İnşaat Mühendisleri Odası: 'Meslektaşlarımız proje dışına çıkmaya zorlanıyor'
İMO, Maraş merkezli depremlerin ardından yeniden gündeme gelen ve tartışma konusu olan yapı denetim sistemindeki eksikliklere ilişkin önerilerde bulundu. Açıklamada, inşaat mühendislerinin proje dışına çıkmaya zorlandığı belirtildi.

Osman ÇAKLI
İSTANBUL- İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi, Karaköy’de bulunan TMMOB binasında yeni yapı denetim düzeni üzerine basın açıklaması gerçekleştirdi. Harun Karadeniz Konferans Salonu’nda saat 11.00’de yapılan açıklamayı İMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Nusret Suna okudu. İnşaat mühendisleri, Türkiye’de riskli yapı stokunun tespiti ve bunlara yönelik politikaların belirlenmesi için bir dizi öneride de bulundu.
‘YAPI DENETİM SİSTEMİ SORUNLU’
Maraş merkezli depremlerden sonra en çok yapılan tartışmalardan biri de yapı denetim oluyor. İMO da yaptığı açıklamalar ile eksikliklere değinirken, 17 madde halinde öneri sundu. Türkiye’de her yıl ortalama 100 bin yeni yapı üretildiğini belirten Nusret Suna, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu ile kurgulanan sitemin kamusal niteliğinin yok olup ticarileştiğine vurgu yaptı. Suna, yapı denetim mekanizmasının eksikliği nedeniyle yeni yapıların istenilen düzeyde güvenli ve sağlık olmadığını söyledi. Yapı denetim sistemi içerisindeki pek çok sorun olduğuna dikkat çeken Suna, şöyle konuştu:
“Yapı denetim sistemi içinde, kurucu ortakları da dâhil olmak üzere proje, uygulama ve malzeme denetimiyle görevlendirilen ya da şantiye şefi olarak çalışan çok sayıda mühendis ve mimar yer almaktadır. Sistem, bünyesindeki her bir aktör için farklı sorunlar barındırmaktadır. Yapı Denetim Kuruluşlarının ortakları verilen hizmet için alınan bedellerin azlığından şikâyet etmekte; denetim hizmetlerinde yaşanan kalite sorununu devlet tarafından belirlenen bu bedelin yetersiz kalışına bağlamaktadır. Bu yakınmalarda haklılık payı vardır elbette. Zira devlet 595 sayılı KHK ile oluşturulan yapı denetim sisteminde yüzde 4-8 oranında belirlediği hizmet bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun sürecinde önce yüzde 3’e sonra da yüzde 1,5’e düşürmüştür.”
‘MESLEKTAŞLARIMIZ PROJE DIŞINA ÇIKMAYA ZORLANIYOR’
Meslektaşlarının işsizlik korkusu nedeniyle proje dışı imalatlara zorlandığını sözlerine ekleyen Suna, şantiye şefliğinin de işleyişinde sorunlar olduğundan bahsetti:
“İşveren vekili sıfatı nedeniyle iş kazaları da dâhil olmak üzere yapı işyerlerinde oluşabilecek her türlü sorunun doğrudan muhatabı olan şantiye şefleri ise, tam zamanlı olarak çalışmaları gerekirken sistemde aynı zamanda birden fazla işyerinde şantiye şefliği yapmalarına olanak tanınması nedeniyle, üstlendikleri tüm bu sorumlulukların gereklerini yerine getirmekten uzaktır. Şantiye Şefliği hizmetleri de büyük oranda kağıt üzerinde kalan formaliteye dönüşmüş durumdadır."
İMO: ÇÖZÜM VE ÖNERİLERİMİZ
Nusret Suna, İMO olarak mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü ticari yanı ağır basan modelin yerine sorunların çözümüne ilişkin şu önerilerde bulundu:
1- Mühendislik hizmetlerinde özellikle yapı alanlarında hizmet veren teknik kadroların bilinçli ve bilgili olmaları kamu çıkarları açısından son derece büyük bir önem taşımaktadır. Halkın can ve mal güvenliğinin korunması, ulusal kaynakların doğru kullanılması, bilgi ve bilinç düzeyinin artmasıyla doğru orantılıdır. Yüksek öğretim kurumlarında verilen mühendislik eğitimi seviyesi ne olursa olsun temel eğitim niteliğindedir. Ayrıca bir mühendislik dalının pek çok alt dalları bulunmaktadır. Bir mühendisin sadece dört yıllık bir eğitim ile unvanını taşıdığı meslekte ve alt dallarının tamamında uzmanlaşması ya da yetkinleşmesi fiilen mümkün değilken taşıdığı unvan nedeniyle tüm alanlarda yetkilendirilmiş olması bir çelişkidir. Bu çelişkiden faydalanan ise mühendisin bilgisinden ziyade imzasına ihtiyaç duyan çıkar çevreleridir. Dolayısıyla 1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmelidir.
