Koç Üniversitesi Kürt Dili Topluluğu'ndan ırkçı saldırıya tepki: Akademi ve kampüste bu zihniyete yer yok

Koç Üniversitesi Kürt Dili Topluluğu'ndan ırkçı saldırıya tepki: Akademi ve kampüste bu zihniyete yer yok
Koç Üniversitesi Kürt Dili Topluluğu, Alevi-Kürt olduğu için bir öğrencinin ırkçı saldırıya uğramasına tepki gösterdi: Akademi ve kampüs içerisinde bu zihniyete yer olmadı ve hiçbir zaman da olmayacak.

Artı Gerçek - Stanford Üniversitesi dahil yurtiçi ve yurtdışındaki birçok üniversiteden kabul alan TÜBİTAK birincisi F.B. isimli öğrenci, tam burslu okuduğu Koç Üniversitesi yurdundan aynı odada kaldığı Hasan Ege Karanfil ve Arda Demir adlı iki öğrencinin sistematik ırkçı saldırısına uğradı.

'SORU İŞARETLERİ YANITLANMALI'

Koç Üniversitesi Kürt Dili Topluluğu, ırkçı saldırıya yayımladıkları açıklamayla tepki gösterdi. Üniversite yönetimine 'etkin ve şeffaf bir soruşturma' çağrısı yapılan açıklamada, "Üniversite yönetiminin olay medyaya düşene kadar neden sessiz kaldığı açıklanmalı ve ırkçı söylemde bulunanların halen kampüs içerisinde olup olmadıklarına dair soru işaretleri yanıtlanmalıdır" denildi.

'BU ZİHNİYETİN TAM KARŞISINDAYIZ'

Açıklamada, üniversite yönetiminin 'cezasızlık politikası'na dikkat çekilerek, 'saldırılarda bulunan kişilere cesaret verdiği' belirtildi.

Koç Üniversitesi Kürt Dili Topluluğu açıklamasında "Akademi ve kampüs içerisinde bu zihniyete yer olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını vurguluyoruz. Kulübümüz tüm ilkeleri, Kürt dili, tarihi ve sanatına dair faaliyetleri ve varlığıyla bu zihniyetin tam karşısındadır" diyerek, şu çağrıyı yaptı:

"Biz Kürt Dili Topluluğu olarak birinci elden olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyor, üniversite yönetimini de sorumluluk almaya çağırarak kampüs içerisinde oluşabilecek her türlü gerginliğe karşı tüm üye ve dostlarımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz."

AÇIKLAMANIN TAM METNİ

Açıklama şöyle:

"Bugün medyada yer alan haberlere göre bir Koç Üniversitesi öğrencisinin Kürt-Alevi kimliği üzerinden hedef alınmasını kınıyor, olayda geçen ırkçı söylemleri kabullenemeyeceğimizi yüksek sesle ifade ediyor ve olayın bir an önce etkin bir soruşturma ile aydınlatılması gerektiğini Koç Üniversitesi yönetimine hatırlatıyoruz.

Hiçbir ırkçı söylem ve saldırının taciz iddialarını aklayamayacağı gibi taciz iddialarının da ırkçı söylem ve saldırıyı aklamayacağını belirtiyoruz. Taciz iddiasının da soruşturma süreci içerisinde şeffaflıkla ele alınması ve aydınlatılması gerekmektedir.

Tüm bu süreçte Koç Üniversitesi soruşturmanın etkin ve şeffaf yürütülmesinden sorumludur. Kürt Dili Topluluğu olarak bu faşist saldırıların ilk olmadığını hatırlatıyor, bir daha tekrarlanmaması için yetki ve sorumluluğun üniversite yönetiminde olduğunu dile getiriyoruz. Daha önce de başta kulüp üyelerimiz olmak üzere sıra arkadaşlarımız sosyal medyada Kürt kimliği üzerinden hedef alınmış ancak ilettiğimiz soruşturma talepleri üniversite yönetim kurulu tarafından reddedilmiştir.

