İzmir'de Onur Yürüyüşü'ne polis engeli: Onlarca gözaltı var
Artı Gerçek - İzmir Valiliği, 11’inci Onur Haftası kapsamında İzmir’de düzenlenecek etkinlikleri, ‘genel ahlakı koruma’ gerekçesiyle yasaklamıştı. Çok sayıda yurttaş Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde toplanarak yürümek istedi.
Valiliğin yürüyüş yasağını gerekçe gösteren polis, İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu'ndaki avukatların caddeye alınmasına izin vermedi. İtirazlar üzerine kimlik kontrolü yapılarak caddeye alınan avukatlar, gazetecileri engellendi.
Saat 18.00’da başlayacak yürüyüş öncesi alanı ablukaya alan polis çok sayıda kişiyi darp ederek gözaltına aldı.
Baronun avukatlarına göre, Çağdaş Hukukçular Derneği avukatları ile birlikte 40'tan fazla yurttaş gözaltına alınarak emniyete götürüldü.
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
"Bugün burada, 11. İzmir LGBTİQ+ Onur Yürüyüşünde, bu devranla derdi olan tüm LGBTİQ+’lar olarak yeniden yürüyoruz. Özellikle trans kadınlara; Kürt, Arap, mülteci ve diğer azınlık gruplara dahil LGBTİQ+’lara daha şiddetli bir şekilde gelen bu sistematik ayrımcılığa karşı anayasal hakkımızı kullanmak için toplandık. İzmir Valiliği tarafından 23 Haziran Cuma günü mesai saatinin bitiminde, “radikal görüşlere sahip kimi kişi ve gruplar tarafından yapılması istenen etkinliklere karşı tepki gösterildiği, genel ahlaka karşı bir tutum ve davranışlar içeren bu tür etkinliklerin toplumun tepkisine yol açabileceği” bahanesi ile etkinliklerimiz ve yürüyüşümüz yasaklandı. Bu yasağı, biz lubunyaların anayasal hakkı olan Anayasa’nın 34. maddesine aykırı olduğu için kabul etmiyoruz.
TRANSFOBİK DEVLET YIKACAĞIZ ELBET!
Her geçen gün artan polis şiddeti ve yasaklamalar, lubunyaları kriminalize etmek için devlet eliyle yapılmaktadır. Bu hukuksuz şiddet ve yasalar kabul edilemez ve mücadelemizi durduramaz. Ankara Onur Yürüyüşü, Boğaziçi Onur Yürüyüşü, ODTÜ Onur Yürüyüşü ve birçok onur yürüyüşü davasında arkadaşlarımızın yasal haklarını kullanmak istemelerine karşın dava açıldı. Onur Yürüyüşleri kriminalize edilemez!
HOMOFOBİK DEVLET YIKACAĞIZ ELBET!
Bornova Sokak, Esat-Eryaman ve Ülker Sokak gibi Türkiye’nin her bir sokağında kaybettiğimiz trans kadınları, dostlarımızı unutmayacağız ve mücadelemize devam edeceğiz. Ecem Seçkin, Hande Kader, Ahmet Yıldız ve daha birçok nefret cinayetine kurban giden, Türkiye’de kendine bir yaşam hakkı görmeyip intihar eden arkadaşlarımızın hesabını soracağız.
TRANS CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!
Trans kadınların işlere alınmayarak sadece seks işçiliği yapmak zorunda bırakılması, yaşam alanları mühürlendiği için sokakta kalmaya zorlanan ve daha sayamadığımız devlet tarafından yapılan birçok sistematik ayrımcılık insan hakları suçudur ve bugün burada bulunmamızın sebeplerinden de biridir. Susturulmaya çalışılan, katledilen, intihar eden ve bilhassa Bornova sokakta sistemin şiddetine maruz kalan her trans kadının sesi olmak için buradayız.
DÖNMEYİZ, DÖNMEYİZ, BİZ BU YOLDAN DÖNMEYİZ!
Geçtiğimiz pazar günü yapılan 9. Trans Onur Yürüyüşünde trans arkadaşlarımızın yürüyüşü engellenmeye çalışılmış, ama yürüyüş başka bir yerde gerçekleştirilebilmişti. Daha sonra arkadaşlarımız dağıldığında şiddet ile birlikte gözaltına alındılar. Aynı şekilde 9 Haziran’da yapılan 11. ODTÜ Onur Yürüyüşünde yürüyüş başlamadan kampüs içerisine polisler sokularak öğrenciler şiddete uğramış, dağıldıktan sonra taksi beklerken şiddet ile birlikte gözaltına alınmışlardır. Sadece lubunyalara zarar vermek art niyetiyle uygulanan bu sistematik şiddet bizlere mücadelemizden geri adım attırmayacak.
ALIŞIN, BARIŞIN, BURADAYIZ, GİTMİYORUZ!
Bu sene İzmir’de yapılacak olan onur piknikleri birçok faşist topluluk ve polis tarafından engellenmeye çalışılmış, öğrenciler gözaltına alınmış ve şiddete uğramıştır. Varlığımız ve buluşup piknik yapmamız dahi kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. “Zafer konuşmasında” dahi çıktığı an faşist iktidarın hedefi yine LGBTİQ+’lar olmuştur. Seçim sürecinde AKP’nin LGBTİQ+ nefreti üzerinde propaganda yürütmesi ve her mitinge çıktıklarında LGBTİQ+ nefretini körüklemesi de ülkenin vatandaşlarının iyiliğini düşünecek hiçbir şeyi planlamadıklarının, sadece azınlıkları hedef göstermek üzerinden siyaset ve vaat üretmelerinin göstergesidir.
BE TRANS JİYAN NABE! BİJÎ BERXWEDANA LUBUNYA!
Türkiye ve Suriye’yi etkileyen depremde lubunyalar temel ihtiyaçlarına ulaşamamış, orada dahi fobi görmeye devam etmişlerdir. Depremzede lubunyalar ile dayanışma göstermek isteyen diğer lubunyalara “Neden sadece lubunyalarla dayanışıyorsunuz?” şeklinde tepki gösterilmiş ve depremzede lubunyaların ihtiyaçlarına ulaşamadığı, böyle bir durumda dahi fobiye maruz kaldıkları görmezden gelinmiştir. Türkiye’de yaşayan herkesten LGBTİQ+’lara karşı yapılan ayrımcılıklara gözlerini artık açmaları gerektiğini vurguluyoruz.
MA RIHNA NIHNA HON!
Biz bu çarkı da bozacağız, koliye de çıkacağız, eğitimimizi de göreceğiz. Lubunyalar her yerde ve bugün sokaktayız aşşkımmm! Yürüyemeyen, susturulan herkes ve her şehir için yürüyoruz. Var olduğumuz zaman boyunca, haklarımızı alana kadar, eşitlenene kadar BU-RADA-YIZ!
DÜNYA YERİNDEN OYNAR İBNELER ÖZGÜR OLSA!"