'Kent merkezine ücretli geçiş' projesi nasıl olacak?
Ezgi YILDIZ
İSTANBUL- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP), geçtiğimiz günlerde bir panelle kamuoyuna tanıtıldı. Projede, ilk olarak Singapur’da hayata geçirilen ve birçok Avrupa ülkesinde de uygulanan şehir merkezlerine ücretli giriş uygulaması da yer alıyor. Ancak, geçtiğimiz günlerde basında yer alan haberlerin aksine, İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün projenin henüz planlama aşamasında olduğunu ve kısa sürede uygulamaya geçilmeyeceğini açıkladı.
Dünyadaki benzer uygulama örneklerini inceleyen İBB Ulaşım Planlama Müdürü Melda Horoz projenin detaylarını Artı Gerçek'e anlattı. TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu da projeyi değerlendirdi.
GÜRKAN AKGÜN: HENÜZ KARAR ALINMIŞ BİR BÖLGE YOK
İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün, geçtiğimiz günlerde bazı basın organlarında yer aldığı gibi projenin uygulamaya girmediği, ileriye dönük planlandığını söyledi. Çalışmaların devam ettiğini belirten Akgün, projenin yaşama geçirileceği kent merkezlerini ‘park et, devam et’ gibi uygulamalarla hazırladıklarını ifade etti.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2019 yılının Mayıs ayında, ulaşımda enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik yayımladığı mevzuatta belediyelerin, kent merkezlerinde özel ve ticari araçların kullanımının azaltılmasına, toplu taşımacılığın ise verimli bir şekilde kullanımının artırılmasına yönelik tedbirler alabileceğine yer vermişti. Mevzuata göre belediyeler, ulusal ve uluslararası standartlarla uyumlu emisyon sınıfına göre sınıflandırılmış araçların trafik yoğunluğuna bağlı olarak girişinin sınırlayabiliyor, yasaklayabiliyor, ücretlendirilen alanları ve yolları belirleyebiliyor. Gürkan Akgün, İBB’nin de yaklaşık üç yıldır bu mevzuata uygun bir biçimde sürdürülebilir kentsel ulaşım projesi hazırladığını söyledi.
Çalışmada belirli öneriler ve stratejiler geliştirildiğini belirten Gürkan Akgün, iklim kriziyle birlikte karbon salınımını düşürerek kentleri iklime daha duyarlı hale getirmek istediklerini ifade etti. Akgün, kentin motorlu taşıtların azaltılması, yaya öncelikli kullanımını arttırılması gibi ana ilkeler çerçevesinde belli projeler üretildiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Sürdürülebilir kentsel ulaşım planı kapsamında kent merkezlerinde toplu taşıma alternatiflerinin güçlendirmek, merkezde özel araç trafiğini azaltmak, yaya ve bisiklet kullanımını arttırmak, hava ve gürültü emisyonlarını azaltmaya yönelik belirli politikalar amaçlar ortaya konmuş durumda. Plan çerçevesinde henüz kararı alınmış bir bölge yok.”
PROJE UYGULANIRKEN İLÇELER NEYE GÖRE BELİRLENECEK?
Projenin karara dönüşmesi için bir süreç yürütülmesi gerektiğini ifade eden İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün toplumun katılımını önemsediklerini söyledi. Yenikapı’da projeye başladıklarını ifade eden Akgün detayları şöyle paylaştı:
“Hem raylı sistem hem de diğer toplu ulaşım araçlarının entegre bir şekilde çalışıyor olması gerekiyor. ‘Park et devam et’ sistemi dediğimiz sistemlerin kurulmuş ve çalışıyor olması şart ki biz bunların bir kısmına başladık. Yenikapı’ya servisler koyduk. Ücretsiz olarak servise binip istediğiniz yere gidebiliyorsunuz. Şu an tamamlanmak üzere olan 6-7 bölgede hazırlığımız var. Bunu çok yakın zamanda da duyurmuş olacağız. Bunu da diğer kentin merkezini otoparklarla da aynı sistemi entegre etmek istiyoruz. Ama bu bugünün konusu değil, önümüzdeki projelendirme sürecinin konusu.”
MELDA HOROZ: ÜCRETLİ UYGULAMA HABERLERİ YANILTICI NİTELİKTE
Sürdürülebilir kentsel ulaşım planının dünya örneklerini inceleyen İBB Ulaşım Planlama Müdürü Melda Horoz da projeye halkın katılımını önemsediklerini ifade etti. Melda Horoz, “Çalışma kapsamında yapılacak olan faaliyetler kısaca; düşük emisyon alanı uygulama çerçevesinin hazırlanması, teknik ve mali fizibilite çalışmaları, uygulama plan/projelerinin hazırlanması şeklinde olacak” dedi.
