Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Ortadoğu'daki ateşten uzak tutun

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Süleymani’nin öldürülmesinin ardından İran ile ABD arasında tırmanan gerginlik karşısında Erdoğan’a seslenerek, 'Türkiye’yi Ortadoğu’daki ateşten uzak tutun' dedi.

Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Ortadoğu'daki ateşten uzak tutun

Sibel HÜRTAŞ

ARTI GERÇEK - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından İran ile ABD arasında tırmanan gerginliğe karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi: "Türkiye’yi Ortadoğu’daki ateşten uzak tutun."

Ana muhalefet lideri televizyon kanallarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun gündeminde ABD’nin Süleymani operasyonu vardı. Cumhurbaşkanını Ortadoğu’da itidalli davranması konusunda uyaran Kılıçdaroğlu’nun, gündeme dair değerlendirmeleri şu şekilde:

SÜLEYMANİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİ: İran Ortadoğu’da önemli bir aktördür. Bin yıllık devlet geleneği var, kendi kurduğu bir sistem var. Bölgede, ABD’nin Irak’ı vurmasından sonra İran önemli bir güç haline geldi. Süleymani bu süreçte ciddi bir mücadele verdi. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi orada yeni ve ciddi sorunların başlamasına neden olabilir.

TÜRKİYE’Yİ ATEŞTEN UZAK TUTUN: Bu durum Türkiye’yi de etkileyebilir. Erdoğan’dan talebimiz, Ortadoğu’da daha itidalli bir tutum takınmasıdır. Türkiye’yi Ortadoğu’daki ateşten uzak tutmalı. İran ne yapacak bilmiyoruz. Ama onlar bunun intikamını alacaklarını söylüyorlar. Ortadoğu kan gölü, vekalet savaşları var. Böyle bir ortam, Türkiye’den Mısır’a her yeri etkiliyor. Umarız iki ülkede de sağduyu egemen olur.

LİBYA TEZKERESİ: Libya’daki mevcut yönetimi Birleşmiş Milletler meşru kabul ediyor. Türkiye Cumhuriyeti de kabul ediyor. Birleşmiş Milletler’in barış gücü oluşturma yetkisi var. Türkiye’nin BM’ye başvurarak, barış gücü talep etmesi işin doğasına en uygun olan.

MUHALEFET FİRE VERDİ Mİ?: CHP’de fire çok az. 2 milletvekilimiz oylamaya katılmadı. Ağırlık HDP’de. Parlamento’ya gelmediler. Görevleri mi vardı, başka bir şey mi bilmiyorum.

LİBYA’YA SAVAŞÇI GÖNDERİLMESİ: Türkiye’den Libya’ya silah gönderildiğine ilişkin bilgiler var.

TÜRKİYE – RUSYA İLİŞKİLERİ: Türkiye ile Rusya arasında sıcak çatışma olacağını sanmıyorum.

TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ’DEKİ HAKLARI: Doğu Akdeniz’de bir şeyler kazanmak için diplomasi dediğimiz bir yol var. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin de hakkı var, KKTC’nin de var. O zaman Türkiye’nin bunu ‘hep beraber çıkaralım’ demesi gerekiyor. Birlikte çıkaralım, maliyeti düşürmek için de Türkiye’den hat döşeyelim. Ama Türkiye’nin çıkarları düşünülseydi mesela Mısır’la bu noktaya gelinmezdi. Suriye politikasından ne elde ettik? Türkiye Suriye’de ne elde etti? Kendi topraklarından kaçmak zorunda kaldı. Üstelik bir terör örgütünden, türbeyi alıp kaçırdı. Kapkaçla devlet yönetilmez. Türkiye, Ortadoğu’da egemen güçlerin taşeronu olduğu için bu noktadayız.

ŞEHİR GÜVENLİĞİ: SADAT liderinin kendisine telkinleri sonucu bunu dedi. Belki İstanbul’a ve Ankara’ya da bir tabur yollar. Polise, bekçiye rağmen bu şehirleri koruyamıyorsa bunun nedeni ne? Akli melekelerini yitirmiş biri savunma danışmanı yapılır mı? Mehdiye ortam hazırlıyorlar büyük ihtimalle.

YENİ PARTİLER: Millet ittifakıyla örtüşen ortak ilkeleri var. Parlamenter sistemi savunmaları, güçler ayrılığı istemeleri ve yargı bağımsızlığı gibi demokrasinin temel kuralları konusunda ortak yönler var. Tabi seçim sürecinde ne olur bilemiyorum. Seçim ortamına girildiğinde belki oturulur, konuşulur.

