'Kadınlar sağlık güvencesinden yoksun çalıştırılıyor'

Diyarbakır’ın 4 ilçesinde ev işlerinde çalışan emekçi kadınlara yönelik anket çalışması yapıldı.

'Kadınlar sağlık güvencesinden yoksun çalıştırılıyor'

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK - Rosa Kadın Derneği, koronavirüs nedeni ile insanların evlerine kapandığı bu dönemde kadınlara yönelik anket çalışması yaptı. Diyarbakır’ın Sur, Bağlar, Kayapınar ve Yenişehir ilçelerini kapsayan çalışmada ev işinde çalışan, pandemi nedeni evlerine kapanmak zorunda kalan kadınların yaşadıkları sorunlar ele alındı. Yapılan çalışmaya ilişkin hazırlanan rapor açıkladı.

Kadınlara yönelik yapılan bu çalışmada, kadınların güncel iş durumları, yaşadıkları sorunlar ve mali durumlarına yönelik sorular soruldu. Hazırlanan anket formunun 16 sorudan oluştuğunun belirtildiği raporda, 50 kadının referansı ile gündelik ev işlerinde çalışan 76 kadına ulaşıldığını, tespit edilen kadınlarla telefon aracılığıyla görüşmeler gerçekleştirildiği aktarıldı.

"KADINLARDAN BAZILARI İŞSİZ KALIR KORKUSU İLE KONUŞMAK İSTEMEDİ"

Kadınların yaşadığı sorunlara odaklanıldığı çalışmada kadınlara ulaşmak pekte kolay olmadı. Araştırmaya ilişkin açıklanan raporda, birçok kadının sigortasız çalıştığını, sigortasız çalıştıklarını açıklamaları durumunda işsiz kalacakları kaygısı ile anket çalışmasına katılmayı kabul etmediği belirtildi.

"ÇOCUKLARIM AÇLIKTAN ÖLECEĞİNE, KORONADAN ÖLEYİM DİYENLER VAR"

Yapılan görüşmelerde birçok kadın "Çocuklarım açlıktan öleceğine, ben koronadan öleyim" ifadesinin kullandığının belirtildiği raporda, kadınların pandemi sürecinde yaşadıkları olumsuzluklarda yer aldı. Anket çalışmasına katılan 76 kadının yüzde 49’u 36-49, yüzde 21’i 18-28, yüzde 20’si 29-35, ve yüzde 10’u 50-64 yaş aralığında olduğu belirtildi. Katılımcıların yaş grafiğine bakıldığında ev içi işlerde en fazla yer alan yaş grubunun 36-49 yaş aralığı olduğu aktarıldı.

KATILIMCILARIN YÜZDE 58’İ 3-5 KİŞİLİK HANELERDE YAŞIYOR

Katılımcı kadınların yüzde 74’ünün evli olduğu, bunların yüzde 5’inin ise sadece imam nikahının olduğunun belirtildiği raporda yer alan tespitler şunlar:

"Eğitim durumunu gösteren tabloya göre, çalışan kadınların yüzde 34’ünün okur-yazar olmadığını, yüzde 28’i ilkokul, yüzde 18’i okur-yazar olduğunu, yüzde 7’si ortaokul, ve yüzde 3’ü lise mezunu olduğu görülmektedir. Hane halkı sayısını gösteren tabloya bakıldığında katılımcıların yüzde 58’inin 3-5 kişilik hanelerde, yüzde 38’i 6-9 kişilik hanelerde ve yüzde 4’ü ise 1-2 kişilik hanelerde yaşıyor.

OKUYAN ÇOCUKLARINA BAKTIĞINI SÖYLEYENLERİN ORANI YÜKSEK

Katılımcıların yüzde 64’ü ilk ve ortaokulda okuyan çocuklarına, yüzde 26’sı ebeveynlerine, yüzde 9’u üniversitede okuyan çocuklarına, yüzde 3’ü eşine ve yüzde 1’i Engelli çocuklarına bakmakla yükümlü olduklarını aktardı. Katılımcıların yüzde 76’sı herhangi bir şirketle çalışmadığını, referanslar üzerinden iş yaptığını, yüzde 13’ü Hem bireysel hem de şirkete bağlı çalıştığını, yüzde 11’i ise sadece şirket bünyesinde çalıştığını belirtmiştir. Katılımcıların yüzde 58’i iş buldukça çalıştığını, yüzde 29’u günlük çalıştığını, yüzde 8’i aylık çalıştığını, yüzde 5’i ise haftalık çalıştığını belirtmiştir.

KADINLAR SAĞLIK GÜVENCESİNDEN YOKSUN ÇALIŞIYOR

Katılımcıların tamamı kendilerine ait sağlık sigortalarının olmadığını ancak yüzde 82 oranında katılımcının eşleri ve ebeveynlerinin sağlık sigortalarından yararlandıklarını belirtmişlerdir. Bu durumda ister şirketle ister bireysel çalışıyor olsun katılımcıların tümü güvencesiz çalıştırıldıkları görülmektedir. ‘Sağlık güvencem var’ diyen 62 katılımcının yararlandıkları sağlık sigortalarına bakıldığında yüzde 66’sı Yeşil Kart (Genel Sağlık Sigortası’na (GSS) bağlı olan ve geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan yurttaşlara yani yoksullara verilen bir karttır.); yüzde 29’u SSK, yüzde 3’ü Bağ-kur ve yüzde 2’si Emekli sandığına bağlı olduğunu belirtmişlerdir.

