Hukukçular AYM'nin HDP kararını değerlendirdi: Mahkeme esasa dair karar verdi, ihsası reyde bulundu

Hukukçular AYM'nin HDP kararını değerlendirdi: Mahkeme esasa dair karar verdi, ihsası reyde bulundu
HDP'nin Hazine yardımı hesaplarına bloke uygulanmasına yönelik AYM kararına tepkiler sürerken, avukatlar da kararı hukuki açıdan değerlendirdi.

Artı Gerçek- Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulması talebini "tedbiren" kabul etmesine yönelik tepkiler devam ediyor.

Oy çokluğuyla verildiği belirtilen tedbir kararıyla ilgili hukukçuların görüşü ise kararın Anayasa'ya ve yasalara aykırı olduğu görüşünde.

Diyarbakır Barosu eski başkanı ve HDP MYK üyesi avukat Cihan Aydın, mahkemenin geçici tedbir kararını önce reddedip ardından yeni bir delil sunulmadığı halde bu kararı bozmasını "siyasi baskıya yenik düşmek" olarak değerlendirdi.

Cihan Aydın'ın sosyal medyada #Gaspvar etiketiyle yayınladığı açıklaması şöyle:

"Anayasa mahkemesinin bu kararını bir kaç yönden değerlendirmekte fayda var benim.

1. Mahkeme daha önce savcının talebini reddetmiş, Savcının bu konuda yeni bir delil sunmamasına rağmen önceki kararından geri dönmesi siyasi baskıya yenik düştüğü anlamına geliyor.

'BU KARAR ANAYASAYA AYKIRIDIR'

2.Hazine yardımının bloke edilmesi kararı; kapatma yerine verilecek ikincil bir karar olup Mahkeme, yerleşik prosedürlere ve Anayasa’daki (69. Madde) kurallara aykırı bir şekilde davanın esasına dair nihai kararı vermiştir. İhsas-ı reyde bulunmuştur.

3.Anayasa’nın 149.maddesine göre “siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır “. Karar 8’e 7 oy çokluğuyla alındığı dikkate alındığında, bu karar anayasaya aykırıdır

4.Mahkeme, savcının bloke talebini HDP’ye bildirmeden, bu konuda itirazlarını almadan karar vermiş, karar sonrası HDP’ye savunma için 1 ay süre vererek arabayı atın önüne koşmuştur.

5. Görünen o ki mahkeme, siyasi baskılara teslim olmuş, siyaseti dizayn etmenin bir aracı haline gelmiştir."

Avukat Akın Atalay da AYM'nin Anayasa ve yasalarda açıkça tanımlanmış böyle bir tedbir yetkisinin olmadığını belirtti.

'MAHKEME YORUM YOLUYLA YENİ İÇTİHAT YARATMIŞ'

Atalay'ın HDP’ye 2023 yılı için yapılacak hazine yardımının bloke edilmesi yönünde geçici tedbir kararına ilişkin değerlendirmesi şöyle:

"1- Anayasa mahkemesi, 7/8 oy çokluğu ile HDP’ye 2023 yılı için yapılacak hazine yardımının bloke edilmesi yönünde geçici tedbir kararı vermiş.

2- Anayasa ve yasalarda açıkça tanımlanmış böyle bir tedbir yetkisi olmayan Mahkeme, öyle anlaşılıyor ki yorum yoluyla yeni bir içtihat yaratmış. Daha önce kanunların iptaline ilişkin olarak da yine benzer şekilde “yürütmenin durdurulması” kararı vererek içtihat yaratmıştı.

Mahkeme, bu içtihatlarına dayanak olarak bir hukuki yorum kaidesi olan “çoğu vermeye yetkili olanın azı da vermeye yetkisi vardır” ilkesini kullanıyor galiba. Bu nedenle de, madem ki hazine yardımından yoksun bırakma kararı vermeye yetkimiz var, bu yetki aynı konuda tedbir kararı vermemizi de kapsar şeklinde düşünüyor olmalı.

'TEDBİR KARARI ANCAK 2/3 OY ÇOKLUĞU İLE MÜMKÜNDÜR'

Eğer böylesi bir mantıksal çıkarım ve yorum ilkesiyle hareket ettiyse ortada aşılması güç bir açmaz var. Çünkü, Anayasa Mahkemesinin bir siyasi parti hakkında “hazine yardımından yoksun bırakma” kararı verebilmesi kanunun açık ve emredici hükmüne göre ancak 2/3 oy çokluğu ile mümkündür.

O halde, tedbir kararı verebileceğine dair yetki aldığını varsaydığı ilgili maddedeki 2/3 oy çokluğu tedbir kararı için de geçerli bir şart olmak gerekirdi.

Dayandığı hükmün bir bütün olarak anlam ifade ettiğini görmeyip, salt işine yarayan kısmını kullanmak herhalde kabul edilebilir hukuki bir yaklaşım olmaz.
Abdestsiz namaz gibi olur. Abdest almadan namaz kılınabilirse, 2/3 çoğunluk olmadan salt çoğunlukla da tedbir kararı verilebilir tabi ki.

Ve ne yazık ki, dinde olduğu gibi hukukta da (üstelik en yüksek mahkemede) siyasal çıkarlar uğruna temel kuralların çiğnendiği karanlık bir dönemden geçiyoruz." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar