Kendisini bıçaklayan erkekten dört yıldır boşanamadı

Kendisini bıçaklayan erkekten dört yıldır boşanamadı
Adana'da kendisinden boşanmak isteyen hemşire Dilek Güven'i yedi yerinden bıçaklayan Hüseyin Güven, iki yıl bile cezaevinde yatmadı. Dört yıldır boşanmak için mücadele veren ve öldürülme korkusu yaşayan Dilek Güven, "Yaşıyor olmam mı suç?" dedi.

ADANA- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü. Türkiye'de ise kadına yönelik şiddet vakalarına ve kadın cinayetlerine hergün yenileri ekleniyor. Kadına yönelik şiddetin en önemli nedenlerinden biri cezasızlık.

Adana'da yaşayan hemşire Dilek Güven, boşanmak istediği Hüseyin Güven tarafından 16 Mayıs 2020'de yedi yerinden bıçaklandı. Dilek Güven'i komşularının arabasıyla hastaneye götüren Hüseyin Güven’e 'kasten yaralama' suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Hüseyin Güven yaklaşık 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Dilek Güven'in açtığı boşanma davası yıllarca sürdü. Boşanma 2023 gerçekleşti ancak Hüseyin Güven'in istinaf mahkemesine itirazı nedeniyle Dilek Güven kendisini öldürmeye çalışan erkeğin hâlâ soyadını taşımak zorunda kaldı.

Dilek Güven, yaşadığı şiddeti ve verdiği mücadelesini Artı Gerçek'e anlattı.

'BENİ HASTANEYE GÖTÜRDÜĞÜ İÇİN CEZA İNDİRİMİ ALDI'

Hüseyin Güven'e 6 yıl 3 ay ceza verildiğini ancak 2 yıl bile yatmadan tahliye edildiğini belirten Dilek Güven, "2020 yılında ayrılmak isteyince yedi yerimden bıçaklandım. Kan kaybından şoka girdim, akciğerim söndü. Elimde hasar kaldı. Beni hastaneye götürürken, ‘kendi kendini bıçakladı’ demiş. Beni hastaneye götürüp ambulansı aradığı için ceza indirimi aldı.Savcılık mütalaasında öldürmeye teşebbüs bile denilmedi. Benim kalbimin üzerinde bile beş santimlik bıçak darbesi vardı. Allah yardım etti, beni evlatlarımı bağışladı. 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi ancak 2 yıl bile yatmadan tahliye edildi” dedi.

'BANA BİR DAHA ZARAR VERECEĞİNE İNANIYORUM'

Hüseyin Güven'in cezaevinden çıktıktan sonra da kendisini rahatsız ettiğini dile getiren Dilek Güven, “Defalarca uzaklaştırma kararı aldırdım. Elektronik kelepçe takıldı. Okula çocuğumu almaya gittiğimde karşılaştım, okulun içine kaçtım. Hastanede çalıştığım birime geldi. Bunlardan sonra mahkeme çocukları görme kararını kaldırdı. Yaşadığım travmalarım, korkularım hepsini geride bırakmaya çalışırken onu gördüğümde bunların hepsini tekrar hatırlıyorum. Hiçbir zaman karşı karşıya gelmek istemiyorum. 'Sen toprağa gireceksin, ben cezaevine gireceğim' diyen bir adamdı beni bıçaklarken. Ben böyle bir adamın hiçbir dediğine de inanmam. Bir daha zarar vereceğine de inanırım” diye konuştu.

'BENİ BIÇAKLAMADAN BİR HAFTA ÖNCE KIZIMA BIÇAKLA SALDIRDI'

Hüseyin Güven'in sadece kendisine değil, ilk eşinden olan kızına da şiddet uyguladığını dile getiren Dilek Güven, “İlk zamanlar kızıma babalık yapıyordu. Bir oğlum olduktan sonra huyu suyu, karakteri değişmeye başladı. Bana ve kızıma karşı psikolojik şiddet uyguladı. Çocuklarım için sustum, işsizliğine dayandım. Ama ben iyi oldukça kötü niyetli olduğu için üzerimize çok geldi. Beni bıçaklamadan bir hafta önce kızıma bıçakla saldırınca tahammül edemedim. kızımı babamın evine götürdüm" dedi.

'BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞAN KİŞİNİN SOYADINI TAŞIMAK ZORUNDA KALMAK BENİ RAHATSIZ EDİYOR'

Kendisine şiddet uygulayan ve bıçaklayan Hüseyin Güven'den boşanmak için üç yıl mücadele verdiğini ve Güven'in itirazı nedeniyle hâlâ soyadını taşımak zorunda kaldığını anlatan Dilek Güven, "Boşanma aşamam üç yıl kadar sürdü. 2023 yılında boşanmamızı mahkeme onadı. Ancak çocukları görme hakkı elinden alındığı için istinaf mahkemesine itirazda bulundu. Bundan dolayı boşanma netleşmedi. Yargıtay’a da gider diyorlar. Ben hâlâ beni öldürmeye çalışan kişinin soyadını çalışmak zorunda kalıyorum. Bu beni rahatsız ediyor" diye konuştu.

'CEZASIZLIK NEDENİYLE KADINLAR ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMEYE DEVAM EDİYOR'

Artan kadın ve çocuk cinayetlerine dikkat çeken Güven, “Haberlerde neler neler görüyoruz. Hâlâ cezasızlıktan dolayı kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Kadına zarar vermek için, kadının canını yakmak için kendi öz evladını öldürenler var. Biz buna mı sahip çıkamıyoruz? Kanunlar yeteri kadar güçlü değil, erkeklere sert çıkmıyor. Kadınların ve çocukların yaşam hakları için cezaları yükseltmiyorlar ya da gözlerini korkutmuyorlar. O kadar normal geliyor ki suçlar işleniyor. Yasalarla buna önlem alınması gerekiyor. Hamile kadınlar da öldürülüyor. Devamı hep daha kötü geliyor ve normal olarak görülüyor bu şiddet ve öfke. Bitsin istiyorum artık. Kadınları haberlerde her gördüğümde veya böyle bir olay duyduğumda çok üzülüyorum. Travmaların tekrar canlanıyor, ağlıyorum. Yaşadıklarımı hatırlıyorum" dedi.

'ERKEKLER CEZA İNDİRİMİ ALMAK İÇİN KADINLARI SUÇLUYOR'

Erkeklerin ceza indirimi almak için kadınları aldatmakla suçladıklarını belirten Güven, "Mahkemede ameliyat raporlarım, epikriz raporlarım istenmedi. Sadece namusuma, iffetime sarıldı. Erkekler ceza indirimlerinden yararlanmaları için kadınların namusuna iffetine sarıyor. Psikolojimizin bozulmasına mı, rüyalar kabuslar gördüğümüze mi yanalım, yaşadığımız travmalara mı namusumuza iffetimize atılan lekeye mi yanalım. Bunların üzerinden gidilip ceza indirimi alınmasından çok rahatsız oluyorum. Bunun düzeltilmesi gerekiyor" diye konuştu.

'ÖLDÜRME PLANLARINI CEZAEVİNDEKİ ARKADAŞLARINA DA ANLATMIŞ'

Hüseyin Güven'in kendisini öldürme planlarını cezaevindeki arkadaşlarına da anlattığını söyleyen Güven, "Öldürme hissiyatını cezaevinde bulunan bir arkadaşına anlatmış. 'Ben buradan çıkarsam onu da kızını da iki erkek kardeşini de öldüreceğim' demiş. Mahkum da Ağır Ceza Mahkemesi’ne mektup yazmış. ‘Bu adam yaptığından pişman değil. Öldürme planları yapıyor. Bana bunları anlattı. Siz bu adamı serbest bırakmayın. Benim de karım, kızlarım var. Kadınlarımız kızlarımız böyleleri yüzünden ölüyor' diye. Mahkemede 'bu kişi dinlensin' dedik ama dinlemediler" dedi.

'BİZ KADINLAR KİMDEN ADALET TALEP EDECEĞİZ'

Hâlâ korktuğunu dile getiren Dilek Güven, "Hastane raporlarım incelenmedi. Vücudumun ne denli zarar gördüğünün hiçbir önemi yok mu? Ancak yaralamadan işlem yapıldı, şok oldum. Kollarımı kaldırmasaydım ölecektim. Benim tesadüfen kollarımı kaldırmam mı suç? Yaşıyor olmam mı suç? Biz kadınlar olarak kimden adalet talep edeceğiz? Yaşama hakkımızı nasıl koruyacağız? Benim ailem 18 saat sonra öğrenmiş durumumu. Korkuyorum. Her gece nöbetli çalışıyorum. Nöbetten çıktığımda arkamı kolluyorum. Artık lütfen kadınlar ve çocuklara sahip çıkın. Bizi sadece kanunlar ve yasalar koruyabilir. Gereken önlemler alınsın istiyorum" diye konuştu.

Öne Çıkanlar