İnsan kaçakçıları anlattı: Güvensiz rotaları nasıl 'güvenli' diye pazarlıyorlar?

Daha iyi bir yaşam için Batı'ya göç etmek isteyenler, güvensiz yollara mecbur bırakılıyor. Artı Gerçek'in konuştuğu bir insan kaçakçısı, riskle dolu yolların güvenli olduğunu iddia etti: "Yakalanırsan Zaho’lu olduğunu söyle. Türk olduğunu belli etme..."

İnsan kaçakçıları anlattı: Güvensiz rotaları nasıl 'güvenli' diye pazarlıyorlar?

Artı Gerçek - Yaşadıkları ülkelerde din, etnik kimlik, cinsel yönelim veya siyasi görüşlerinden ötürü baskı görenler ya da savaşlardan ve yoksulluktan uzaklaşarak daha refah içinde bir yaşam arayan insanlar, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yanı sıra ABD'ye göç etmenin yollarını arıyor. İklim krizinin de gelecekte göçmen sayısını artırması bekleniyor. Ancak zengin Batı ülkelerinin mültecilerle ilgili kısıtlayıcı politikaları, bu insanları güvenli olmayan yollara itiyor ve insan kaçakçılarının insafına bırakıyor.

Yıllar içinde gelinen noktada, insan kaçakçıları faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki 'duruma' göre, güvenli olduğunu iddia ettikleri rotalarını sürekli güncelliyor. Öyle ki, Artı Gerçek'in internet üzerinden görüştüğü ve Türkiye'de faaliyet gösteren bir insan kaçakçısı, "bütçeye göre güvenli rotalarının" olduğunu, aileler ve bekârlar için ayrı güzergâhlar bile kullandıklarını söyledi.

Kaçakçının "güvenli" iddiasıyla pazarladığı rota üzerinde, İnsan hakları Bulgar-Helsinki Komitesi temsilcisi Krassimir Kanev'in ölümlerin giderek arttığını vurguladığı Bulgaristan da yer alıyor. Ancak yaklaşık iki hafta boyunca görüştüğümüz insan kaçakçısı, AB üyesi Bulgaristan için “Güvenlikten yana sıkıntı yok" iddiasında...

'EN KISA VE GÜVENLİ ROTA' PAZARLIĞI

AB’ye kaçak yollarla ulaşma talebiyle görüşmeye başladığımız kaçakçıdan ilk olarak güvenlikle ilgili endişelerimizi gidermesini istiyoruz. Şebeke üyesi, ellerinde "birden fazla alternatif" olduğunu ve "bütçe farkı" oluşacağını söylüyor.

'PARAYI EMANETÇİYE TESLİM EDİN, VİDEO GÖNDERİLİNCE ALACAĞIZ'

‘Güvenli rota’ olarak pazarladığı güzergâhlar üzerinden Almanya’ya geçişin tamamlanmasıyla 10 bin euro ücret talep ediyor. Kaçakçı, ücretin İstanbul’da bir emanetçiye teslim edilmesi gerektiğini, yolculuk tamamlanınca yakınlara gönderilecek video kaydıyla birlikte ücreti teslim alacağını ekliyor.

'EN KISA YÜRÜME MESAFESİ BİZDE'

Ücretin İstanbul’daki emanetçiye teslimiyle birlikte bizi İstanbul’dan alarak sınıra götüreceklerini anlatıyor. Edirne sınırında çeşitli rotaların bulunduğunu ve her şebekenin kendine ait yollarının olduğunu ifade eden kaçakçı, "en kısa yürüme mesafesinin kendilerinde olduğunu" da iddia ediyor. Edirne sınırından Bulgaristan’a 5 kilometrelik yürüyüş hattı olduğunu, bazı kişilerin sınırı geçebilmek için 20 gün yürüdüğünü de ekliyor.

GERİ İTMELER İKİ KAT ARTTI AMA KAÇAKÇIYA GÖRE 'GÜVENLİ'

Kaçakçı bu rotayı "güvenli" diye pazarlıyor ama işin aslı böyle değil... Bulgaristan için İnsan hakları Bulgar-Helsinki Komitesi temsilcisi Krassimir Kanev, InfoMigrants sitesi ile söyleşisinde, Haziran-Ağustos 2023 döneminde sınırda 5 bin 270 geri itme olayı yaşandığı, bundan 87 binden fazla mültecinin etkilendiği bilgisini veriyor. Bu veri, 2021'de yaşanan geri itmelerin neredeyse iki katı.

‘GÜVENLİK GÜÇLERİ İLE KAÇAKÇILARIN RÜŞVET İLİŞKİSİ BİLİNİYOR’

Aslında kaçakçının kendisi de, güvenlikten yana nasıl bu kadar emin olabildikleri sorusuna net bir yanıt vermiyor, “sıkıntı yok” diyerek geçiştiriyor. Ancak Telegram kanallarındaki kaçakçı gruplarında bu soruya verilen yanıtlarda, 'çarpıcı' bir iddia var: Sınırlarda güvenlik güçleriyle kurulmuş rüşvet çarkları...

