Kara teslim edilen Isparta: 'Kriz anında burada bir devlet yoktu'
Seda TAŞKIN
+GERÇEK - Isparta’da yoğun kar nedeniyle günlerce elektrik kesintisi yaşandı. Elektrik kesintisi yüzünden doğalgazın çalışmadığı evlerde -11 derecede binlerce aileler zor durumda kaldı. Kimi üst üste örttüğü battaniyelerin altında ısınmaya çalışırken, kimi ise kaynattığı suyun buharında ısınmaya çalıştı. Evlerinde hasta olanlar kendi imkanlarıyla hastalarını hastaneye götürdüğünü anlatırken, kimi ise toplu halde bir araya gelerek soğuğa karşı kendini korudu. Beş günlük süren elektrik kesintisinin yaşandığı Isparta’da yurttaşlarla yaşadıkları mağduriyeti konuştuk.
‘MUHTARLAR SAKLANMAK ZORUNDA KALDI’
Yurttaşlarla görüşmek için Isparta’nın sokaklarında dolaşırken ilk gözünüze çarpan yolların buz tutmuş olması ve kimi ara sokakların ise hala kardan kapalı olması oluyor. Ara sokaklarda aracınız ile ilerlemek neredeyse imkansız.
Zorlu yolculuğun ardından ilk durağımız Isparta’nın merkez ilçesine bağlı olan Işıkkent muhtarlığı oluyor. Konuştuğumuz yetkili Işıkkent’in yüzde 60’ının AKP’li olduğunu söylüyor. Işıkkent ilçesinin tamamının doğalgaz ile ısındığını söyleyerek, "Elektrik kesintisi yaşandığı süreçte birçok ihbar aldık. İnsanlar özellikle ısınma sorunu yüzünden arıyordu" diyen yetkili ancak hiçbir muhatap bulamadıklarını söylüyor.
‘BEN DE AKP’LİYİM AMA BÖYLE BİR REZALET OLMAZ’
Elektrik kesintisinin ardından kriz merkezi kurulduğunu ancak hiçbir açıklama yapılmadığını söyleyen yetkili, "Günler sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez kente geldi ama hiçbir açıklama yapmadı. Herkes muhtara saldırıyor ve muhtarlarda saklanmak zorunda kaldı. İnsanlar da ne yapacağını bilemedi. Ne belediye ne valilik açıklama yapıyor. Ben insanlardan korkuyordum. Bakan geldi ama kriz merkezinin dışına çıkmadı. Ben AKP’liyim ama böyle bir rezalet olmaz. Valiliğin whatsapp grubu var, sorunları yazıyoruz ama oradan da bir dönüş olmadı. 10 bin kişinin yaşadığı yere toplam 15 tane tüp getirildi. Hiç getirmeseler daha iyiydi. Kısacası kriz anında burada bir devlet yoktu" diyor.
‘BELEDİYE YARDIM ETMEDİ, KENDİ İMKAMIZLA YOLU AÇTIK’
Muhtarlıktan çıktıktan sonra tekerlekli sandalyeyle çocuğunu hastaneye götüren Emine Koçer ile konuşuyoruz. Koçer’in oğlu epilepsi hastası ve yürüyemiyor. Yoğun kar yağışı ile birlikte yolların kapandığını ve çocuklarını hastaneye götürmekte zorlandıklarını söyleyen Koçer yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"En çok hasta olan çocuğumuzun düştüğü bu durum bizi üzdü. Evimizin önü kardan kapandığında kendi imkanlarımızla yolları açtırdık. Belediye bize yardım etmedi. Su kanallarımız dondu, giderlerimiz dondu. Günlerce buz gibi evde kalmak zorunda kaldık. Evimizin bacası olmadığı için soba kurma şansımız da olmadı. Çok zorluk çektik."
‘HAYATTA MIYIZ DİYE BİRBİRİMİZİ YOKLADIK’
Kent merkezinde bulunan bir kahveye giderek, yurttaşlarla konuşmaya devam ediyoruz. 60 yaşındaki İshak Şavukluyıldız ise hala yaşadıklarına inanamadıklarını söylüyor. Şavukluyıldız ailesi ile birlikte evinde bulunan piknik tüpü ile günlerce ısınmaya çalıştıklarını anlatıyor. "Gece uyurken hanımımla birbirimizi yokluyorduk, hayatta mıyız diye. -11 derecede uyursanız başka ne düşünürsünüz" diyor.
‘HAYVANCILIK UĞRAŞANLAR VE ÇİFTÇİLER PERİŞAN DURUMDA’
Daha sonra kent merkezine 15 dakikalık mesafede bulanan Yakaören köyüne gidiyoruz. Burada hala mağduriyet devam ediyor. Dün gece saatlerinde elektriğin verildiği köyde, insanlar yiyeceklerini çöpe attıklarını anlatıyor.
Özellikle hayvancılık ve çiftçilik ile uğraşanların büyük mağduriyet yaşadığını anlatan köylüler, yetkililerin kendilerini sormadığından dert yanıyor. Hayvanlarını sağamadıklarını belirten Ahmet Kandemir, "Burada 700 hane var ve hepimiz aynı şekilde mağdur olduk. İnsanlar ısınmak için birbirine sığındı. Birkaç evde jeneratör vardı ve ihtiyaçlarımızı oradan sağlamaya çalıştık. Bir jeneratör dünyanın parası ve bizim alma imkanımız yok" diyor.
‘ELEKTRİK GELMEYEN YERLER VAR AMA UZAKTAN EĞİTİM DİYORLAR’
İsmini vermek istemeyen bir öğretmen ise ,"Keşke bizi yönetenler doğru yönetse de biz de destek versek" diyerek, "Doğruya doğru demek lazım. Biz imkanlar açısından baktığımız zaman en dipteymişiz. Bu dört günlük süreçte hiçbir hizmet görmedim" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Kentte şu an 5 gün uzaktan eğitim var dendiğini ancak daha sonra pazartesi ve Salı günü derslerin iptal edildiği söylendi. Yani diğer günler uzaktan eğitimi yapacağız ancak hala elektriği gelmeyen yerler var. Zaten okullarda eğitim sisteminde sorunlar var, bu yaşananlar da tamamen eğitimi alt üst edecek.
Kentte birçok yere elektrik gelmiş olsa da yurttaş yaşadığı durumu unutamıyor. Hepsi ise benzer soruyu yöneltiyor: "Belediyede nasıl tuz ve iş makinası olmaz?"