HDP’ye Sansürün Zavallı Savunması

Tartışma programının yöneticisi, özel sektör TV’si oldukları için HDP’yi ekrana çıkarmadıklarına inanmamızı istiyor. Eskiden çıkartıyorlarmış ama…Çaresizliğin ve saçmalığın daniskası.

HDP’ye Sansürün Zavallı Savunması

Ragıp DURAN

ARTI GERÇEK - Habertürk’te bir tartışma programı. Konu ‘’HDP’nin Ankara Yürüyüşü’’. Yöneten, Didem Arslan Yılmaz. Katılımcılar, hukukçu sıfatıyla Salim Şen, Saray kontejanından demirbaş iskemle gibi oraya yerleştirilmiş Doğu Perinçek, bir de tayin edici anlarda çok iyi susmasını bilen konu mankeni CHP Istanbul milletvekili Gürsel Tekin.

Salim Şen belli ki HDP’li değil. Ama HDP’nin yasal bir parti olmasına rağmen sadece Habertürk’te değil bu partiye hiç bir mecrada yer verilmediğini söyledi. HDP’nin terörize edildiğini belirtti. HDP’ye yönelik suçlamalar, hatta HDP’yi kriminalize etme amaçlı saldırılar karşısında HDP’nin kendisini savunmasına izin verilmediğini söyledi. HDP’nin Meclis’deki konuşmalarının bile yayınlanmadığını hatırlattı.

Tartışmayı yöneten Yılmaz, baktı iş kötüye gidiyor, hemen müdahale edip Şen’in sözünü kesti ve şu cümleleri sarfetti:

‘’Burası bir kamu televizyonu değil. Biz özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir. (…) Zaman zaman bu ekranlarda HDPliler zamanında olmuştur. Bakın bu bir savunma değil, şey…Durum tespiti’’.

Cehalet, vicdansızlık, iktidarperverlik vergiye tabi olsaydı, Habertürk çoktan iflas ederdi. Yılmaz’ın savunması…şey durum tespiti baştan aşağı yanlış.

Kamu TV’si ile özel sektör TV’sini ayırdeden temel fark, birinin HDP’yi ağırlaması diğerinin HDP’yi yasaklaması değildir.

Yılmaz, ‘’Bu bir tercihtir’’ derken, Habertürk’ün özel sektör televizyonu olmayı mı yoksa HDP’yi tartışırken HDP sözcüsünü çağırmamayı mı tercih ettiği anlaşılamadı. Ortada hem yanlış bir tercih var, hem de muğlakta bırakılmış. Habertürk, ekranlarına HDPlileri çıkarırken özel sektör televizyonu değil miydi?

Yılmaz, aslında çok zor bir işin altından kalkmaya çalışmış ama onu da becerememiş. Neymiş efendim? Aslında ‘’Eskiden bu ekranlarda zaman zaman HDPliler de varmış’’. Eee ne olmuş sonra? O zaman neden çağırıyordunuz? Şimdi neden yasaklıyorsunuz? Tercihinizin gerekçelerini açıklayabiliyor musunuz? Dürüst olun: ‘’HDP’yi ekrana çıkaramıyoruz. Çünkü Saray istemiyor’’ deyin yeter.

Konu Didem Arslan Yılmaz’ın kişisel konumu, tutumu değil sadece. Yılmaz’ı böyle konuşturan, kaş yapayım derken göz çıkaran ortam nedir? Saray, HDP’den, HDP’nin açıklama ve eylemlerinden çok rahatsız. Çünkü HDP, Saray rejiminin sonunu getirebilecek bir muhalefet partisi. Habertürk ve diğer ‘’büyük kanallar’’ da kaderlerini Saray’a bağlamış oldukları için HDP’ye sansür uyguluyor. HDP’nin tasarladığı bir Türkiye’de bu tür televizyon kanalları olmayacak. Yılmaz ve benzerleri ekrana çıkıp bu tür durum tespitleri yapamayacak.

Yılmaz, Şen’in konuşmasını kesip anlamsız, mantıksız bir şekilde müdahale etmeyip sussaydı, hiç olmazsa bu tenakuzu teşhir etmemiş olurdu.

Habertürk ve iktidar yanlısı bütün medya organlarına bir çağrım var.

Selahattin Demirtaş’tan esinlendim. Erdoğan, milyonlarca lira para harcayıp boksör Muhammed Ali’nin ABD’deki cenazesine gidip orada boy gösterecekti. Muhammed Ali’nin ailesi böyle bir show’a, çocuklarının adının başkası tarafından suistimal edilmesine izin vermemişti. Demirtaş da, bunun üzerine, ‘’Paranızla gidip rezil oldunuz. Luzum yok. Bize gelsin. Biz sizi rezil ederiz, para da almayız’’ demişti.

Milyarlar harcayıp, altyapı masrafları yapıp, çapsız personele yüksek maaşlar veriyorsunuz, yazık, rezil oluyorsunuz yine de.

Boş yere bu tür yayınlar yapmayın. Yazacaklarınızı, söyleyeceklerinizi bize gönderin, biz sizi buradan rezil ederiz. Kamu hizmetidir, ücretsizdir.

HDP Ragıp Duran sansür medya Haber Türk Didem Arslan Yılmaz