ERKEN SEÇİM: Tek parti iktidarı dedik. Seçimi de Erdoğan isterse olur. Böyle bir talep Erdoğan tarafından Parlamento’ya gelecek ve geçecektir. Peki bu Parlamento, demokratik bir Parlamento mu? Hayır. Erdoğan’ın taleplerini yapmak için AKP- MHP milletvekilleri orada. Milletin iradesi değil Saray’ın iradesi orada ağırlıklı olan. Parlamento, ekonomik sorunlara çözüm bulmaktansa Erdoğan’ın dediklerini yapıyor.

AKP’ye oy veren seçmen, ‘Biz sizi oraya bizim sorunlarımızı çözün diye mi gönderdik, Erdoğan’ın isteklerini yapın diye mi?’ diye sormalı.

İMAMOĞLU’NUN DEMEÇLERİ: Ekrem İmamoğlu, soru gelince doğal olarak bir CHP’li vekil nasıl yanıt veriyorsa öyle yanıt vermiştir. İmamoğlu, ağırlığı İstanbul’a vermiş durumda. Onun da gündeminde Kanal İstanbul var. CHP içinde sorun yaratmak isteyen gazeteciler ayrıştırmayı nereden yakalayabiliriz üzerindeler. Ama bu tutmaz.

KANAL İSTANBUL: Kanal İstanbul olmayacak. Kaynaklarını söylesinler. Kaynakları için yurt dışını gösterdiler. Dedik ki ‘Kim buraya para yatırırsa iktidara geldiğimizde 1 TL’sini bile geri vermeyeceğiz. Olmayacak şeyi gündeme getiriyorlar. Nedeni de halkın yoksulluğu düşünmemesi.

Yap İşlet Devlet ile bütçeden çok daha büyük para ödeyecekler. Erdoğan, ‘Ey Kılıçdaroğlu, cebimizden 5 kuruş çıkmıyor’ diyor. Şimdi gördük ki onun cebinden 5 kuruş çıkmadı ama vatandaşın cebinden çıkıyor. Bu bütçeyle mi Kanal İstanbul’u yapacaklar? Buyursunlar yapsınlar.

MUHARREM İNCE CHP GENEL BAŞKANLIĞI’NA ADAY OLUR MU?: Her CHP üyesinin doğal olarak Genel Başkanlığa aday olma hakkı vardır. Hatta biz adaylığı kolaylaştırmak için delegelerden toplanacak imza sayısını yüzde 20’den, 5’e indirdik.

SARAY TARTIŞMASININ ARDINDAN İNCE İLE GÖRÜŞTÜ MÜ?: Muharrem Bey, partimizin üyesi. Her zaman görüşürüz, neden görüşmeyelim? Türkiye’nin yoğun gündemi ve benim Ankara’da çok az olmam nedeniyle görüşemedik. Ama görüşürüz, nedir ne değildir konuşuruz. Bu konuda FOX TV’de yaptığım konuşma, çarpıtıldı.

VARLIK VERGİSİ: Değerli konut vergisini Anayasa’ya aykırı buluyoruz, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz.

TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ EKONOMİ: Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomidir. Milyonlarca aile ‘ay başını nasıl getireceğim’ diye düşünüyor. 31 Aralık itibariyle düşük gelirlilerin sağlık primleri yatmadığı için, bu kesime sağlık hizmeti verilemeyecek. 5 milyonluk bir kitleye sağlık hizmeti veremeyen bir sosyal devlet var. 18 yıllık bir tek parti nasıl oluyor ki; bu hizmeti veremiyor?

ENFLASYON RAKAMI 11.84: Enflasyon aslında daha yüksek. Türkiye’de iki enflasyon var. Biri saray’ın enflasyonu. Saray’ın enflasyonu ‘0’. Orada sorun yok, çünkü mutfakta her şey mükemmel. Ama vatandaşın enflasyonu yüzde 30-35. Gıdaya bakınca bu gerçeği görüyoruz.

18 yılın yarattığı bu tablonun sorumlusu kim? 18 yıl tek başına yönettiniz, önünüzde hiçbir engel yok. İstediğiniz kararnameyi çıkarıyor, istediğiniz atamayı yapıyorsunuz. O zaman bunun sorumlusu kim? Vatandaş da bunu sorsun, sendikalar da bunu sorsun. Sanayiciler önünü göremiyor, acı bir tablo var ortada.

Ekonomik krizden çıkmak için 13 maddelik bir plan sunduk. Stratejimizin birinci ayağı üretmek.

Ama Erdoğan bunu konuşmak yerine bunu niye açıkladık diye bize kızıyor.

