'Helal turizm bölücülüktür'
Turizm yazarı Fehim Köfteoğlu, 'Tatilde HAK sertifikası olmayan ötele gitmek haram mı sayılacak' diye sordu.

HABER MERKEZİ- AKP iktidarının hazırladığı 'Helal Akreditasyon Kurumu'na yönelik eleştirilere turizm cephesi de katıldı. 'Müslüman Dostu Turizm Ülkesi Türkiye' kavramının 'Müslümanlara dost da diğerlerine düşman mı' sorusunu gündeme getirdiğini belirten turizm yazarı Fehmi Köfteoğlu, "Bu turizme gölge düşürmekten başka bir şey değildir" dedi.
Turizm gazetesi yazarı Fehmi Köfteoğlu, "Helal-haram kavramıyla bölücülük yapılıyor" başlıklı yazısında şunları dile getirdi:
"Müslüman Dostu Turizm Ülkesi Türkiye’ başlıklı raporlar ve ‘Helal turizm’ tartışmaları ile önümüzdeki günlerde yasa tasarısı olarak TBMM’ye geleceği anlaşılan Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) ile ilgili girişimler, toplum genelinde olduğu gibi turizm üzerinden de bölücülüktür.
‘Müslüman Dostu Turizm Ülkesi Türkiye’ diyenlere sormak gerekir:
Türkiye Müslümanlara dost da diğerlerine düşman mı?
Şunu da söyleyelim:
‘Müslüman Dostu Turizm Ülkesi Türkiye’nin ekonomik temeli de yoktur.
‘Körfez şeyhlerinin finanse ettiği araştırma adı altında son dönemde "Helal turizm", "İslam ekonomisi" vb başlıklarla, peş peşe yayınlanan raporlardaki veriler, abartılı ve gerçek dışıdır.
‘Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) milat olacak’ diyenlere soruyoruz:
Tatilde HAK sertifikası olmayan otele gitmek haram mı sayılacak?
HAK’tan sertifikası olmayan kasaptan alınan ete haram mı denecek?
Sertifikası olmayan doktora muayene olmak haram mı sayılacak?
Hayır.
Gerçek şudur:
Türkiye’de kasapların hepsinde satılan etler islami koşullara göre kesilmiş dolayısıyla helal ettir.
İslam inancına göre haram olan domuz etini satan market ya da başka bir yer yok denecek kadar azdır, ancak belli başlı kasaplarda ya da marketlerde vardır.
Domuz etini yemek ya da başka bir yerde kullanan da yok.
Tatile giderken erkekler ile kadınların ayrı havuzlarda olması gibi dini bir kural olmaktan çok bir kültür, bir yaşam tarzı olan kişilere hizmet veren tesisler zaten var.
Bu anlamda helal turizm bir üründür, değeri de her ürün gibi pazardaki payı ile orantılıdır.
Helal kavramının Meksika, Japonya, Fransa vb. ülkelerde anlamı olabilir.
Zira Müslüman olmayan bir ülkede Müslümanlara yönelik bir hizmet veriliyorsa bunun ifade edilme gereği duyulabilir.
Ama kendisi zaten müslüman olan bir ülkede bunun bir önemi ve anlamı yoktur.
AKP eski milletvekili, devlet bakanı ve AB’den sorumlu başmüzakereci (Hani şu Kuranı Kerim’deki Bakara Suresi için Bakara-makara diyen) Egemen Bağış, Türkiye Gazetesi’nde köşesinde ‘Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) milat olacak diye yazdı.
Neyin miladı?
‘Müslüman Dostu Turizm Ülkesi" ve ‘Helal turizm’ gibi kavramlarla ifade edilen girişimler kafalardaki ideolojik saplantıların dışavurumundan başka bir şey değildir.
Bu, Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi, ülkemizin aydınlık yüzü turizme gölge düşürmekten başka bir şey değildir.
Bu, zaten Müslüman olan Türkiye’de toplumu helal - haram gibi kavramlarla ayrıştıran, bölücülükten başka bir şey değildir."