İşsiz bir ressam: 'Bu şeytan işi, cehennemde yanacaksın' söylemlerine kulak tıkadım
Duygularını resim yaparak anlatmaya çalıştığını söyleyen ressam-aşçı Aziz Başçı: İmkânım olsa çok iyi bir ressam olacağım, 250’nin üzerinde yağlı boya resimlerim lokantanın deposunda.
Yağmur KAYA
ARTI GERÇEK- "Resim yaparak çocukluğumu yaşıyorum. Eğer yaşıyorsam, ayakta kalabildiysem resimlerin sayesindedir. Tıpkı bir şiir, bir roman gibi; her bir resmin bir hikayesi, bir duygusu var. ‘Bu, şeytan işi, cehennemde yanacaksın. Bu sözleri hiç dinlemedim’. Yani beni resim tutkusundan edemedi." Bu sözler 1967 yılında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde dünyaya gelen Aziz Başçı’ya ait.
'BU ŞEYTAN İŞİ, CEHEMMNEDE YANACAKSIN’ SÖYLEMLERİNE KULAK TIKADIM'
45 yıl memleketi Diyarbakır’da baba mesleği de olan aşçılıkla yaşamını idame ettirdiğini söyleyen Başçı, 2 yıl önce İstanbul Kadıköy’de bir arkadaşıyla birlikte lokanta açtığını ancak ekonomik kriz ve pandemi önlemleri nedeniyle kafe ve restoranlara getirilen kısıtlamalar sonrası bir süre sonra kazanç elde edemediği için lokantasını kapattığını ifade ediyor. 3 çocuk babası Başçı, şu an ekonomik gücü olmadığı için lokantada yaşadığını söylüyor. Ortaokulda bir öğretmenin kendisini darp etmesiyle okulu bıraktığını dile getiren Başçı, yaş daha 20 demeden evlendirildiğini aktarıyor. Sanata ve özellikle resme yönelik ilgisinin küçük yaşlardan itibaren başladığını, yani resim yeteneğinin çok küçük yaşlarda ortaya çıktığını belirten Başçı, hem okulda yaşadığı travmadan eğitim hayatına devam edemediğini hem de toplumsal rollerin kendisine yüklediği baskılar nedeniyle resim yapmaya bir süre ara vermek zorunda kaldığını belirtiyor. Ne yakın çevresinin –bu şeytan işi, cehennemde yanacaksın- ne de sosyal çevresinin, -sen çocuk musun, bırak bu çoluk çocuk işini- olumsuz telkin ve eleştirilerine bir süre sonra kulak tıkadığını vurgulayan Başçı, hem politik öznelerin, hem toplumsal olayların hem de çocukluğunun izlerinin yer aldığı binlerce resim yaptığını vurguluyor.
Yağlı boya resimleri yaptığını ifade eden Başçı, resim yapması için gerekli araç ve gereçleri alacak imkanı olmadığını bu nedenle digital ortamda resimler yaptığını söylüyor. İstanbul’da bulunduğu bu 2 yıllık zaman zarfı içerisinde 2 binin üzerinde resim yaptığını vurgulayan Başçı, şu an 250’nin üzerinde yağlı boya çalışmasının lokantasının deposunda bulunduğunu sesi titreyerek söylüyor.
‘BU MEMLEKETTE BİR DAHA KALMAYACAĞIM’
Diyarbakır’da bir resim sergisi açtığını, resimlerinin sanatseverler ve sergiye gelenler tarafından beğenildiğini söyleyen Başçı, yakın diyebileceği aile üyelerinden resme olan hayranlığı ve tutkusundan dolayı bir hayli olumsuz eleştiri aldığını ve "Bu memlekette bir daha kalmayacağım. Biletimi aldım ve çıktım. Çok kızdırdılar beni" sözleriyle tepki göstererek Diyarbakır’dan ayrıldığını ifade ediyor.
‘BİR SENEDİR KIVRANIYORUM’
"Çünkü ben resim yaparak ayakta kalıyorum, bu hayatın bende yarattığı her durumu, her olguyu resimlerime yansıtıyorum. Bir anlayabilseler" diyen Başçı, şu an ne baba mesleği olan aşçılığı yapabiliyor ne de yağlı boya çalışmaları yapabiliyor. Başçı, "Lokantada yaşıyorum. Pandemi çıktı. Ortağım beni bıraktı. Bir senedir kıvranıyorum. Yolun sonuna geldik gibi görüyorum. Bir atölyem yok ki, digital resimlerimi tuvale geçireyim. Bir resim 1 saati mi alıyor, ama 10 bin dokunuşla" diyor.
"İmkânım olsa çok iyi bir ressam olacağımdan kuşkum yok. Aslında iyi bir ressam olmak benim çocukluktan beri bir hayalimdir" diyen Başçı, tüm bu yeteneğine rağmen şimdilik bir lokanta da yaşayan işsiz bir ressam olduğunu ve destek beklediğini vurguluyor.