Hayret ediyorum, bir ülke düşünün kendi silah fabrikasını Katar’a veriyor. Yüzde 49 en büyük ortak Katar ordusu.

Erdoğan, ‘kira alacağız’ diyor; Ethem Sancak ‘Ne kirası?’ diyor. Kim doğru söylüyor? Etik değerleri düşünün, nereye gidiyor bu ülke?

İKİ GAZETENİN KAPATILMASI: Her yerde bozulma var. Medyada da bozulma var. 2 gazete kapandı. Basın İlan Kurumu’nda tirajları 10 binin üzerinde görünüyor. Demek ki aslında satılmıyorlar ama Basın İlan Kurumu’nu dolandırıyorlar. Siyasal iradenin gözünde dolandırıyorlar. Nereden besleniyordu bu gazeteler? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden. Belediye musluğu kapatınca kapandılar.

YERLİ ARABAYLA BİR TUR ATMAK İSTER MİSİNİZ?: Getirirlerse deneme turu yapabiliriz.

KAVALA KARARI: Adalet Bakanlığı’nın seçtiği yeni hakimlerin yüzde 99’u Saray’a bakıp karar veriyor. Alt mahkemelerde ciddi cezalarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Hem Osman Kavala hem de Selahattin Demirtaş demokrasi ayıbıdır. Kavala davasında AİHM kararı dikkate alınmadı.

DEMİRTAŞ’IN TUTUKLULUĞU: Yüksek Seçim Kurulu’nun aday olmasına izin verdiği Demirtaş, hapiste. Hapiste propaganda yapıyor, ‘Bunu benim ülkemde demokrasi var’ diyemezsiniz. Kimse buna inanmaz.

Merkel’in ya da Trump’ın telefon mu etmesi lazım. Merkel telefon ettiğinde bir günde duruşma yapılıyor, beraat kararı veriliyor. Papaz için de aynı şey. Trump, bunun karşısında Türk yargısına teşekkür etmiyor, Erdoğan’a ediyor. Çünkü dominant güç Erdoğan, biliyor.

'FETÖ' BORSASI: Parası olanlar ise dışarıda. Bunların FETÖ ile ilişkilerinin, 17/25 Aralık’taki rollerinin önemi yok. İstediğini satın alabiliyor, FETÖ borsası da buradan çıkıyor zaten.

NEDEN ‘TÜRKİYE’ DEMİYORSUNUZ ‘ERDOĞAN’ DİYORSUNUZ: Bütün kararları o alıyor. Tezkereyi getiren Erdoğan, istediği yasayı geçiren Erdoğan. Erdoğan, bu sistemi o kadar oturdu ki; bir uluslararası toplantıdan bahsederken ‘Fransa, Almanya ve şahsım’ diyor. Bu yüzden ‘Erdoğan’ dedim. Erdoğan’ın isteğine uygun olarak ifade ettim.

Erdoğan’ın liyakate önem vermesi gerekiyor. İşin uzmanlarını dinlemeli. Liyakat sisteminin çökmüş olması nedeniyle bu tablo ortaya çıkıyor.

Bir Dışişleri Bakanı var, bir de Saray’ın Dışişleri Bakanı var;

Bir Maliye Bakanı var, bir de Saray’ın Maliye Bakanı var.

FETÖ için kullanılan ‘Paralel devlet yapılanması’… Bir de Saray’da Paralel Devlet Yapılanması var. Kararları Saray ve onun bürokratları alıyor, usulen yapılması gerekenleri de Bakanlara yaptırıyorlar.

ANA MUHALEFETİN 2020 DİLEĞİ: 2019’da güzel şeyler oldu, 2020’de daha güzel şeyler olacak. Toplumun adalet ihtiyacı var, iktidar toplumun beklentisini karşılayamıyor. Bir yanda demokrasi ihtiyacı var, bir yanda da bunun karşılanamaması. Dolayısıyla bu ayrışmada, Demokrasiden yana olanlar güç kazanacak. Umutsuzluğa kapılmayın. Türkiye, bütün bu sorunları aşacaktır. Yargı bağımsızlığın olduğu, kadın erkek eşitliğinin olduğu bir süreç olacak. Bu olağanüstü ortam bir avantaj sağlayabilir. Herkesin kendi düşüncesini söyleyeceği yeni bir Anayasa, güçlü bir Parlamenter sistem olabilir. Bu süreç bizi o noktaya doğru taşıyor. 2020 yeni bir 10 yılın başlangıcı, her şey çok daha güzel olacak.

Türkiye kılıçdaroğlu Ortadoğu tütün uzak Süleymani