Kampüs içerisinde oluşan gergin ve tedirgin ortamın bir an önce aşılabilmesi için son saldırının soruşturma sürecinin şeffaf yürütülmesi gerekmektedir. Üniversite yönetiminin olay medyaya düşene kadar neden sessiz kaldığı açıklanmalı ve ırkçı söylemde bulunanların halen kampüs içerisinde olup olmadıklarına dair soru işaretleri yanıtlanmalıdır. Bu sorular yanıtlanmadan sağlıklı bir kampüs ortamı sağlanamaz.

Medyaya sızan ve mahkemeye de sunulan ses kayıtlarında yer alan ifadelerin kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Üniversite yönetiminin cezasızlık politikası bu ifadeleri söyleyen kirli zihniyete sahip kişilere bu saldırılarda bulunma cesaretini vermektedir. Akademi ve kampüs içerisinde bu zihniyete yer olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını vurguluyoruz. Kulübümüz tüm ilkeleri, Kürt dili, tarihi ve sanatına dair faaliyetleri ve varlığıyla bu zihniyetin tam karşısındadır.

Koç Üniversitesi yönetimi bundan sonraki süreci etkin ve şeffaf yürütmelidir. Biz Kürt Dili Topluluğu olarak birinci elden olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyor, üniversite yönetimini de sorumluluk almaya çağırarak kampüs içerisinde oluşabilecek her türlü gerginliğe karşı tüm üye ve dostlarımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz."

NE OLMUŞTU?

Saldırganlardan Hasan Ege Karanfil, F.B.'yi önce kemerle dövmüştü. Kızgın ütüyü F. B.’nin yüzüne yapıştırmaya çalışan Karanfil'in yönlendirmesi ile Arda D. de oda arkadaşının yüzünü ve karnını kesici aletle kesmişti.

Koç Üniversitesi olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurmuştu ancak sosyal medya hesabından konuya dair açıklamalar yapan Avukat Alper Sarıca, ırkçı saldırıyı düzenleyenlerin hiçbir yaptırıma uğramadığını, F.B.’nin ise uzaklaştırma aldığı sınavlarına girmediğini, yurt müdürünün ise kendisine okulu dondurmasını tavsiye ettiğini söylemişti.

Sarıca, F.B'nin yaşadığı süreçle ilgili anlattığı kısımları şöyle aktarmıştı:

"Bu öğrenci yurtta 2 oda arkadaşıyla kaldığını, birisinin kendisine sırf “KÜRT VE ALEVİ OLDUĞU İÇİN” sürekli eziyet ettiğini, aşağıladığını, en son üniversite güvenliğini aramasından yarım saat kadar sonra diğer oda arkadaşını azmettirerek kendisini öldürtmeye çalıştığını anlattı. Yüzünden ve karnından ciddi şekilde bıçaklandığını, yangın alarmına basarak ve tuvalete saklanarak kurtulduğunu, ambulansla hastaneye kaldırıldığını söyleyerek yüzündeki sargının ve vücudundaki dikişlerin sebebini izah etti. En şaşırtıcı kısmı ise; bahse konu oda arkadaşları tarafından suçtan kurtulmak için sırf cinsel saldırı ile itham edildiği için kendisini öldürmeye teşebbüs eden kişinin serbest bırakıldığını, azmettiriciye savcılık ve okul tarafından hiçbir yaptırım uygulanmadığını, kendisine ise her hafta imza yükümlülüğü verildiğini, okuldan uzaklaştırıldığını söylemesi oldu."

Öte yandan İthaki Yayınları da Hasan Ege Karanfil ile olan sözleşmesini feshetmişti.

Hasan Ege Karanfil ile F.B. arasında geçen ses kayıtları da soruşturma dosyasına girmişti. Kayıtlarda Karanfil'in F.B.'ye şunları söylediği görülmüştü:

  • "Hayır yani Kürt olduğu yetmezmiş gibi adam bir de Alevi ya..."
  • "Kürt olması kötü bir şey değil, Kürt olup da kendini Türklerle eşit görmesi kötü bir şey..."
  • "Siz kader olarak Yahudilerle çok birbirinize benzeşiyorsunuz. Zafer Partisi iktidarında benzer şeyler yaşayacaksınız...."
  • "Türkiye'nin belli bir noktadan sonraki Doğusu olduğu gibi ateşe verilse..."
  • "Hiyerarşi gerçek bir şey ve buna itaat etmek zorundalar. Kendilerini kandırıyorlar sadece..." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar