Kayyım uygulamaları -2: Beraat eden Eşbaşkan Kaya göreve dönemesin diye yeni soruşturma açıldı
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR - Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart 2019 yerel seçimlerde kazandığı belediyelere kayyım atama süreçlerinde en çok hedef alınan belediye eşbaşkanları oldu. Kayyım atamalarının ardından HDP’li 84 belediye başkanı gözaltına alındı. Gözaltına alınan belediye eş başkanından 20’si kadın 39’u tutuklandı. Devam eden yargılamalarda eş başkanlar tahliye olurken, ikisi kadın altı eşbaşkan hala cezaevinde tutuklu bulunuyor.
Kayyım atanan belediyelerden biri de Diyarbakır'ın Ergani ilçe belediyesiydi.
BAŞVURU YAPINCA YENİ SORUŞTURMAYI ÖĞRENDİ
Görevden uzaklaştırılmasının ardından gözaltına alınan Kaya, emniyetteki ifadesinin ardından savcılığın talimatıyla serbest bırakıldı. Ergani Belediye Eş Başkanı Ahmet Kaya’da diğer eş başkanlar da olduğu gibi ‘Örgüt üyeliği’ suçlaması ile karşılaştı. Soruşturmaya konu edilen suçlamalar ise seçim döneminde katıldığı HDP programları, Newroz, taziye ve kayyım protestosunda yaptığı iddia edilen konuşmalardı. Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kaya, görevden alındıktan bir yıl sonra beraat etti.
Kaya hakkında verilen beraat kararı temyiz başvurusu olmamasından kaynaklı 7 Nisan’da kesinleşti. Kararın kesinleşmesinin ardından Kaya’nın avukatları, Diyarbakır Valiliği üzerinden İçişleri Bakanlığı’na başvurarak göreve iade edilmesini istedi. Göreve iade talebinde bulunan Kaya, başvurunun ardından hakkında başka bir soruşturma daha açıldığını öğrendi. Bakanlık bu defa bu soruşturmayı gerekçe göstererek kayyım atama süresini tekrar uzattı.
'DOSYADA FİNANS’IN F’Sİ YOK'
Yaşadığı dava sürecini Artı Gerçek’e anlatan Ahmet Kaya, öncelikle kayyım uygulamasının hukuki değil, siyasi olduğuna işaret etti.
Kayyımların nasıl atandığını bir önceki dönem İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun bir televizyon programında anlattığını hatırlatan Kaya, kayyım atamalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği ile atadıklarını bizzat Soylu’nun açıkladığını söyledi.
Öncelikle kendilerine yöneltilen suçlamalara değinen Kaya, kayyım atamalarının ardından iktidar kanadının belediyeler hakkında “Örgüte finans sağlıyorlar” iddiasında bulunduğunu hatırlattı. Dosyalarında bu iddiaya ilişkin tek bir bilgi bulunmadığını vurgulayan Kaya, “Bu olmuşsa, bizi yargıladıkları o sözde dosyalarda bununla ilgili bir takım bilgi ve belgeler olmalıydı. Bilgi ve belgeyi geçtim, böylesine bir iddia dahi yoktu dosyada. Mesela finansla ilgili hiçbir iddia dosyamda yoktu. Finansın f’si yok” dedi.
İLK MAHKEMEDE BERAAT
Seçim çalışması kapsamında katıldığı programlar ve gittiği taziyelerin soruşturmaya konu edildiğini anlatan Kaya, “Neymiş, cenazeye, taziyeye gitmişsin, yok Newroz’a katılmışsın. Yok aday tanıtım programına katılmışsın. Zaten hepsi legal siyasi parti faaliyetidir” dedi. Sadece bu iddialar üzerinden örgüt bağlantısı kurmaya çalıştıklarını anlatan Kaya, “Zaten ilk mahkemede, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi beraatı verirken İstinaf yolu kapalı verdi. Beraat kararının verilmesini talep eden savcının kendisiydi. Dolayısıyla savcı beraatı talep etti, üç hâkimin üçü de oy birliği ile beraatı onadı” dedi.
KAPALI OLAN İSTİNAF YOLU VALİLİK BAŞVURUSUYLA AÇILDI
Beraat kararının ardından Valilik üzerinden İçişleri Bakanlığına göreve iade başvurusu yapan Kaya, beraat kararına rağmen göreve iade edilmedi. Valilik göreve iadeyi engellemek için harekete geçti. Valiliğin Cumhuriyet Başsavcısına baskı kurarak İstinaf yolunu açtırdığını söyleyen Kaya, “Mahkeme beraat kararını İstinaf yolu kapalı olarak verdi. Dosyanın itiraz süreci bitmişti. İtiraz süreci biten bir dosyanın, gayri hukuki, ikinci bir hukuksuzluk üzerinden İstinaf yolu açıldı. İstinaf yolunun açılması için bir tarafın olması ve mağduriyetin oluşması lazım. Valilik ‘biz tarafız bu davada ve mağduruz’ demesi üzerine İstinaf yolu açıldı. Bu tamamen uyduruk bir gerekçeydi. Sırf davayı İstinafa taşıyıp kayyum sürecini uzatmak istedi. Dava İstinaf ’ta olduğu için 2 yıl sürdürdüler” dedi.
