Kadına şiddet salgında da hız kesmedi: ‘Şiddetle birlikte ikinci darbeyi de işsiz kalarak aldım’
Urfa’da altı yıl boyunca erkek arkadaşının şiddetine maruz kalan Sahil Tamer, gördüğü şiddetin yanında Coronavirus salgının yaşandığı şu günlerde önce işinden sonra evinden oldu.
Rıfat DOĞAN
ARTI GERÇEK- Urfa’da erkek arkadaşının şiddetine maruz kalmasının yanında evinden ve işinden de olan Sahil Tamer ayakta kalmaya çalışıyor. Tamer "ben sustukça onun şiddetinin bir çığ gibi büyüyerek üzerime geldiğini fark ettim" diyor.
Türkiye’de Coronavirus salgını devam ederken, ev içi şiddet ve kadına yönelik şiddetin oranı da arttı. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu acil yardım hattına gelen ihbarlarda bu artışı görmek mümkün. Verilere göre fiziksel şiddet yüzde 80, psikolojik şiddet yüzde 93, sığınma evi talebi yüzde 78 arttı.
Urfa’da yaşayan Sahil Tamer, bu şiddete uğrayan kadınlardan biri. Artı Gerçek’e maruz kaldığı şiddetin yanı sıra, erkek arkadaşının baskısı ve zorlaması nedeniyle nasıl işsiz ve evsiz kaldığını anlattı.
‘BEN SUSTUKÇA ONUN ŞİDDETİ BİR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYEREK ÜZERİME GELDİ’
Tamer’in erkek arkadaşının şiddetine maruz kalması yeni değil, kendi anlatımıyla altı yıldır bu şiddet sürüyor ancak son zamanlarda giderek psikolojik bir baskıya dönüştü. Bu şiddete neden bu kadar sessiz kaldığını ise "Korktuğum ve baskı gördüğüm için 6 yıl boyunca boyun eğdim" sözleriyle dile getiren Tamer bunun da çare olmadığını şu sözlerle ifade ediyor: En son 16 Şubat tarihinde yaşadığım darp ve psikolojik şiddetten sonra anladım susmanın ne kendime ne de başka birine faydası var. Çünkü ben sustukça onun şiddetinin bir çığ gibi büyüyerek üzerime geldiğini fark ettim."
‘BIÇAK ÇEKTİ, CAMDAN SALLANDIRDI’
O gün yaşadığı fiziksel şiddeti "Bana bıçak çekip, camdan sarkıtmaya kalktı. Dört buçuk saat aralıksız sürdü. Bu şiddet kız arkadaşımın yanında da devam etti ve o da elinden alamadı. Sakinleştirmeye çalışıyordu ancak olmuyordu" sözleriyle ifade eden Tamer, telefonu olmadığı için polisi de çağıramıyor, yanındaki kız arkadaşı da bu şiddete istese de engel olamıyordu. Son şiddet olayından sonra sesini duyurmaya karar veren Tamer, o gün hastaneye darp raporu almaya
gitse de erkek arkadaşının takibinden kurtulamıyordu. Öyle ki şikayet için gittiği hastane polisinin yanında da yine tehditlere maruz kaldığı için şikayetinden vazgeçiyordu. Ancak Tamer kararlıydı ve 19 Şubat Salı günü Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek şikayet dilekçesini veriyor ve yaşadıklarını tek tek anlatıyordu.
‘ONDAN KORKTUĞUM İÇİN EVİN KAPISINA YAKIN UYUYORDUM’
Gidecek başka yeri olmayan Tamer eve geri dönmek ve erkek arkadaşıyla yaşamak zorundaydı. "Ondan korktuğum için evin kapısına çok yakın bir yerde uyuyordum, sabah çok erkenden işime gidiyordum" diyen Tamer’e dönük erkek şiddeti hız kesmiyor ve 23 Şubat günü küfür ve hakaretlerle başlayan olay cinsel saldırıya dönüşüyordu. Tamer bir kez daha savcılığın yolunu tutuyordu ve şikayet sonucu uzaklaştırma kararı aldırıyordu. Uzaklaştırma kararıyla Tamer’e yaklaşamayan erkek arkadaşı bu kez telefonla tehditlerine devam ediyordu. Uzaklaştırma kararı halen kendisine tebliğ edilmediği için eve gidemeyen Tamer, 2 Mart tarihine kadar bir öğretmen evinde kalıyordu.
‘ERKEK ARKADAŞININ TACİZLERİNE AİLESİNİN TACİZLERİ DE EKLENMİŞTİ: BİR TOKATTAN NE OLUR’
Tamer gördüğü şiddet nedeniyle artık rahat yaşayamıyordu: "Karar geldiğinde onu evden uzaklaştırmışlardı ve ev bana tahsis edilmişti. Durmadı, kural ihlali yaptı. Parkta önümü kesti. Artık öyle kötü bir psikolojik bir durumdaydım ki biri yanımdan hızla geçse ödüm kopuyordu." Tamer’e dönük şiddet erkek arkadaşının akrabalarının taciziyle devam etti. Tamer, erkek arkadaşının annesi, dayısı ve kız kardeşi tarafından arandığını ve davadan vazgeçmesi için ‘bu kadar büyütme bir dayaktan bir tokattan ne olur’ şeklinde telkinlerinde bulunduklarını söylüyor.
