Karagül de ‘Nükleer silahlanma’ dedi
Yeni Şafak yazarı: Türkiye nükleer silah dahil, savunmanın her türlüsünde yeterli hale gelmek için bir olağanüstü hale geçmek zorunda HABER MERKEZİ...
Yeni Şafak yazarı: Türkiye nükleer silah dahil, savunmanın her türlüsünde yeterli hale gelmek için bir olağanüstü hale geçmek zorunda
HABER MERKEZİ – AKP’nin fetvacısı olarak da anılan, Yeni Şafak yazarlarından Hayrettin Karaman 16 Mart tarihli "Ne yapmalı?" başlıklı yazısında, Batı’ya karşı Doğu’nun güç olması gerekçelendirmesiyle, "Bir zamanlar askeri güç oklar ve atlar imiş, şimdi ise başta nükleer olmak üzere çağın bilim ve teknolojisi ile icat edilmiş etkili silahlardır ve bunların kullanılmasını sağlayan araçlardır" demişti.
Açıktan bir "Nükleer silahlanma" fetvası olarak değerlendirilen Karaman’ın bu yazısının ardından, aynı gazetenin etkili ve yetkili kalemlerinden İbrahim Karagül de bugünkü "Neden Haçlı saldırısı? Anadolu, bu son kale oyun bozacak, biliyorlar!" başlıklı yazısında benzer bir yorum yaptı.
Karagül Türkiye’nin ‘nükleer silah dahil, savunmanın her türlüsünde yeterli hale gelmek için bir olağanüstü hale geçmek zorunda’ olduğunu vurguladı: "Türkiye, kendi coğrafyasında ulaşabildiği kim varsa, ne kadar ülke, topluluk ya da birey varsa, müthiş bir seferberlik halinde onları harekete geçirmek, direnç adacıkları oluşturmak zorunda. Bunları yaparken, nükleer silah dahil, savunmanın her türlüsünde yeterli hale gelmek için bir olağanüstü hale geçmek zorunda." *
‘TARİH GERİ DÖNDÜ'
Karagül bu vurgularını "Tarih geri döndü. O misyon, o cepheleşme, o hesaplaşma geri döndü. Biz istemesek de, hem coğrafya, hem medeniyet kimliğimiz, hem dünyanın yeniden biçimlenme hali bizi buna zorluyor. Tarihin dönüşüyle kader, o tarih yapıcı sorumluluğu, o ağır yükü yeniden milletimizin omuzlarına yükledi" satırlarıyla gerekçelendirdi.
Türkiye’ye dönük ‘yeni batı saldırıları’ olduğunu yenileyen Karagül şunları yazdı; "Türkiye'nin mücadelesini konuşurken, Türkiye'ye yönelik yeni Batı saldırılarını tartışırken işte bu resmin tamamına bakmak zorunludur. Aksi takdirde, sadece Türkiye içi pozisyonlarla bu ülkeye konum belirlemek dehşet bir körlük göstergesidir."
‘Nükleer silah dahil, savunmanın savunmanın her türlüsünde yeterli hale gelmek için bir olağanüstü hale geçmek zorunluluğu’nu Batı karşısında ‘köleliğe razı olmamak’ olarak tanımlayan Karagül’ün yazısı şu sözlerle son buluyor; "Bundan sonra ellerinizi ovuşturarak ancak ve ancak köleliğe razı olursunuz. Onu da lutfederlerse!"