‘Her gün binlerce teşekkür alıyorum’

ABD'deki Zarrab davasını Türkiye'nin büyük bir kısmı onun tivitlerinden izliyor. ABD'li gazeteci Adam Klasfeld ise 'sadece işimi yapıyorum’ diyor.

‘Her gün binlerce teşekkür alıyorum’

Esra TUR

ARTI GERÇEK - Hükümetin baskısı nedeniyle Türkiye’de medya tarafından göz ardı edilen Zarrab davasını Amerikalı gazeteciler gündemde tutmayı başardı. Davayı takip eden gazetecilerin paylaştıkları twittler saniyeler içinde binlere ulaşırken gazeteciler yoğun ilgiden memnun. Merkezi New York’ta bulunan dünyanın her yerindeki davaları takip eden Courthouse’un muhabiri Adam Klasfeld de bu gazetecilerden biri. Dava ile ilgili her twittine ‘merhaba’ diyerek başlamayı ihmal etmeyen Klasfeld, her gün binlerce teşekkür mesajı aldığını söylüyor.

İLGİDEN MEMNUN

Twitter üzerinden kendisine ulaştığımız Klasfeld, dava sonuçlanmadan basına konuşmak istemediğini ancak gördüğü ilgiden memnun olduğunu belirtti. Klasfeld, davaya ilişkin değerlendirmelerini ise kişisel bloğunda paylaştı. Bu davanın kendisine insanların bilgiye ne kadar aç olduklarını bir kez daha hatırlattığını belirten Klasfeld, "İster Washington’da ister Ankara, isterseniz New York ya da İstanbul'da yaşayın fark etmez. Dünyanın neresinde olursa olsun her insan doğru habere en çabuk şekilde ulaşmak ister. Hükümetlerin icraatlarından haberdar olmak isteyen insanlar, haberin kendilerine en çabuk ve sansüre uğramadan verilmesini bekler. Zarrab davası bu nedenle Türk halkı için bu kadar önemli" diye konuştu.

‘ERDOĞAN VE TRUMP ÖZGÜR BASIN DÜŞMANI’

Sınır tanımayan gazetecilerin en son yayınladığı raporda Türkiye’nin basın özgürlüğünde darbe girişiminden bu yana 4 basamak daha da gerileyerek 155. sıraya yerleştiğini Amerika’nın da Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana 2 basamak gerileyerek 46. sıraya gerilediğini hatırlatan Klasfeld, "Erdoğan da Trump da özgür basına düşmanı. İki başkanın bu tavırları utanç verici" dedi.

‘GAZATECİ NE ŞART ALTINDA OLURSA OLSUN İŞİNİ YAPMALI’

Dönemin başbakanı Erdoğan’ın dört yıl önce yapılan yolsuzluk operasyonu ile başlayan Zarrab davasına ilişkin ‘siyasi darbe’ dediğine dikkat çeken Klasfeld, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Sonrasında davaya ilişkin neredeyse hiçbir araştırmacı gazetecilik yapılamadı. Olay hükümete yakın medya organları tarafından örtbas edildi. Konuyu gündemde tutmaya çalışan medya kuruluşları ya baskı gördü ya da kapatıldı, çalışanlar ise gözaltına alındı."

Davayı attığı twitlerden takip edenlerden her gün binlerce teşekkür mesajı aldığını belirten Klasfeld, "Bu mesajlar bana neden gazetecilerin ne şart altında olurlarsa olsunlar işlerini hakkıyla yapması gerektiğini hatırlatıyor" dedi.

‘SADECE İŞİMİ YAPIYORUM’

Davayı ABD'den takip eden pek çok gazetecinin hesaplarının hacklenip ve saldırıya uğradıklarını belirten Klasfeld, bu durumun Türkiye’de gazetecilik yapmanın ne kadar zor olduğunun en somut örneği olduğunu vurguladı. Gerçeklerin ortaya çıkması için tüm gazetecilerin tarafsız olması gerektiğini belirten Klasfeld, "Sadece işimi yapmaya çalışıyorum amacım Türkiye’nin iç işlerine karışmak değil" diye konuştu.

‘17 ARALIKTA ASLINDA NE OLDU ÖĞRENMEK İSTİYORDUM’

2013’te başlayan 17 Aralık operasyonlarında aslında neler olduğunu öğrenmek için davayı takip etmek istediğini belirten Klasfeld, "O süreçte yaşananları öğrenmek istiyordum. Dava gündeme bomba gibi düşmüş ancak 11 ay sonra takipsizlik kararı verilmişti. Konuya ilişkin medya suskunluğunu korurken süreç pek çok hâkim savcı ve gazeteciyi isinden etmiş hatta hapse girmelerine neden olmuştu" dedi.

dava twitter reza