Kurtarma çalışmalarına katılan jandarma anlattı: Bizde de hazırlık yoktu

Kurtarma çalışmalarına katılan jandarma anlattı: Bizde de hazırlık yoktu
Islahiye'deki Kurtarma çalışmalarına katılan jandarmalar yaşadıklarını Artı Gerçek'e anlattı. Deprem bölgesine hazırlıksız olarak gönderildiklerini söylediler ve "Elimizde insan kurtaracak ne vardı?" diyerek eksikliklerini dile getirdiler.

Ahmet Ayva


ANTEP - Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 iki büyük depremin üzerinden iki hafta geçti. Depremin ilk günlerinden itibaren hem arama kurtarma hem de yardımların dağıtımında yaşanan koordinasyonsuzluk tartışmaların odağındaydı. AFAD başta olmak üzere merkezi hükümete bağlı kuruluşlar eleştirilerin odağındaydı. Resmi açıklamaların dışında enkaz çalışmalarında yer alan görevliler pek konuşmadı ancak resmi yetkililer de eksiklerden şikayetçi. Artı Gerçek'e konuşan jandarma ekipleri deprem bölgesine hazırlıksız gönderildiklerini anlattılar.

JANDARMALAR: BİZİ DE HABER YAPIN

Antep'in Islahiye ilçesi, depremin en büyük hasar verdiği yerlerden bir. Yarısı tamamen yıkılan kentte ayakta kalan binaların büyük kısmı da hasarlı durumda. Depremin üzerinden iki hafta geçmişken artık sokaklar boşalmış durumda. Islahiyelilerin bir bölümü kenti terk etmiş, kalanlarsa çadırlarında yaşam mücadelesi veriyor.

Çadırda kalanlarla röportaj talebini ilettiğimiz jandarma ekiplerinden “Orada yurttaş yok. Depremzede biziz, biz kalıyoruz” yanıtını aldık. Depremde hasar almış karakol içerisindeki jandarma erlerinden biri “madem gazetecisin bizi de haber yap. Kimsenin ne bizi gördüğü, ne de sorduğu var. İlk günden beridir buradayız.” diyerek sorunlarını anlatmaya başladı.

Görüntülü röportaj vermeyeceğini tahmin ederek, sesli ya da üniforması gözükecek şekilde video röportaj için izin istediğimizde “Başımı sokacak bir yerim kalmadı, daha fazla yanmasın” yanıtını vererek şahit olduklarını anlatmaya başladı:

'HER YERDEN SES GELİYORDU'

"Depremin ilk günü telsizlerimizden şurası yıkıldı, şu sokağa girilemiyor anonsları aldık. Bölgeye girdiğimizde ise her yerden ses geliyordu. Hiç bir şey yapamıyorduk. Bir enkaza girdik, bir kadının üzerindeki enkazı kaldırmaya çalıştık biraz daha zorlasak kadını öldürecektik öylece bırakıp yardım gelmesini bekledik.”

Geldi mi diye sorunca jandarma komutanıyla göz göze geldi ve konuşmayı yarıda kesip gönüllülerle sohbet etmeye başladı. Komutanlarının içeri girdiğini görünce, “bunu yayınlayabilir misin” diye sordu. . Nereye ve kime haber yaptığımı da söylediğimizde de “Kim olursan ol, fark etmez yayınla" diyerek sözlerini sürdürdü:

'BİZİ BIRAKTILAR HERKESİ GÖNDERDİLER'

"Polisler, savcılar, hakimler ilk gün idari izinle kenti terk ettiler. Tahliye edildiler. Buradaki herkes tam iki haftadır tek bir yere kımıldamadı. Banyo bugün geldi. Al sor şunlara, herkesin psikolojisi alt üst oldu. Çoğumuzun çocuğu var. Bu mu adalet? Bizi bıraktılar herkesi gönderdiler."

Askerlerin müdahalede geç kaldığını, kışladan çıkarılmadığına dair eleştirileri sorduğumuzda ise ilginç bir yanıT verdi:

'ELİMİZDE İNSAN KURTARACAK NE VARDI?'

“Biz çıktık da ne oldu? Elimizde insan kurtaracak ne vardı? Asker geldiğinde de elinde bir şey yoktu. Kara düzen bir çalışma oldu. Kentin yarısı zaten haritadan silindi. Bizde de hazırlık yoktu, askerde de"

Bulunduğumuz noktanın fotoğrafını çekmek için izin isteyince “Jandarma binasını çekme ama çadırlarların bulunduğu noktayı çek” dedi.

O sırda orada bulunan gönüllerden biri de araya girerek jandarmaya “komutanınız ne diyor” diyerek bir soru yöneltti. Jandarmanın cevabı “O da bizim gibi, kimse artık burada kalmak istemiyor. Geceleri gözümüze artık uyku girmiyor.” oldu.

İkisi astsubay olan, diğer jandarmalar da “hepimiz tayinimizi isteyeceğiz” diyerek sohbeti bitirdi.

Öne Çıkanlar