabul etmesi başta Erdoğan olmak üzere AKP Hükümeti’nin uykularını kaçırıyor. Geçtiğimiz sene ortaya çıkan Panama Belgeleri, ortaya saçılan Malta Cennet belgeleri ve şimdi de Man Adası belgeleri açıkça gösteriyor ki Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın aile yakınları vergi vermemek için adalara paralarını kaçırmışlar. Adına ticaret diyorlar ama ne ticareti olduğunu açıklayamıyorlar. Çünkü ortada ticaret yok, açıkça para kaçırma var.

'SİZ BURADA YARGILAMAYINCA AMERİKA DEVREYE GİRİYOR'

Yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini en başından beri hararetle savunmamızın bir nedeni var. Düşünün eğer Reza Zarrab burada yargılanmış olsaydı "AKP’nin şimdi iddia ettiği gibi siyasi bir operasyon çekiliyor" iddialarını dinliyor olmazdık. Zarrab Amerika’da yargılanmaya başlayınca da yatıp kalkıp "Bu Türkiye’ye saldırıdır, bu milli meseledir" diyorlar. Tüm meseleleri uluslararası hale getiriyor bu hükümet. İşte siz burada yargılamayınca Amerika devreye giriyor.

'SORUŞTURMA 17-25 ARALIK OPERASYONLARI ÖNCESİNE DAYANIYOR'

17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Soruşturmasının odağındaki Reza Zarrab, cezaevinden çıktıktan sonra hükümete yakın yayın yapan A Haber'de Türk Bayrağı fonuyla "Türkiye’nin cari açığının %15 ini tek başıma kapattım" demişti. Ancak Maliye Bakanlığın 2013 yılında vergi rekortmenleri listesinde Rıza Zarrab isminin olmadığı ortaya çıkmıştı. Preet Bhrara’nın hazırladığı iddianameye göre Zarrab soruşturması 2010-2015 yılları arasında yürütülmüş. Telefonlar, e-postalar takip edilmiş. Yani soruşturma 17-25 Aralık operasyonlarının öncesine dayanıyor.

'İKİ SANİYE DÜRÜST VE ONURLU SİYASET YÜRÜTMEYİ BECEREMİYORLAR'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ Zarrab’ın ABD’nin elinde rehin olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın "Biz, dışarıdan aldığımız enerjiye bağımlıyız, yaptırımlar esnasında İran ile bu ticareti yapmak zorundaydık. Bunu başka yollarla yapmayı denemek zorunda kalacağımızı söyledik. Bankalarımız, ekonomi bakanımız işin içine girdi." dedi. 2015 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi ödül töreninde Zarrab’a kendi eliyle ödül veren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ise " "İtiraf etse ne diyecek, Türkiye’ye ne zararı olur? Ne olursa olsun, canı cehenneme" dedi. Hükümete ve Erdoğan’a sesleniyoruz: Bu adam sizi ilgilendiriyor mu, ilgilendirmiyor mu? Kafaları çok karışmış. Sabah başka, akşam başka. İki saniye dürüst ve onurlu olmayı beceremiyorlar.

'EVİNDE PARA KUTULARI ÇIKAN SÜLEYMAN ASLAN NEREDE?'

Şimdi Reza Zarrab’ın 4 Aralık’a ertelenen jürili duruşmaya katılmayacağı mahkeme tarafından bildirildi. Böylece Zarrab’ın mahkeme ile işbirliği yapacağı kesinleşmiş oldu. Hakan Atilla davanın tek sanığı oldu. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı sanık Atilla, Zarrab’ın gerçek ‘suç ortağının’ Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan olduğunu, ‘utanmazca’ Zarrab’dan rüşvet aldığını mahkemede kaydetti. Hatırlayalım. Erdoğan Süleyman Aslan’ı ‘saf ve dürüst’ olarak tanımlamıştı. Şimdi soruyoruz. Evinde para kutuları çıkan Süleyman Aslan nerede? Ne yapmaktadır? "Bu davadan pis kokular geliyor demişti" Erdoğan. Evet Sayın Erdoğan oldukça pis kokular geliyor ve siz bu pis kokuların hesabını vermekle yükümlüsünüz.

'HALKBANK TABELASININ DEĞİŞTİRİLMESİ AMAÇLANIYOR'

Çok konuşulmayan, medyanın çok dillendirmediği bir konu daha var. AKP hükümeti, bankacılık sektöründe dikkat çeken bir yönetmelik değişikliği yaparak sessiz sedasız Resmi Gazete’de yayımladı. Değişiklik yapılan o yönetmeliğin tam ismi: "Bankaların birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik…" 16 Kasım’da yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle birlikte, bir bankanın devredilmesi sürecinde dağılmasına neden olmayacak şekilde yeniden kurulmasının önü açıldı. Hükümet, Zarrab davası sonucunda, Halkbank'ın küresel piyasalarda bloke edilmesi ihtimaline karşı, sadece Halkbank tabelasını değiştirerek, hem AKP’ye hem de Türkiye’ye karşı gelecek ABD yaptırımını aşmayı amaçlıyor. Ama mızrak çuvala sığmıyor, sığdırmaya çalıştıkça orasından burasından delinen bir çuval var.