'VALİLİK YARGITAY YOLUNUN AÇILMASINI İSTEDİ'
Dosyayı inceleyen istinaf mahkemesinin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği beraat kararını onaylayarak valiliğin itirazını reddettiğini anlatan Kaya, ancak İstinaf mahkemesinin bu kararın valiliği durdurmadığını söyledi.
Valilik bu defa Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığını (İstinaf yolu kapalı olmasına rağmen itirazla İstinaf yolu açıldı) İstinaf mahkemesine yapmak istediğini belirten Kaya, “İstinafta Yargıtay yolu kapalı şeklinde karar vermişti. Valilik mağdur olduğunu öne sürerek Yargıtay yolunun açılmasını istedi. İstinaf ‘Bana usulsüz gelmiş bir dosyayı bir üst mahkemeye gönderemem’ dedi. Bunun üzerine dosyayı kapattı” dedi.
VALİLİĞİN REDDEDİLEN İTİRAZI GEREKÇE GÖSTERİDİ
İstinaf mahkemesinin 22 Mayıs’ta verdiği bu kararla Yargıtay yolu kapandı. Kaya göreve iade için tekrar başvuruda bulundu. Yaptıkları başvuruya uzunca bir süre cevap verilmediğini anlatan Kaya, şunları söyledi:
“Kayyum süresi iki ayda bir uzatılıyor. Kayyum uzatma tarihi uzatılması gereken tarih üzerinden 10 gün geçtikten sonra kayyum uzatma kararı yazdılar. İçişleri Bakanlığı Valiliğin Yargıtay yolunun açılması yönündeki itirazı uzatma gerekçesi olarak gösterdi. Evet, Valiliğin bir itirazı vardı doğru. Ama İstinaf o itirazı reddetti. İçişleri Bakanlığı, reddelmiş bir itirazı gerekçe göstererek kayyum atama süresini uzattı.
BERAAT KARARINDAN DÖRT GÜN SONRA SORUŞTURMA AÇILDI
Bununla yetinmediler. Bu karardan 4 gün sonra yeni bir soruşturma açıldı. Yine ‘Terör örgütü üyeliği’ üzerinden. Ama hala içinde tek kelimenin yazılmadığı bir soruşturma. Beraat kararımın kesinleşmesinden 4 gün sonra soruşturma açıldığını öğrendik. Hatırlarsanız Soylu görevdeyken, bütçe görüşmelerinde benim davam üzerinden ‘Neden göreve iade edilmiyor’ diye soru soruluyor. Soru üzerine Soylu ‘hakkında soruşturmalar var’ diyor. Aslında o soruşturmaların hepsi bitti. Şimdi burada bir soruşturma yokken sıfırdan bir soruşturma açtılar. Zaten bu dava dışında birkaç soruşturma daha açıldı, onların hepsi bitti. Bu açılan soruşturma da o diğer soruşturmalar gibi sadece kılıfa uydurma, gerekçe yapmaktır. ‘Soruşturmanın sonucunu bekleyelim’ demek için soruşturma açtılar.”
'SORUŞTURMA AÇIP GİZLİLİK KARARI KONDU'
Bu soruşturmanın Soylu’dan sonra İçişleri Bakanlığına getirilen Ali Yerlikaya döneminde açıldığını anlatan Kaya, şu bilgileri verdi:
“Biz soruşturmanın açıldığını öğrenince müracaat ederek, soruşturma ile ilgili bilgi verilmesini istedik. Bize avukatımızın yazılı talepte bulunması durumunda dosyanın verileceği söylendi. Avukatım açılmış soruşturmanın içeriği ile ilgili bilgi verilmesi yönünde yazılı talepte bulundu. Bize verilen cevap ‘gizlik kararı konuldu dosyaya’ oldu. Dolayısıyla şu anda gizlilik kararı var dosyada. Adım gibi eminim, o dosyaya henüz bir harf bile yazılmamış. Sadece soruşturma var. Ne için? İçişleri Bakanlığının, ‘hakkınızdaki soruşturmaya binaen görevden uzaklaştırma süresi uzatıldı’ yazısını yazabilmek için.
Birinci gerekçe Valiliğin reddedilen itirazıydı. Onun tutmayacağını bildikleri için ‘Soruşturma açın da, onu gerekçe yapalım’ demiş olmalılar. Bu bir hukuk mantığı değildir. Buradan yola çıkarak bütün bu dosyalar ile ilgili çok net ve rahatlıkla, aklı selim, vicdan sahibi herkes biliyor ki buradaki davaların hiç biri hukuki değil. Hukuk sadece siyasetin güdümünde, siyasal amaçları için işlev görüyor. Bu davalar için söylüyorum. Dolayısıyla başından sonuna kadar bu süreç siyasaldı, hala siyasal olarak devam ediyor. Hukuk burada ne karar verirse versin boşunadır. Bu hukuk sistemiyle alınan cezaların hepsi kuşkuludur."