‘ŞİDDETLE BİRLİKTE İKİNCİ DARBEYİ DE İŞSİZ KALARAK ALDIM’
Tamer’in başına gelenler bunlarla sınırlı değildi. Bir rehabilitasyon merkezinde çalışan mağdur kadın, erkek arkadaşının işverenle olan akrabalığı nedeniyle işten atılıyordu. Tamer "işveren onun akrabası olduğu için önce bana süresiz izin verdi, sonra mart ayının ortasında yarım maaş vererek beni işten attı. Şiddetle birlikte ile ikinci darbeyi de işsiz kalarak aldım" diyor.
"İşsizdim artık ve herkes onun çevresi olduğu için hiç kimse yardım etmiyordu. Nisan ayına geldiğimizde
halen iş arıyordum, her yer olumsuz yanıt veriyordu" sözleriyle yaşadığı zorlukları dile getiren Tamer’e kız arkadaşı dışında kimse el uzatmamıştı. 22 Nisan’da gittiği markette bir kez daha şiddete uğrayan Tamer, erkek arkadaşının bir kez daha "Ya benimle olursun ya da sana bu şehri dar ederim, iş bulamazsın ekmek alamaz hale gelirsin" şeklinde tehditlerine maruz kalıyordu. Şikayet etse de erkek arkadaşının tacizleri artarak devam ediyordu. Öyle ki 2 Haziran’da bitmesi gereken uzaklaştırma kararını mahkeme kararıyla kaldıran erkek arkadaşı 2 Mayıs gecesi Tamer’in oturduğu evi basıyor, Tamer’i darp ederek şiddet uyguluyordu. Tamer o gün evde olan kız arkadaşının yardımıyla kurtuluyordu.
‘BİR HAFTA BOYUNCA DIŞARIDA YATTIM, AÇTIM SUSUZDUM’
Bu olaydan sonra yeni bir uzaklaştırma kararı alan mağdur kadın, eve döndüğünde ise başka bir şokla karşılaşıyordu. Ev sahibi de erkek arkadaşının tanıdığı olduğu için mağdur kadına "hırsız" muamelesi yapıyor, kira sözleşmesi Tamer’in üzerine olmadığı için kadından şikayetçi oluyordu. Tamer "Artık çok yorulmuştum. Boşaltacağımı söylemiştim, o da bunun üzerine şikayetçi olmamıştı. O bir hafta boyunca dışarıda yatmıştım. Açtım, susuz kalmıştım" diyor.
‘ÇARESİZLİĞİN EN DİP NOKTASINI YAŞIYORDUM’
Evinden de olan Tamer, erkek arkadaşı yüzünden borç içindeydi. "Onun yüzünden borç içindeydim. Zorla tehditle kredi çektirmişti. O kredi borçlarını üzerime bırakmıştı" diyen Tamer "Ben çaresizliğin en dip noktasını yaşıyordum. Daha fazla ne olabilirdi ki? Ona dönmem için bütün yaşam damarlarımı kesmişti" ifadelerini kullanıyor.
ERKEK ARKADAŞININ AİLESİ VE ARKADAŞLARINDAN SONRA BELEDİYE BAŞKANI DEVREDE
Şiddet artık başka bir noktaya ulaşmış ve mağdur kadın üzerindeki psikolojik baskı giderek başka bir hal almıştı. Önce ailesini daha sonra arkadaşlarını devreye sokan erkek arkadaşı, Tamer’i şikayetinden vazgeçirmek için Karaköprü Belediye Başkanı Metin Baydilli’yi ara sokuyordu. Tamer’in anlatımına göre belediye başkanı, mağdur kadından şikayetinden vazgeçmesini istiyor, belediyede kendisine yardım edileceğini söylüyordu.
Tamer, bütün yaşadıklarına rağmen şikayetinden vazgeçmedi. Sosyal medya üzerinden Şanlıurfa
Valisi’ne, başsavcıya, baro başkanına ulaşan Tamer "Anlayacağınız cumhurbaşkanından içişleri bakanına
kim varsa sesimi duyabilecek, herkese yazıyordum" diyor.
‘KIZ ARKADAŞINI TAKİP ETTİLER İŞ YERİNE ULAŞARAK İŞSİZ KALMASINA NEDEN OLDULAR’
Gidecek yeri de kalmayan mağdur kadın kız arkadaşının evine taşınıyordu. Erkek arkadaşının artık bitmek bilmeyen tacizleri devam ediyordu. "Maddi ve manevi psikolojik olarak seni çökertirim" tehditleri sürüp gidiyordu. "Şiddetin her türlüsünü yaşıyordum. Kız arkadaşım bana sahip çıktığı için onu takip ettiler, iş yerine ulaşarak onun da işsiz kalmasına da neden oldu" ifadeleriyle arkadaşlarının mağdur olduğuna dikkat çeken Tamer, mücadelesini sürdürmekte kararlı ve şunları söylüyor:
"Ben 37 yaşında bir anneyim, kadınım ve bir çocuğum var. Yurdumun her yerinde ses çıkaramayan kadınların sesi olmaya çalışıyorum. Bu benim sesimden çok onların sesi. Ben mücadelemi verirsem onların adına da veriyorum ve benim karar çıktığımda bunu emsal olarak göstereceğim. Evet işsizim, evet korkuyorum evet psikolojik destek alıyorum. Ama bu mücadelemden vazgeçmeyeceğim."