Kadınlardan 'köpek katliamı' teklifine tepki: Kara leke olarak tarihe geçecek

Kadınlardan 'köpek katliamı' teklifine tepki: Kara leke olarak tarihe geçecek
Edirne Kadın Platformu, sokak köpeklerinin 'uyutularak' öldürülmesini içeren Hayvanları Koruma Yasası'ndaki değişiklik teklifine tepki gösterdi: 'Kara leke olarak tarihe geçecek. Katledilmelerini kabul etmemiz mümkün değil'

EDİRNE - AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu'nun yaptığı açıklamayla gündeme gelen, Hayvanları Koruma Yasası'nda yapılmak istenen değişiklikle, sokak hayvanlarının 'uyutulma' adı altında öldürülmesini öngören yasa teklifine tepkiler büyüyor. Edirne Kadın Platformu tarafından Saraçlar Caddesi'nde yapılan açıklamayla, hazırlanan yasa teklifine tepki gösterildi.

'TOPLUMSAL MUHALEFET ÇIĞ GİBİ BÜYÜMÜŞ DURUMDA'

Platform adına basın açıklamasını okuyan Zeynep Birdal, kısırlaştırma ve üretimi yasaklama dışında bir yönteme başvurmanın hayvan sayısını azaltmada bilimsel olarak mümkün olmadığını belirtti.

Birdal, "Katliam yaparak ve kısırlaştırma ve üretimi yasaklama dışında bir yönteme başvurarak hayvanların sayısını azaltmak bilimsel olarak mümkün değil, hem de bu toplumun azımsanamayacak bir kesimi köpeklerin yaşadığı bu zulme her daim dur dedi ve demeye devam ediyor. Son birkaç günde bile gördüğümüz gibi hayvanların sadece toplanmasının dahi oluşturduğu toplumsal muhalefet çığ gibi büyümüş durumda" dedi.

'KATLEDİLMELERİNİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'

Türkiye'de 2004’te çıkan Hayvanları Koruma Kanunu hiçbir zaman düzgün bir şekilde uygulanmadığını söyleyen Birdal şöyle konuştu:

"2021 yılında değiştirilen kanunda hayvanlar lehine olan maddeler de maalesef ki hayata geçirilmedi. Bu son değişiklikle büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75 bini aşan belediyeler 31 Aralık 2022’ye kadar bakımevi kurmakla yükümlüydü ancak bakımevlerinin sayısı artmadı, şartları iyileşmedi. Şu noktada yeni bir yasa değişikliğini konuşmak anlamsız çünkü mevcut kanunlar uygulanmıyor. Bizler için hayvanların yaşam hakkı tartışma konusu bile olamazken bugün bazı insanlar köpeklerin topluca öldürülmesini istiyor. Bugün hayvanların öldürülmesini isteyen kişilerin bazıları ameliyat masasında, anesteziyle acı çekmeden öldürüleceklerini hayal ediyor olabilir ama hatırlatırız ki bu ülkede köpekler zehirlenerek, kalplerine çamaşır suyu enjekte edilerek, kafalarına kürekle vurularak öldürülüyor. Hayvanların ötenazi ve uyutma kelimeleriyle yumuşatılmaya çalışılarak öldürülmesini de doğal yaşam alanı denen toplama kamplarında düzgünce bakılacakları yalanına sığınılarak buralarda katledilmelerini de kabul etmemiz mümkün değildir. 'Hayvanların yeri sokaklar değil sıcak barınaklardır' diyenler Hayırsızada’ya, Konya’ya, Beykoz’a baksınlar ve tecridin, işkencenin ne anlama geldiğini görsünler"

'TÜM YAŞAM HAKKI SAVUNUCULARI SES ÇIKARMALI'

Meselenin, hayvanları suçlayarak değil, kurumları çalıştırarak çözülebileceğini dile getiren Birdal, "Bugün yine yıllardır kısırlaştırma yapmayan belediyeler, bu belediyeleri denetlemeyen Tarım ve Orman Bakanlığı, bu görevlere bu bürokratları atayan kişiler değil, hayvanlar suçlanıyor. Bu meseleyi hayvanları suçlayarak değil kurumları çalıştırarak çözebiliriz. Bunu yapmadığımız sürece toplum olarak belirli aralıklarla toplu katliamlar görmeye, bu mesele üzerinden kutuplaştırılmaya devam edeceğiz. Tüm yaşam hakkı savunucuları köpeklere yönelik başlatılan bu saldırının karşısında durmalı ve hayvanlar için ses çıkarmalıdır. Yoksa yine hiç kimsenin yüreğinin dayanamayacağı görüntülerle karşılaşacağız. Bu hayvanların öldürülmesi veya toplanarak hapsedilmesi durumunda ortaya çıkacak görüntüler, toplumun onlarca yıl unutamayacağı bir kara leke olarak tarihe geçecek" ifadelerini kullandı.

'ÖLDÜRMEYİ DE, HAPSETMEYİ DE KABUL ETMİYORUZ'

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da belirtildiği gibi tek çözüm yolunun kısırlaştırma olduğunu hatırlatan Birdal, "Yıllarca uygulananın zaten kısırlaştırma değil öldürme olduğunu ve katliamların sonucunun hayvan sayısını azaltmak yerine artırmak olduğunu da bir kez daha tekrar ediyoruz. Sorunu büyüten ve yaşamak dışında hiçbir suçu olmayan hayvanları asıl suçluymuş gibi gösteren iktidarla aynı tarafta durarak, saldırgan hayvanların 'uyutulmasının' makul görülebileceği yönünde bir açıklama yapan ana muhalefetin tutumunu kabul etmiyoruz, şunu söylemek istiyoruz: Tüm siyasileri, çeşitli hak alanlarında çalışan oluşumları, veteriner hekimleri, sanatçıları, akademisyenleri ses çıkarmaya çağırıyoruz. Öldürmeyi de hapsetmeyi de kabul etmemiz mümkün değil. Hayvanlar aşılanacak, kısırlaştırılacak ve yerlerinde, bu toplumun himayesi altında yaşatılacak" diye konuştu.

Öne Çıkanlar