2- Yapı Denetim Sisteminde proje denetimi ve uygulama denetimi birbirinden ayrılmalı, kamu bünyesinde ülke genelinde ihtiyaç duyulan yer ve miktarda idari özerkliğe ve güvenceye sahip “Etüt ve Proje Denetim Birimleri” oluşturulmalıdır. Bu birimler denetledikleri projelerin ölçek ve özelliklerine göre sınıflandırılmalı ve yetkilendirilmelidir. Bu birimlerde ilgili tüm meslek disiplinlerinin yeterli düzeyde istihdamı sağlanmalı, görev yapacak sorumlu denetçi İnşaat Mühendisleri Meslek Odası tarafından belirlenmiş Yetkin Mühendisler olmalı, çalışan tüm mühendis ve mimarlar ilgili meslek kuruluşları tarafından sertifikalandırılmalı, yaptıkları görev ve aldıkları sorumlulukların karşılığı oranında ücretlendirilmelidir.
3-Yapı Denetim Kuruluşları doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşları ile müteahhit ve/veya yapı sahibi arasında herhangi bir mali ve idari bağlantı olmamalı Yapı Denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan kamuya karşı sorumlu olmalıdır.
4-Yapı Denetim Kuruluşları için sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmelidir.
5-Hazır beton üreticileri de sisteme entegre edilip, yükümlülükleri ve uygulanacak yaptırımlar tanımlanmalı ve takibi yapılmalıdır.
6-Yapı Denetim Kuruluşlarının ortaklarının içerisinde Meslek Odası tarafından belgelendirilmiş en az bir tane Yetkin İnşaat Mühendisi bulunmalı ve onun sorumluluğunda diğer denetçiler ve kontrol elemanları çalışmalıdır.
7-Yapı Denetim Kuruluşunda görev yapacak mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmeli, takibi yapılmalıdır.
8- Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu görevlisi statüsünde olmalı, ücretleri, iş güvenceleri ve özlük hakları teminat altına alınmalı, ücretleri TMMOB tarafından belirlenen asgari ücretin altında olmamak kaydıyla görev, yetki ve sorumluluklarına göre kademeli olarak belirlenmelidir.
9- Gerek Etüt ve Proje Denetim Birimlerinde gerekse Yapı Denetim Kuruluşlarında görev yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir.
10-Yapı Denetim Kuruluşlarının oluşmasından, görevlendirilmesinden ve takibinden sorumlu olan tüm kurullarda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı ilgili Odaların temsilcileri yer almalıdır.
11-Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için Meslek Odalarının önündeki engeller kaldırılmalı, proje hizmeti veren Mühendis ve Mimarlar için Odaların yetkilendirme ve denetleme hakkı olmalı, proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmelidir.
12-Müteahhitlik iş, işleyiş ve ilişkilerini belirleyen özel bir kanun çıkarılmalı ve sorumlulukları belirlenmelidir. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeli teknik kadro, finans, donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalıdır.
13-Yapı alanı 1500 m²’yi geçen her yapım işinde tam zamanlı olarak bir Şantiye Şefi bulundurulması zorunlu hale getirilmelidir.
14-Şantiye Şeflerinin işveren (müteahhit) ile yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler çerçevesinde olmalı, Şantiye Şeflerinin alacakları ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalıdır.
15-Şantiye Şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye esas eğitimleri ilgili Meslek Odası tarafından yapılmalıdır.
16-Sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalıdır.
17-Tüm yapılar, yapım ve kullanım özelliklerini koruyup korumadığının tespiti amacıyla ve ilgili kamu kurumlarının sorumluluğu altında, imara aykırılık, yapısal elemanlardaki değişiklik ve hasar-deformasyon oluşup oluşmadığı bakımından periyodik olarak denetlenmelidir.
İstanbul'da yapı güçlendirme denetimleri sıklaştırılacak
Malatya'da yıkılan 1300 binanın sadece 2'si yapı denetimli çıktı
Müteahhitler kendilerini denetleyecek yapı denetim şirketleri kurdu