Göç Araştırmaları Derneği (GAR) Üyesi Dr. Lülüfer Körükmez de, çeşitli raporlamalar sayesinde güvenlik güçleri ile kaçakçılar arasında rüşvet ilişkisi olduğunun bilindiğini söylüyor. Körükmez bununla birlikte, "Ancak güvenlik güçleri ile kaçakçılar herhangi bir yerde birbiriyle çalışıyor diyemem" şerhini düşüyor.

‘SOFYA’DAN SONRASI KOLAY’

Görüştüğümüz şebeke üyesi, “Bizim çok yolumuz var” diyerek Bulgaristan’a geçişten sonra talep edilmesi durumunda mülteciye bir rehberin eşlik etmeye devam edeceğini de ekliyor. Ancak bu rehber ile Bulgaristan’da buluşulması gerekiyor: "Kaba güzergâh Edirne, Bulgaristan, Sırbistan ve oradan Almanya. Bulgaristan’a geçince başka bir araç sizi alacak, Sofya’ya götürecek. Oradan sonrası daha kolay ancak sınırın durumuna göre birkaç gün Bulgaristan’da kalabilirsiniz.”

Kaçakçının anlattığına göre, güvenlik açısından en sorunlu yer, Sırbistan sınırdaki 15 kilometrelik yürüme mesafesi. Fakat "Sırbistan’ın da aşılması halinde yolculuğun huzura ereceğini" iddia etmekten geri durmuyor...

Başka bir şebeke ise Telegram kanalında Türkiye sınırlarını geçtikten sonra izlenecek adımlara ilişkin kılavuz niteliğinde hazırlanmış talimatlar veriyor. Kaçakçılar paylaştıkları rotalarda kendilerince güven oranı da paylaşıyor. Buna göre, aileler için ayrı, bekârlar için ayrı rotalar mevcut.

YAKALANMAMAK İÇİN NASIL SİGARA İÇİLECEĞİNE KADAR ANLATIYORLAR

‘Güvenli’ diye bahsedilen rotalardan gitmek istediğiniz zaman, ücret biraz daha artıyor. Her bilgi ücret karşılığında satılıyor. Güvenlik için hangi saatte yola çıkılacağından tutun nasıl yürüneceğine, sigaranın nasıl içileceğine kadar tasarlanmış bir organizasyon yürütülüyor.

‘YAKALANIRSAN IRAK ZAHO’LU OLDUĞUNU SÖYLE’

Türkiye’den çıktıktan sonra olası bir yakalanma durumunda da talimatlarda şu bilgiler yer alıyor:

“Hırvatistan Studenci’ye yola çıktıktan sonra kimliği bir poşete bağlayıp ormanda bir yere gömüp işaretle. Pasaport ve kimlik taşıma, yakalandığın zaman Irak Zaho’lu olduğunu söyle. Türk olduğunu belli etmemen önemli. Yakalanmazsan, ormandan geçerken telefonunu uçak moduna almayı unutma. Kesinlikle fener kullanma, sigara içiyorsan tişörtünün içinden yak, avuç içinde sakla. Studenci’ye ulaştıktan sonra uber çağır ya da AB plakalı bir sivil araç ayarla. Riejka’ya gitmen ve yakalanmaman önemli. Bir sonraki rotan Buzet olacak. Orada ayarladığın bir araçla Slovenya sınırına gideceksin. 20-30 kilometrelik yolu geçtikten sonra İtalya’ya girince her şey bitmiş olacak."

‘ASIL SORUN ÜLKELERİN GÜVENLİ GEÇİŞİ ÖNLEMESİ’

GAR üyesi Dr. Lülüfer Körükmez'e göre, sınırlardaki bütün şiddet olaylarına ve risklere rağmen insanların göç yollarından vazgeçmemesinin en temel nedeni, güvenli hayat kurma talebi. Sınırları güvenli yollardan aşıp refah içinde yaşama isteğinin en doğal insani hak olduğunu vurgulayan Körükmez, "Devletler ne kadar para harcarsa harcasın, ne kadar yüksek teknolojili izlemeler yaparsa yapsın ya da şiddeti ne kadar artırırsa artırsın, insanlar çeşitli yolları buluyor ve bulmaya devam edecekler” diyor.

Göç hareketinin kendisinin sorunlu olmadığını ekleyen Körükmez, sorunun güvenli geçişin engellenmesinden kaynaklandığını söylüyor:

"2015’de AB ‘göç krizi’ dedi ama bu göç krizi değildi. Devletler bunu bir kriz olarak sundu. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3’ü mülteci. Yer değiştirmek çok doğal bir hareket, doğal olmayan ise devletlerin politikaları. Değiştirilmesi gereken politikaların kendisi, insanlar güvenli ve refah hayatın peşinde. Ayrıca raporlardan bildiğimiz kadarıyla milis güçler de otonom şekilde ortaya çıkmayabiliyor. Balkan rotasında güvenlik güçleriyle çalıştıklarını biliyoruz."