'KÜRT HALKININ İRADESİNE KAYYIM ATANIYOR'
İktidarın ısrarla kayyım uygulamasını sürdürmeye çalıştığını vurgulayan Kaya, özellikle Kürtlerin, belli bir partinin, Kürtlerin belediyelerine kayyım atandığını hatırlattı.
HDP dışında diğer muhalefet partilerinin belediyelerine kayyım atanmadığına dikkat çeken Kaya, “Saadet Partisi muhalefet partisidir. Kayyum atandı mı? Hayır. Cumhuriyet Halk Partisi... Ekrem İmamoğlu kanlı bıçaklı oldu Soylu’yla. Kayyum atandı mı? Hayır atanmadı. İYİ Pati’nin atanmıyor. Kimin belediyelerine atanıyor? HDP’nin kazandığı belediyelere. Kürt halkının iradesine kayyum atanıyor. Devlet, bu günkü hükümet Kürtlere ‘Ben size hiçbir alanda, yönetim kademesinde müsaade etmeyeceğim. Siz en ufak bir köyü dahi yönetemezsiniz. Sizin iradenizi orada tecelli ettirmem’ diyor. Ama bunu yaparken topluma ‘İstediğiniz kadar iradenizi onun yanında kullanın. Ben sizin iradenizi tanımıyorum’ diyor” ifadelerini kulladı.
'İRADE GASPININ OLDUĞU YERDE HIRSIZLIK OLUR'
Eşbaşkan Kaya, belediyelere atanan kayyımların irade gaspı yaptığını vurgulayarak, “Kayyımın yaptığı hırsızlık irade gaspıdır. İrade gaspının olduğu yerde hırsızlık olur” dedi.
Kayyım uygulamalarını, belediye kaynaklarının nasıl tüketildiğini seçildiği Ergani üzerinden anlatan Kaya, kayyım icraatlarını sıraladı:
“Ergani’de geçen ay Kültür festivali vardı. Adı sanı bilinmeyen birini getirmişler. Biraz o şöhretmiş. Üç gün boyunca festival yaptılar. Taşımayla, şuradan buradan insan götürdüler. Maliyet korkunç. Dört milyon TL... Ergani belediyesinin yıllık yatırım bütçesi 20-30 milyon arasıdır. Sen 4 milyonu üç gecede festivale veriyorsun. Nasıl bir vicdansızlıktır bu? Hem kültürel dejenerasyon, hem de birilerine kaynak aktarma. Belli başlı alanlarda belediyelerden para çalmanın en kolay yolu işte bu tip organizasyonlardır. Çok sübjektif değerlendirme yapılıyor, objektif yapılmıyor. Bu koltuk, makine almak gibi bir şey değil. Organizasyon. Sanatçının, organizasyon şirketinin, işte ses sistemin vs fiyatı budur. Kayyum 3 yıldır her sene orada konserler, ramazan etkinlikleri düzenliyor. Bunlar tesadüf müdür? Belediyeler onların arka bahçeleridir. Yandaşları, sırf kendilerine bağımlı kalsınlar diye vasıfsız, niteliksiz ne kadar insan varsa hepsinin doldurulduğu yerlerdir.
'KÜLTÜREL, SİYASAL VE İRADE KIYIMI'
Burada toplu bir kıyım var. Bir siyasal kıyım, irade kıyımı, kültürel kıyım var. Kayyumun mantalitesi basit bir mantalite değil. Mesele sadece belediye başkanının görevden alınması değil. Tamam beni görevden al ama irade halkta kalsın. Beni görevden al ama başkanı meclis seçsin. O irade orada dursun. Bu halkın iradesini gasp etmen, benim irademi gasp etmen benim onuruma dokunuyor. Onur mücadelesi veriyoruz, koltuk mücadelesi değil. Yok, mesele bu değil. Mesele Ahmet’in, Mehmet’in meselesi değil. Mesele bütün Kürt halkının iradesinin gasp edilmesidir.”
2016’dan bu güne kayyımlar: Kent, kimlik ve kültür kırımı
Kayyımın 'seçim öncesi hazırlığı': Van'da tüm zamanların en büyük taşınmaz satışının ilanı verildi
Diyarbakır'da Fabrika Mahallesi kayyım tarafından yıkılıyor
Kayyım yönetimindeki Diyarbakır Belediyesi tanıtıma para akıtacak: Fenomenlere 388 bin TL ödenecek
Kayyım ve AKP’li belediyelerin Hazine’ye borcu 6,7 milyar TL