İHD, 12 Eylül darbesinin 43’üncü yıldönümünde TRT önünde: 'Ne darbe ne diktatörlük, acil demokrasi'

İHD, 12 Eylül darbesinin 43’üncü yıldönümünde TRT önünde: 'Ne darbe ne diktatörlük, acil demokrasi'
İHD, 12 Eylül darbesinin yıldönümünde, eski TRT Radyosu binası önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada darbe sonrası yaşanılanlara değinilerek “Ne darbe ne diktatörlük, acil demokrasi ve insan hakları’ vurgusu yapıldı.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 43’üncü yıldönümünde, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Harbiye’de bulunan eski TRT Radyosu binası önünde bir basın açıklaması düzenledi. İHD, açıklamayı eski TRT binasında yapmasının nedenini “Buradayız, çünkü askeri darbe, 12 Eylül 1980 sabahı 03.00’de buradan, TRT den duyurulmuştu” ifadeleriyle açıkladı.

Basın açıklamasını İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, 1982 yılından beri hâlâ yürürlükte olan belli maddelerin hak ve özgürlükleri kullanılmaz hale getirdiği ifade etti.

Yoleri 12 Eylül darbe sonrası yaşanılanları ise “hatırlatmak istiyorum” diyerek şunları söyledi:

“Alelacele ve adil yargılanma ilkelerine riayet edilmeden yapılan yargılamalarla 517 kişiye idam cezası verilmiş ve 50‘si infaz edilmişti; 300 kişi “kuşkulu” bir şekilde ölmüş 171 kişinin 'işkenceden’ öldüğü belgelerle kanıtlanmış, 11 kişi gözaltında kaybedilmişti.1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 650 bin kişi gözaltına alınmıştı. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmış, 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitmek zorunda kalmış, 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atılmıştı.

937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklanmış, 23 bin 667 derneğin faaliyeti durdurulmuş, sırf İstanbul’da 300 gün gazetelerin çıkması engellenmişti. 31 gazeteci tutuklanmış, 300 gazeteci saldırıya uğramış ve 3 gazeteci öldürülmüştü ve tam 49 ton gazete, dergi ve kitap, sakıncalı olduğu iddiasıyla imha edilmiş, basın özgürlüğünü kısıtlayan 151 yasa çıkartılmıştı.”

‘12 EYLÜL ZİHNİYETİ HÂLÂ İŞ BAŞINDA’

Yoleri, darbe anayasasının yürürlüğe geçirilmesiyle işler halden çıkan hak ve özgürlükleri ifade ederek şunları söyledi:

“insan hakları normlarının, demokrasi ilkelerinin ve yürürlükteki hukukun dahi yok sayılması, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, sistematik tecrit, ağırlaştırılmış müebbet, infaz yakma, işkence ve kötü muamele ve benzeri infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile 12 Eylül zihniyeti hâlâ iş başımda”

'SÖZE DEĞİL İCRAATE BAKIYORUZ’'

Gülseren Yoleri, AKP hükümetinin seçim sürecinde darbenin bıraktığı kötü kalıntılarını ortadan kaldırmayı vaatleri arasında bulundurduğunu ancak bunları yerine getirmediğini ifade ederek, “Bizler söze değil icraate bakıyoruz. Barışa giden yol eğer kapatıldı. ‘Darbe zihniyetine karşıyız’ diyerek başa gelenler maalesef ki aynı zihniyeti sürdürdüler” dedi.

'YASALAR İNSAN HAKLARINI GÖZETEREK YENİDEN DÜZENLENMELİ'

İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, açıklamanın sonunda yasaların tamamen insan haklarını gözeterek yeninden düzenlemesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Demokrasi vaadedenler bugün Cumartesi Anneleri’nin eylemlerini engelliyorlar. Bugün uluslararası sözleşmeleri ve iç hukuku tanımıyorlar. Hukuku tamamen devre dışı bırakıyorlar. Biz insan haklarını ve demokrasiyi istiyoruz. Yasalar, insan haklarını gözeterek yeniden düzenlenmeli. Darbe yasalarında insanların hak ve özgürlüklerini kullanmasının önünde büyük bir engel olarak duran maddeleri de insan haklarına yaraşır hale getirilmeli.” (Artı Gerçek)

Öne Çıkanlar