‘Kürtçenin eğitim alanındaki kısıtlılığı hem ailede hem de çocukta travma yaratıyor’
Kürt Dil ve Kültür Ağı Sekretarya üyesi Tekiner, Kürtçenin sadece ev içi konuşma alanıyla sınırlı olduğunu belirterek, bunun Kürtçenin gelişimi önünde büyük bir problem yarattığını söyledi.
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK-Dünyanın dört bir yanında diller ya yok olma tehlikesi altında ya da birçok baskıyla karşılaşıyor. Türkiye’de iktidarın uyguladığı politikalar nedeniyle Kürtçe de bu baskıya maruz kalan diller arasında yer alıyor. 21 Şubat Anadil Günü vesilesiyle Türkiye’de Kürtçe’ye yönelik baskıları Kürt Dil ve Kültür Ağı Sekreterya Üyesi Zuhal Tekiner ile konuştuk.
Kürt Dil ve Kültür Ağı Sekretarya Üyesi Zuhal Tekiner, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla çalışmalarına dair bilgi verdi. Uluslararası Anadili Günü dolayısıyla sosyal medya platformlarında "Ben anadilde eğitim istiyorum" başlıklı online imza kampanyası başlatacak. Kampanyanın tüm Kürt örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve dil gruplarıyla ortaklaştırılacak.
Kampanyayla milyonlarca insana ulaşmayı hedeflediklerini ifade eden Tekiner, "Toplayacağımız imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ya da gerekli tüm yerlere 'işte bu kadar insanın talebi var' diyerek göndereceğiz" dedi.
‘AMACIMIZ KÜRT DİLİ ÜZERİNDEKİ ASİMİLASYONU ENGELLEMEK’
2020 yılının mayıs ayında 300 kişi ile ilk toplantılarını yaptıklarını söyleyen Tekiner, oluşturulan ağın içerisinde ise sivil toplum kuruşlarının temsilcilerinin yer aldığını söyledi. Kürt dili ve kültürünün asimilasyon politikaları ile karşı karşıya kaldığını belirten Tekiner, "Platformun kuruluş amacı ise bu asimilasyonu engellemek içindir. Bunun toplumsal ayağını oluşturmak adına çalışmalar yapıyoruz. Özellikle Kürt dilinin araştırılması, incelenmesi ve bunun halk tabanının oluşturulması için çalışmalar yürütüyoruz" dedi.
‘HAZIRLADIĞIMIZ RAPORU AÇIKLAYACAĞIZ’
Sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin ağın içinde olmasından kaynaklı dil üzerinde gerçekleşen hak ihlallerini de takip ettiklerini belirten Tekiner, "Bu oluşum tartışma, inceleme açısından çok geliştirici oldu. Şu ana kadar Kürt dilinin ve kültürünün baskı altında olma durumuna ilişkin raporlar hazırladık. Bu hazırladığımız raporu da 21 Şubat Anadil Günü açıklayacağız. Hazırladığımız raporların içinde hiç Türkçe bilmeyen bir kişinin yaşadığı problemler de yer alıyor. Örneğin hiç Türkçe bilmeyen bir kişinin hastaneye gittiğinde yaşadığı sıkıntılar yer aldı" dedi.
‘ÇOCUKLARDA, AİLELERDE TRAVMALARA NEDEN OLUYOR’
Kürtçenin sadece ev için konuşma alanıyla sınırlı olduğunu belirten Tekiner, bu durumun ise Kürtçenin gelişmesi önünde büyük bir problem yarattığını söyledi. Kürtçenin gelişmesinin önündeki diğer önemli bir noktanın ise eğitim meselesi olduğunu söyleyen Tekiner şöyle devam etti:
"Kürtçenin eğitim dili olmamasından kaynaklı yeni nesillere aktarılması konusunda çok büyük bir sorun teşkil ediyor. Çocuklar 0-5 yaş arasında aile içinde Kürtçe ile büyüyorlar ancak daha sonra eğitim hayatının başlaması ile yeni bir dil ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu yaşadığı durum çocuklarda travmalara neden oluyor. Çünkü şimdiye kadar öğrendiği dilin evin dışında kullanılmadığını görüyor. Daha sonra ise kendi dilinden vazgeçip, öğretilen dile yöneliyor. Bu durum ise Kürtçe dilinin gelişimi konusunda büyük engel teşkil ediyor. Çocuk bir süre sonra kendi dilini konuşmayı bırakıyor ve bir vazgeçiş yaşıyor. Bu durum sadece çocukta değil, aynı zamanda aile üzerinde de bir travma yaratıyor. Bireyler çocuklarının geleceğine ilişkin bir planlama yaparken, kendine ait olmayan bir dil olmasından kaynaklı şüphe duyuyor."
‘KÜRTÇE BÖLÜMÜNDEN MEZUN OLUYOR AMA…’
Üniversitelerde açılan Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasa ilişkin de konuşan Tekiner, "Bu durum sadece bir düzeyde olumlu olabilir ancak eğitim almış bir birey bunu kullanamayacaksa çok yetersizdir. Kişi bu bölümden mezun olsa da herhangi bir alanda kullanma şansı bulamıyor. Zaten bu aşamaya kadar Kürtçe üzerine eğitim almış bulunmuyor. Yine mahkemelerde anadilde savunma yapma hakkı var ama türlü gerekçeler ile bu durum engellenebiliyor. Biz yaşanılan bu sıkıntılara ilişkin bir imza kampanyası başlatıyoruz. İmza kampanyamızın temelinde 2 madde yer alıyor" dedi.
Zuhal Tekiner
2 TALEP: KÜRTÇE EVİN DIŞINA ÇIKMALI
"Birincisi; yasal düzenlemelerde mahkemelerde ana dilde savunma olmasına rağmen bu durum bir takım gerekçelerle reddediliyor" diyen Tekiner, taleplerinden birinin Kürtçenin eğitim dili olması, diğerinin ise artık Türkiye’de bu dilin tanınması olduğunu söyledi. Tekiner şöyle devam etti: "Bu da şu anlama geliyor; Kürtçe evin dışına çıkmalı ve yasal statüye sahip olması. Yasal bir statü olan bir dil kendisini yaşatır. Bugün Kürtçe yasal bir statüye kavuştuğu zaman her alanda kullanılabilecek. Bugün bu statü olmadığı için bir talepte bulunamıyorsunuz. Bu yüzden bu iki talebin kabul edilmesi bizim için çok önemli."
İMZA KAMPANYASI
2 taleple başlatılan imza kampanyasının herkese ulaşması için çalışmalar yapacaklarını söyleyen Tekiner, ev eve gezerek imza kampanyasına destek isteyeceklerini söyledi. İmza kampanyasına herkesin destek vermesini istediklerini söyleyen Tekiner şöyle devam etti:
"İmza kampanyamıza herkesin destek vermesini istiyoruz. Bir dilin yok olması aynı zamanda kültürünün de yok olmasıdır. Kampanyamız 21 Şubat Dünya Anadil gününde Change.org üzerinden imzaya açılacak. Herkes elden ele bu kampanyayı büyütsün istiyoruz. Herhangi bir imza sınırı koymadık. Hedefimiz en yüksek rakamlara ulaşmak."