'İSTİFA MEKANİZMASI ONURLU BİR KURUMDUR'

İstifa mekanizması onurlu bir kurumdur. Yeri geldiğinde kullanıldığında makamdan eder belki ama onurunuzu korumaya yardım eder. Birkaç örnek vereyim: İsveç Maliye Bakanı Mona Sahlin devlet kasasından çikolata almak için 60 lira kullandığı ortaya çıktığı için istifa etti. İtalya Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Maurizio Lupi, yaptıkları ihalelerde yolsuzluk yaptığı ve bir işadamından 10.350 euro değerinde saat aldığı ortaya çıkınca istifa etti. Japonya Spor ve Eğitim Bakanı Hakubun Shimomura, 2020 Olimpiyat Oyunları için inşa edilen stadyum maliyetindeki öngörülemeyen artış nedeniyle istifa etti. Fransa İletişim Bakanı Alain Carignon, kamu malını kötüye kullandığı suçlamasının çıkması üzerine daha soruşturma başlamadan istifa etti.

Binali Yıldırım, Malta vergi cennetinde iki oğlu, dayısı ve yeğenlerinin yönetici ve hissedar olduğu 8 şirket ortaya çıktıktan sonra bile hala görevine devam ediyor. İsteyen istediğin soruştursun dedi. Saygı duyduk, takdir ettik. Hemen ertesi günü önerge verdik, ne oldu? Reddettiniz. Artık ne biz ne halkımız bu ayıplarla yaşamak istemiyoruz.

'ÜLKEYİ AİLE ŞİRKETİ GİBİ YÖNETİYORLAR'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ülkeyi aile şirketi gibi yönetmektedir. Belediye başkanıyken tek varlığı bir yüzük olan bir siyasetçinin damatları dâhil olmak üzere aile bireyleriyle birlikte hızla artan bir gelire sahip olması, nasıl sahip olduğu açıklanamayan gemi filoları ve daha birçok mülk sahipliği yolsuzlukların ve rüşvetlerin iktidarın en tepesinden yönetildiğinin göstergesidir.

'NASIL OLUYOR DA EMEKLİ BİR ÖĞRETMEN MİLYON DOLARLARI OLUYOR'

Man belgelerinde gördük ki darbeyi bilen Enişte Ziya İlgen’in 2.5 milyon dolar parası var. Nasıl oluyor da bir emekli öğretmenin böyle bir parası olabilir? Gerçekten bilmediğimiz ticaret sırları mı var? Biliyorsa bunları diğer öğretmenlere de açıklasın. Yoksulluk sınırında olan, ek iş yapmak zorunda olan öğretmenlere açıklasın. Benim annem de işçi emeklisi, 2500 lirayı bir araya getiremiyor.

'BELGELER ÇIKINCA KAFALAR ACAYİP KARIŞMIŞ DURUMDA'

Kafalar acayip karışmış durumda belgeler çıkınca. Önce biri çıkıp "ticari belgedir, herkes yapar diyor" iki saat sonra Erdoğan ailesinin avukatı çıkıp "Böyle bir şey yok, belgeler sahte" diyor. Zaten tek savunmaları da bu.

'MESELE MİLLİ DEĞİL ŞAHSİ'

Bir milli meseledir, kumpastır gidiyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Reza Zarrab’ın yolsuzluk dosyasını Türkiye Cumhuriyetine yönelik bir adım olarak değerlendirmektedir. Erdoğan’a soruyoruz bu neden Türkiye Cumhuriyetinin milli sorunu olsun? Senin başbakanlığın döneminde Ekonomi Bakanlığı yapmış Zafer Çağlayan’ın kolundaki 750 bin TL değerindeki saat Türkiye’nin milli meselesi neden olsun? Ayakkabı kutularında kasa kasa götürdüğünüz milyon dolarlar bu ülkede yaşayan yoksul halkın, emekçinin, emeklinin, öğretmenin neden sorunu olsun? Milli mesele değil, şahsi bir mesele var ortada. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, dolandırıcılık, adam kayırma gibi yüz kızartıcı suçlarınız kusura bakmayın Türkiye’nin Milli meselesi değildir. Bu Erdoğan ve AKP meselesidir.

'ÖFKEYLE GELEN ÖFKEYLE GİDECEK'

"Yolsuzluğa, adaletsizliğe karşı durarak siyasete geldik" diyenler, seçildiklerinde "Sandıktan öfke çıktı" manşeti atılanlar; bugün boğazlarına kadar yolsuzluğa batmış durumda. Bu nedenle öfkeyle gelen öfkeyle gidecek. Bunu ilk seçimlerde göreceğiz.

HDP Filiz Kerestecioğlu Var