Kışanak: Dosyamı hazırlayan polis 'Seni DTK Eş Başkanı sandık' dedi
Gültan Kışanak'ın savunma yaptığı duruşmaya açlık grevindeki DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel getirilmedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın 12'nci duruşması Malatya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşmada savunma yapan Gültan Kışanak, suçlamaları kumpas olduğunu belirterek, "Ismarlama bir hukuk ile karşı karşıyayız" dedi.
Kışanak, "Gözaltında olduğum dönem polisler oturmuş, orada biri benim dosyamı hazırlıyor. Sorduk soruşturduk, Numan diye biriymiş. Meğerse diğer vekillerimizin de dosyalarını hazırlayan biriymiş. Bana, 'Aslında seni DTK Eş Başkanı sandık, ondan dosyayı böyle hazırladık' dedi. Ben de ona 'Sen hâlâ DTK'nin Eş Başkanı'nı tanımıyorsan bu dosyayı nasıl hazırlıyorsun' dedim. O da bana 'Biz acemiyiz. Tecrübeliler gitti' dedi" şeklinde konuştu.
'DEVLET NE ZAMAN ÖCALAN’LA GÖRÜŞSE BARIŞ OLUYOR'
Duruşmada savunma yapan Gültan Kışanak, birlikte yargılandığı Sebahat Tuncel'in, açlık grevinde olduğunu hatırlatarak, "Kürt sorununun çözümü için bir çaba var. 1993 yılında ortaya çıktığı gibi, devlet ne zaman Öcalan ile görüşse barış oluyor. Cenaze gelmiyor, ölümün ve acının olduğu ortam yok oluyor. Leyla Güven, Sebahat Tuncel ve yüzlerce tutuklu İmralı'dan gelecek bir ses için açlık grevinde. Açlık grevinde olan herkesin tek bir talebi var, o da hukuki bir taleptir. Buradan açlık grevinde olan herkesi selamlıyorum. Bu talep benim de talebimdir. İmralı'da avukat, aile görüşleri ve telefon görüşmesi olması gerekirken, bu kısıtlanıyor" dedi.
'SAVUNMA HAKKIMI KULLANAMADIM'
Bu dava nedeniyle 2 yıldır tutuklu olduğunu dile getiren Kışanak, sözlerine şöyle devam etti:
"Katılamadığım diğer duruşmalarda bazılarının tutanağı bile gelmedi. Gerçek nedir, doğru nedir onu bile bilmiyorum. Davanın asıl konusu olan ben, burada değildim. Savunma hakkımı kullanamadım. Bu yargılamaya ciddi bir gölge düşürüyor. Şu an getirildiğim karar mahkemesine de, 'Hadi bari gelsin kendisini savunsun' demek için getirildim. Yaptıklarımın doğru ve insani olduğuna inanıyorum.
'BİZ DE BİLİRDİK KONFORLU YAŞAMAYI'
2 yıl boyunca özgürlüğüm gasp edildi. Hayatım boyunca inandığım değerleri savundum. Bir şey yapmışsam demokratik çerçevede yaptım. Hani bir söz vardır; 'Biz de bilirdik hayatı konforlu yaşamayı, lakin toplumun bir bireyi olarak sorunları görüp konforlu yaşayamam.' Bu ülkede bir sorun varsa elini taşın altına koymalısın, ben de elimi taşın altına koydum."
'ÇÖZÜM SÜRECİNDE SÖYLEDİKLERİM SUÇ OLDU'
2012'de Barış ve Demokrasi Partisi kongresinde yaptığı konuşmaya dair yöneltilen suçlamalara yanıt veren Kışanak, "Ben 'ölüm istemiyorum' demişim. Bu suç mu? Binlerce genç hayalleri ile toprak altında. Çözüm varken neden bu çözümü yapamıyoruz. Bunu mahkemeye sormuyorum, parlamentoya soruyorum. Bunu sorduğum için de şu an tutukluyum. Devlet 1993’den bu yana hesabına geldiğinde Öcalan ile görüşür. 2013 yılında kamuoyu gözü önünde yapılan görüşmeler var. İktidar görüşmeyi istediğinde suç olmuyor, çözüm sürecinde söylediğim suç oluyor" diye konuştu.
'DOSYAMI HAZIRLAYAN POLİS BENİ DTK EŞ BAŞKANI SANMIŞ'
Kışanak, kendisine yöneltilen 'örgüt üyeliği' ve 'örgüt propagandası' suçlamalarına ilişkin ise şunları söyledi:
"Kumpas kurmuş yargıçların hazırladığı dosyalar ile suçlamalar yöneltiliyor. Savcılar, hakimler, polisler ve diğer birçok kişi tutuklandı. Bunların hazırladığı dosyalara neden inanılsın? Ben ne anlatayım bilmiyorum. Bunların hiçbirini kabul etmiyorum. Davaya siyasi atmosfer oluşturmak için çözüm sürecinden hemen sonra yandaş medyada asparagas haberler yapıldı. Arabaların hendeğe gönderildiği söylendi. Ama Diyarbakır Emniyeti'nde buna ilişkin tek bir tutanak yok. Gözaltında olduğum dönem polisler oturmuş, orada biri benim dosyamı hazırlıyor. Sorduk soruşturduk, Numan diye biriymiş. Meğerse diğer vekillerimizin de dosyalarını hazırlayan biriymiş. Dönüp bana; 'Ben Diyarbakır'dan değilim' diyor. 'Aslında seni DTK Eş Başkanı sandık, ondan dosyayı böyle hazırladık.' Ben de ona 'Sen daha DTK'nin Eş Başkanı'nı tanımıyorsan bu dosyayı nasıl hazırlıyorsun' dedim. O da bana 'Biz acemiyiz. Tecrübeliler gitti' diyor. Bu kadar ısmarlama bir hukuk ile karşı karşıyayız.
Belediyeye el koymak için bu tür şeyler yürüttüler. Belediyeye kayyım atamak için KHK'ler çıkartıldı. Projelerimizi yaptığımız için, halka hizmet ettiğimiz için belediyeye kilit vuruldu ve beton bariyerler konuldu. Kayyım geldiği gibi Kadın Politikaları Daire Başkanlığı'na erkek atayıp, kadın derneklerini kapattılar, kreşler kapatıldı. İnsanlar kapı önüne konuldu. Türkiye Belediyeler Birliği'nde de belediye özerkliklerinden bahsediliyor, bu neden bana suç sayıldı? Hukuk iktidarın emrine amade, hoş görülü ama yurttaş ve muhalife gelince canını okuyor."
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Aranın ardından duruşma Kışanak'ın savunmasıyla devam edecek. (Mezopotamya Ajansı)