Komisyonda barolar konuşuyor... Diyarbakır Baro Başkanı: 1921 Anayasa'sı esas alınmalı

Meclis komisyonunda konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Güleç, PKK'liler ile ilgili 'özel bir yasa çıkarılması gerektiğini' söyledi ve geçen hafta komisyonda yaşanan Kürtçe krizine işaret etti: 'Devlet artık Kürtçe ile barışmalı.' Güleç aynı zamanda konuşmasında 1921 Anayasası'na vurgu yaptı.

Komisyonda barolar konuşuyor... Diyarbakır Baro Başkanı: 1921 Anayasa'sı esas alınmalı

Artı Gerçek - Kürt sorununun çözümü için Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun altıncı toplantısında baro başkanları görüş ve önerilerini sundu.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan'ın ardından Bingöl, Hatay ve Diyarbakır Baro Başkanları konuştu.

Bingöl Baro Başkanı Yusuf Ketenalp, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzlukların son bulması gerektiğine işaret etti.

'EŞİT YURTTAŞLIĞA' VURGU

Ketenalp, anayasada eşit vatandaşlık ve yurttaşlığın güvence altına alınması gerektiğini belirterek, “Buna halel getirecek uygulamalar sona erdirilmelidir. Kürtçe, Zazaca ve bu topraklarda konuşulan diğer bütün diller üzerindeki baskının kaldırılarak kamusal alanda kullanılması için teşvik edilmesi, dillerimizin yaşatılması için buna yönelik çalışmalar yapılması gerekir” diye belirtti.

Ketenalp, tutukluların sağlık ve yaşam haklarının gözetilmesi, infaz koşullarının insan onuruna ve evrensel hukuk ilkelerine uygun hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

TAHİR ELÇİ'Yİ HATIRLATTI

Diyarbakır Barosu Başkanı Adbulkadir Güleç ise konuşmasına katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anarak başladı: "Faillerin bağımsız ve tarafsız bir yargı önünde yargılanmasını ve hesap vermesini, yine geçmişle yüzleşmenin sağlanmasını diliyor ve umut ediyorum."

Meclis’te kurulan komisyonun Türkiye’nin yakın tarihine ilişkin önemli bir hafıza oluşturacağını belirten Güleç, “Komisyonun yalnızca bir hafıza oluşturmanın ötesine geçerek aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini de düşünüyoruz” diye kaydetti.

PKK'li 30 kişilik grubun silahlarını imha etmesi ile beraber sürecin dönüm noktasına gelindiğine işaret eden Güleç, PKK'nin üst düzey yöneticileri ve üyelerinin törene katılmasının önemine işaret etti.

ÖZEL BİR YASA ÇIKARILMALI

Güleç, “Bu gelişme; cezaevlerinde tutulan binlerce kişiyle Avrupa'da, yurdundan uzakta adeta sürgün hayatı yaşayan yurttaşların toplumsal ve siyasal yaşama yeniden katılımını sağlamak amacıyla özel bir yasanın çıkarılmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu.

'DEVLET ARTIK KÜRTÇE İLE BARIŞMALI'

Komisyonun 5’inci toplantısında yaşanan anadil krizine de işaret eden Güleç, “Bir önceki oturumda Diyarbakırlı bir barış annesi evladına dair acısını Kürtçe anlatmak istediğinde buna izin verilmemesi aslında Kürt meselesinin özünü ortaya koymaktadır. Bu durum Kürt halkı açısından incitici bir durumdur. Meclis, halkın ve milletin sesi olan en temel kurum olarak böyle bir dilin kullanımına inisiyatif alarak izin verebilseydi bu tutum Kürtçe dilinin normalleşmesi ve barışın dili olması bakımından çok kıymetli bir adım olabilirdi. Devlet artık Kürtçe ile barışmalıdır” dedi.

AYM VE AİHM KARARLARI

AYM ve AİHM kararlarının uygulanması gerektiğini de belirten Güleç, “Bu kararların uygulanmaması nedeniyle cezaevine tutulan Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay, Bekir Kaya, Figen Yüksekdağ ve benzeri birçok mahpusun tahliyelerinin sağlanması ilgili komisyonun öncelikli önerileri arasında yer almalıdır. Hasta mahpusların durumu son derece kritiktir ve buna dair Diyarbakır Barosu birçok kez çağrılarda bulunmuştur. Hasta mahpusların tahliye edilmelerini mümkün kılacak düzenlemelerin yapılması aciliyet arz etmektedir" dedi.

Türkiye’nin 45 yıl boyunca darbe Anayasası ile yönetildiği vurgusunu yapan Güleç, Anayasa’nın darbenin otoriter ruhunu ve tekçi zihniyetini koruduğunu belirtti.

'1921 ANAYASASI ESAS ALINMALI'

Güleç sözlerine şöyle devam etti:

“Yeni bir Anayasa artık bir tercih değil, tarihsel ve toplumsal bir zorunluluktur. Toplumsal uzlaşıya dayalı, özgürlükleri esas alan ve herkesin kendini eşit yurttaş olarak görebileceği bir anayasa anadilde eğitimin de önünü açacaktır. 1921 Anayasası'nda yer alan ademi merkeziyetçi ruhu esas alan bir anlayışı hayata geçirecek ve Kürt meselesinin barışçıl çözümüne imkan sağlayacaktır. İşte bu Türkiye'nin demokratikleşmesi ve kalıcı toplumsal barış için en acil ve hayati adımdır.”

ÖNERİLER

Güleç, devamla şu önerileri sıraladı:

“Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı sunacak, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklı çekince koyduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerkliği şartı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gibi sözleşmelere yönelik çekinceler kaldırılmalıdır. Bununla ilgili toplumsal barışı ve eşit yurttaşlığı güçlendirecek adımlar atılmalıdır. Mevzuat yeniden gözden geçirilerek uluslararası süreçlere uygun hareket edilmelidir. Kadın özgürlüğünü esas alarak çocukları ve kadınları şiddete karşı gerçek manada koruyacak yasal önlemler yaşama geçirmelidir.” (HABER MERKEZİ)

diyarbakır barosu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu