İstanbul Barosu başkan adayı Hasan Kılıç: Baro güçlüye biat etmeyen mücadeleci kimliğine geri dönecek

İstanbul Barosu başkan adayı Hasan Kılıç: Baro güçlüye biat etmeyen mücadeleci kimliğine geri dönecek
İstanbul Barosu Başkan adayı Hasan Kılıç, baronun pasif, dışlayıcı ve katılımcılıktan uzak bir anlayışla yönetildiğini belirterek, "Baro güçlüye biat etmeyen mücadeleci kimliğine geri dönecek. Avukatların hakları için çalışacağız” dedi.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Yaklaşık 63 bin avukatın kayıtlı olduğu İstanbul Barosu, bu hafta sonu yapılacak genel kurulla yeni başkanını belirleyecek. Haliç Kongre Merkezi’nde bugün adaylar vaatlerini açıklayacak, yarın ise avukatlar yeni yönetimi seçmek için sandık başına gidecek.

11 aday arasında Avukatın Yükselişi Hareketi Grubu adına seçimlere Hasan Kılıç girecek. Kılıç genel kurul öncesi Artı Gerçek’in seçim sürecine, vaatlerine ve yargı sistemine ilişkin sorunlara ilişkin sorularını yanıtladı.

‘UMUDU YEŞERTECEK, MÜCADELEYİ GÜÇLENDİRECEĞİZ’

İstanbul Barosu’nda yönetim kurulunda yer almanızın yanı sıra daha önceki yıllarda da baro başkanlığına adaylığınızı koydunuz. Geçen seçimlerde mevcut Başkan Filiz Saraç’a karşı çok az bir farkla kaybettiniz. Öncelikle şunu sormak istiyorum: İstanbul Barosu’na ilişkin eleştirileriniz nelerdir? Neden aday oldunuz?

Bugün, pasif edilgen, etkinlikten uzak bir yapı söz konusu. Suskunluğu ve hiçbir şey üretmemeyi bir lütuf gibi sunan, avukatların sorunları için hiçbir çaba harcamayan bir anlayış söz konusu. Öğrenilmiş çaresizlik döngüsünü avukatlara dayatmaya çalışıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Bu düşünceyi söküp atacağız. Umudu yeşertecek, mücadeleyi güçlendireceğiz. Meslektaşlarımız ile başaracak, birlikte yöneteceğiz.

Son seçime baktığımızda meslektaşlarımızın bizlere verdikleri güçlü bir destek var. Onların talebini yerine getirmeye, iradelerine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Geçen seçimde neredeyse sandıkların tamamına yakın bir bölümde grubumuz ya birinci ya da ikinci oldu. Seçime katılımın düşük olmasına rağmen elde edilen önemli başarı inanıyorum ki bu dönem taçlanacaktır.

Katıldığımız seçimlerin tamamında kazanmaya en yakın grup olduk. Önde götürdüğümüz seçimleri ikinci tamamlamamızı sağlayan irade bizi alternatif yönetim olarak belirledi. Bu iradeye sahip çıkacak, genel kurula taşıyarak seçimi bu güçlü destekle birlikte kazanacağız. Güçlüye, güçlünün hukukuna boyun eğmeyen, biat etmeyen mücadeleci kimliğine geri dönecek. Güzel ülkemiz için, avukatların hakları için bıkmadan, yılmadan mücadele edeceğiz.

‘YARGIYA GÜVEN GÜN GEÇTİKÇE AZALMAKTA’

Özellikle son yıllarda Türkiye’deki yargı sistemine ilişkin çok ciddi problemler var. Yargı bağımsızlığı ve adaletin sağlanması noktasında hukuka güvenin de iyice zedelendiğini görüyoruz. Bu noktada baroya düşen görev nedir?

Yargıya güven gün geçtikçe azalmakta. Bağımsız ve tarafsız yargı alanında atılması gereken çok önemli adımlara ihtiyaç var. Temel hak ve özgürlüklere müdahaleler, insan hakları ihlalleri gün geçtikçe artıyor. Anayasa Mahkemesi kararları yok sayılmakta. Bu karamsar tablo da barolara önemli görevler düşmekte. Hukuk devleti mücadelesini artırarak devam ettirilmesi büyük önem taşıyor.

Bireylerin ve toplumun hak arayışında avukatlar ve barolara önemli görevler düşüyor. Ülkemizde hukuk devleti ilkesi tahrip edilmiş, içinde bulunduğumuz koşullarda hukuk, siyasal iktidar tarafından, toplumu dizayn etmek için kullanılan politik bir araca dönüştürülmüştür.

Demokrasimize, özgürlüklere, hukuka ve bireysel haklara yapılan müdahaleler artarak devam etmektedir. Bunun en bariz örneği temel hak ve özgürlüklere ilişkin çok önemli alanlarda düzenlemeler barındıran İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde millet iradesi göz ardı edilerek çıkılmasıdır.

‘BAROLAR MÜCADELEDEN GERİ DURMAZ’

Barolar mücadeleden geri durmaz. Cumhuriyetin hukukunu, ilke ve devrimleri, Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, hukuk devleti mücadelesini vermek, temel hak ve özgürlüklere müdahalelere, insan hakları ihlallerine karşı çıkmak baronun ana mücadele alanı. Baronun her kademesinde yıllarca görev aldım.

Avukat Hakları Merkezi başkanlığından sonra, 14 yıl önce İstanbul Barosu yönetim kuruluna seçildim. Uzun yıllar görev yaptım. Bu ülkenin sisteminin ele geçirildiği o süreçte sözümüzü sakınmadık, mücadeleden geri durmadık. Bu yerlerde gerekli duruşu gösterdik. Hakkımızda soruşturmalar açıldı, yargılandık.

Hukuk devleti için, avukatların haklarını korumak için, Cumhuriyetin hukukunu korumak için bedel ödedik, göz altına alındık. Bugün o dönem verilen mücadeleden eser kalmadı. Avukatla arasındaki bağ kopmuş, örgütsüzleşmiş, dışlayıcı, dar grupçu, katılımcılıktan uzak bir anlayış kabul edilemez. İstanbul Barosu yeniden o dönemlerde ortaya koyduğu duruşa geri dönecek.

‘MESLEKTAŞLARIMIZIN ÇÖZÜLMEYİ BEKLEYEN ÇOK CİDDİ SORUNLARI VAR’

Türkiye’de sayıları 190 binlere ulaşan bir avukat popülasyonu var. Ancak bu sayının yarısını 0-5 yaş kıdemli avukatlar oluşturuyor. Bu çok ciddi bir artış. Bu durum genç avukatları nasıl bir sorunla yüz yüze getiriyor. Dahası sizin avukatların sorunlarına ilişkin ne gibi çözümleriniz olacak?

Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın çözülmeyi bekleyen çok ciddi sorunları var. Ekonomik yönden oluşan olumsuz bir tablo söz konusu. Yine baktığımızda avukatlar görevlerini yaparken birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Sırf görevlerini yapıyorlar diye darp ediliyorlar, vuruluyorlar, öldürülüyorlar. Sorunların çözümü için etkin, mücadeleci bir baroya ihtiyaç var.

Genç avukatların, bağlı çalışan avukatların, CMK sisteminden görev alan meslektaşlarımızın sorunları çözüm bekliyor. Ücretlerin asgari ücret seviyesine çekilmesi, her birim için ayrı ücret ödenmesi, KDV yükünün kaldırılmasını ısrarla istiyoruz. Bunlar için çok çalışacağız. Avukat akademisini hayata geçireceğiz. Genç meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü ve baro çalışmalarına katılımları yönünden ortak ofis ve toplantı merkezi açacağız.

Genç avukatların sosyal ve ekonomik haklarını iyileştireceğiz. Avukatlar ağır vergi yükü altında. Benzer meslek gruplarına göre ciddi dezavantajlar söz konusu. Bu alanda mutlaka taleplerde bulunacağız. Avukatların iş alanlarını genişletmek için çalışmalar yapacağız. Açıkladığımız çok daha detaylı ve realist çalışmalarımız var.

‘ÇOK SAYIDA ADAYIN OLMASI BİR ZENGİNLİK’

Seçimlerde bu kadar çok adayın çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çoklu baro surecine hep birlikte karşı çıktık. Asla doğru değildi. Barolar bölünmemeli, buna izin veremeyiz. Avukatların birlik içerisinde olduğu bir baroya ihtiyaç var. Ayrıştırıldığı, dağıtıldığı, birden fazla baroyla gücünün azaltıldığı yapılar mesleğe dayanışmaya zarar verir. Bu seçimler farklı seslerin temsili anlamında önem taşımakta.

Seçilen yönetim hangi gruptan olduğuna bakılmaksızın tüm avukatların yönetimi olacaktır. Seçimler demokratik bir yarış. Çok sayıda adayın olması aynı zamanda bir zenginlik. İstanbul Barosu üyeleri seçim sürecini demokratik bir olgunlukla ve birlik içerisinde atlatacaklardır. Seçimlerden güçlenerek çıkıp büyük bir aile olduğumuzu yeniden hatırlayacağımızı düşünüyorum. Tüm meslektaşlarımızın barosu, onlar için bıkmadan çalışan bir baro olacak.

Öne Çıkanlar