YÜZDE 48’İ EVDE KENDİLERİNDEN BAŞKA ÇALIŞANIN OLMADIĞINI SÖYLEDİ

"Hane içinde sizin dışınızda çalışan biri var mı?" sorusuna katılımcıların yüzde 48’i kendilerinden başka ev ekonomisine katkı sağlayan kimsenin olmadığını, yüzde 29’u günübirlik işlerde iş bulurlarsa çalıştıklarını, yüzde 13’ü yaşanan salgın nedeniyle ücretsiz izne ayrıldıklarını ve yüzde 9’u ise hala çalışmaya devam ettikleri cevabını verdi. "Düzenli Olarak Aldığınız Herhangi Bir Yardım Var Mı" sorusuna katılımcıların yüzde 75’i herhangi bir kurumdan yardım almadığını, yüzde 16’sı eğitim desteği aldığını, yüzde 4’ü engelli bakım yardımını, yüzde 3’ü ise yaşlılık aylığı (Ebeveynlerinin) aldığı cevabını verdi.

PANDEMİ SÜRECİNDE EVLERDE EKONOMİK SORUNLAR BAŞLADI

Pandemi Sürecinde Yaşadığınız Sorunlar; Katılımcılar, salgın ile birlikte kimsenin işe çağırmadığını dolayısıyla evde geçirdikleri süre içinde yaşadıkları en temel sorunları, yüzde 96’lık bir oranla ekonomik sorunlar nedeniyle geçim sıkıntısı, yüzde 39’u çocuğunun eğitim sürecinin aksadığını, yüzde 11’i ise ev içi şiddetin arttığını belirtmiştir.

29-35 YAŞ ARALIĞINDA OLANLARDA EV İÇİ ŞİDDET YOĞUN

Yaşanan Sorunların Yaşa Göre Dağılımı: Ekonomik sorunlar nedeniyle geçim sıkıntısını en fazla yaşayan yaş aralığı 36-49 iken, geçim sıkıntısını en az yaşayan yaş grubunun 50-64 yaş aralığı olduğu görülmektedir. Eşler arası ya da ev içi şiddetin en fazla yaşandığı yaş aralığına bakıldığında yüzde 50 ile 29-35 yaş grubu görülmektedir. Ev içi şiddetin hiç yaşanmadığı grup ise 50-64 yaş aralığındadır. Çocukların eğitim sürecinde aksamaların yaşandığını en fazla belirten grup yüzde 55 ile 36-49 yaş aralığında olurken, en az aksama yaşadığını belirten grup ise yüzde 4’lük bir oranla 50-64 yaş aralığında oldu.

SORUNLARIN KONUT BİLGİSİNE GÖRE DAĞILIMI

Katılımcıların oturdukları konutlara göre yaşadıkları sorunların farklılık gösterip göstermediğine bakıldığında; Geçim sıkıntısı en fazla yaşayanların yüzde 31'lik bir oranla apartman dairelerinde kendilerine ait evlerde oturan kadınlar olduğunu görmekteyiz. Yine en az geçim sorunu yaşayan kadınların ise yüzde 7 ise müstakil konutlarda kiracı oldukları görülmektedir. Bu veriden ve katılımcıların kullandığı ifadelerden yola çıkarak; şehrin çeperinde konumlanan müstakil evlerde geleneksel ilişki ağlarının güçlü olduğu ve yine apartman dairesi olan katılımcılarımızın ise bankalara borçlanarak aldıkları krediler nedeniyle daha fazla sorun yaşadıkları görülmektedir.

Ev içi şiddetin arttığını belirten katılımcıların yüzde 25'i apartman dairesinde kiracı ve yine yüzde 25'i ise müstakil konutta kiracı olduklarını belirtmişlerdir. Müstakil konutta kendilerine ait konutlarda yaşayan katılımcıların ise ev içi şiddetin yaşanmadığını belirtmişlerdir.

"TÜPLÜ TV’LER MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ EBA PROGRAMINA UYGUN DEĞİL"

Yüzde 38'lik bir oranla gecekondu konutlarda kirada yaşayan katılımcılar, bu süreçte en fazla yaşadıkları sorunun, çocukların eğitim sürecinde yaşanan aksamalar olduğunu belirtmişlerdir. Çocukların eğitim sürecinde yaşanan aksamaları bir katılımcımız şu sözlerle ifade etmiştir: "Evimdeki TV’nin akıllı değil, tüplü olması nedeni ile öğrenci kardeşlerim EBA (Eğitim Bilişim Ağı) programından yararlanamıyorlar."