İBB Düşük Emisyon Alanı uygulamasına geçiş süreci, bölgede toplu taşıma sistemlerinin yaygınlaştırılması, entegre bisiklet ve yürüme yollarının artırılması cadde ve yol düzenlemeleri gibi destekleyici çalışmalarla eş zamanlı olarak yürütüleceğini ifade etti. İBB Ulaşım Planlama Müdürü Horoz uygulama alanlarının nasıl belirleneceğini ise şöyle anlattı:
“Basında çıkan “ücretli uygulama” şeklindeki haberler yanıltıcı nitelikte olabilmektedir. Düşük Emisyon Alanı için planlama süreci henüz yeni başlayacak olup, tüm detaylar yani yer, zamanlama, uygulama vb. diğer hususlar gerek bölge halkı gerekse paydaşların görüşleri, yürütülecek teknik çalışmalar, Dünya’daki iyi uygulama örnekleri doğrultusunda değerlendirilerek ortak akılla belirlenecektir.”
DÜNYADA OLUMLU SONUÇ ALINMIŞ UYGULAMA ALANLARI
Melda Horoz İstanbul’da merkezi alanlarda düşük emisyon alanı için uygulanacak alanları ile ilgili analizlerin yapılacağını ve ardından alanların belirleneceğini ifade etti. İlk akla gelen yerlerin ise Tarihi Yarımada, Kadıköy Moda ve Beyoğlu olduğunu söyleyen Melda Horoz sayının değişebileceğini de sözlerine ekledi.
Halkın katılımını önemsediklerini ifade eden Melda Horoz, dünyada uygulanan ve sonuç alınan yerleri ise şöyle paylaştı:
“Dünya’da bu konudaki uygulamalara baktığımızda, Londra’da trafik sıkışıklığında yüzde 30 azalma yaşandığını söyledi. Londra ulaşımdan kaynaklı karbondioksit emisyonlarında yüzde 16, nitrojen oksit emisyonlarında yüzde 13,5 ve partikül maddede ise yüzde 15,5 azalma sağladı. Böylece çevre ve halk sağlığı açısından büyük gelişme kat etti.
Brüksel’de ise 2018'de başlayan uygulanma ile nitrojen oksit emisyonlarında yüzde 21, partikül maddede ise yüzde 38 oranında azalma gözlemlendi. Karbon nötr hedefleri doğrultusunda 2030’da bölgeye dizel araçların girmesinin tamamen yasaklanması planlanıyor.
Düşük Emisyon Bölgesi'ni uygulayan ilk Alman şehirlerinden biri olan Berlin, emisyonların insan sağlığına en tehlikeli kısmı olan dizel partikül maddesini yüzde 58 oranında, nitrojen oksit emisyonlarını ise yüzde 20 oranında azalttı. Milano'da ise, trafikte yaklaşık olarak yüzde 30 rahatlama yaşarken azot oksit emisyonları yüzde 10, karbondioksit emisyonları ise yüzde 22 oranında azaldı.
Dünya’daki diğer büyük şehirlerin uygulama sonuçlarını göz önüne alarak 2050 yılına kadar karbon nötr ve iklim dirençli bir İstanbul için şehir merkezlerimizde otomobil kullanımını azaltmayı, toplu taşımayı geliştirmeyi, toplu taşıma filosunu karbonsuzlaştırmayı ve insan odaklı merkezler yaratmayı hedefliyoruz”
GİRİTLİOĞLU: OLUMLU DEĞERLENDİREBİLİRİZ
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Giritlioğlu Pelin Pınar Giritlioğlu, uygulanması düşünülen projenin olumlu değerlendirdiğini belirtti. Giritlioğlu dünyanın birçok yerinde de faydalı olduğunu söylediği planlamaya dair şunları ifade etti:
“Özellikle tarihi kent merkezleri için önemli bir uygulama tarihi kent merkezleri üzerindeki trafik baskısını engellemek için bu tarz yöntemlere başvurular yapılır. Tarihi yarımada alan yönetim planında buna benzer öneriler dile getirilmişti ulaşım baskısını azaltmak üzere. Bunun hem yaşam kalitesi ile ilgisi var hem de tarihi alan üzerindeki ulaşımın çevresiyle etkilerini azaltmakla ilgisi var o yönden olumlu olarak değerlendirebiliriz.”