Kuytul: 'Gidin camileri basın, onları çıkartın' diyen Süleyman Soylu'dur
Alparslan Kuytul AKP, cemaat ve tarikatları eleştirdi. 'Millet açken bunların lüks içinde yaşamaları İslam değildir' diyen Kuytul, 'Cemaatler devlete sızmayı bırakmalı' dedi.
Adana ve Antep’te 4 Mayıs gecesi itikâfta bulunmak için gittikleri camilere yapılan polis baskınlarında Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul ile birlikte 30'u çocuk 450 kişi gözaltına alınmıştı. Polis baskını, Antep’teki bir camiye atılan gaz bombasıyla gündeme oturdu. Gözaltına alınanların çoğu emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılırken, dört gün boyunca gözaltında tutulan Kuytul ile 3 vakıf üyesi, 7 Mayıs'ta sevk edildikleri Adana Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.
AKP iktidarına yönelik eleştirileriyle sık sık gündeme gelen Alparslan Kuytul, kendisini "ılımlı Müslüman" olarak tanımlayan iktidarın izlediği politikalara, kimi cemaat ve tarikatın sessiz kalıp, doğrudan devlet kademelerine sızarak pay aldığı bir tabloda sert eleştirilerde bulundu. Hükümetin Suriye’ye yönelik müdahalede yer almasına itiraz ettiği gibi Afrin operasyonuna da karşı çıktı.
İktidara yönelik bu muhalefeti nedeniyle hedef haline gelip cezaevine de giren Alparslan Kuytul, Mezopotamya Ajansı'ndan Hamdullah Kesen'e konuştu.
'TÜRKİYE'NİN GELDİĞİ NOKTA BU, TAMAMEN POLİS DEVLETİ'
"22 camiye aynı anda yapılan bir operasyon ve 450 kişiye yakın insanı gözaltına alacaksınız. Türkiye'de o gece o olaydan daha büyük bir olay yok ve büyük bir operasyon yok. Nasıl oluyor da siz savcıdan izin almadan operasyon yapıyorsunuz" diyen Kuytul, "Savcıya ifadeye en son gece gittiğimizde de savcıya 'haberiniz var mı?' diye sordum, ‘yok’ dedi. Böyle bir operasyon yapılacağından savcının bile haberi yok ve polis kendisi büyük ihtimalle İçişleri Bakanlığı'ndan talimat almak suretiyle savcıyı adam yerine koymadan kendi karar veriyor. Bu kadar büyük bir operasyonu savcıya, 'Bu yaptığımız şey kanuna uygun mudur?’ diye sormadan kendisi yapıyor. Türkiye'nin geldiği nokta bu. Halen hukuk devletinden bahsediyorlar. Hukuk devleti değil, tamamen polis devleti. Polis istediği gibi davranıyor artık. Hukuk devleti olsaydı, savcının imzasıyla basabilirdi. Savcıya sormayıp, adam yerine bile koymuyorlar. 'Bize yukardan talimat geldi' diyorlar." dedi.
'GİDİN, CAMİLERİ BASIN, DİYEN SÜLEYMAN SOYLU'DUR'
Kuytul, "Gezi Parkı eylemleri sırasında ‘Camiye ayakkabılarıyla girdiler’ dediler ama hiçbir fotoğraf da göstermediler. Hatta orada içki içtiklerini bile söylediler o gençlerin. Öyle bir fotoğraf, video görüntüsü ben görmedim" diyerek "Onu öyle söyleyenler şimdi bunu yaptılar. Aslında AKP'lilerin de bu durumdan rahatsız olduğunu biliyoruz. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan rahatsız olmasaydı Antep Emniyet Müdürünü görevden alınmazdı. Antep Emniyet Müdürü'nü Süleyman Soylu mu görevden aldı? O talimatı veren zaten kendisi, 'Gidin camileri basın, onları çıkartın' diyen Süleyman Soylu'dur." ifadelerini kullandı.
Kuytul, "İktidarın siz ve cemaatinizle alıp veremediği ne?" sorusuna yanıtı ise şöyle oldu:
'NEYMİŞ, NAMAZ KILIYORLAR; SANKİ HER ŞEY NAMAZMIŞ GİBİ'
"Hükümetin bizle alıp vermediği şey, bizim hükümete yaptığımız eleştiriler, hükümete biat etmeyişimiz. Doğruları konuşmamız, hükümetin yanlışlarınıza ‘yanlış’ dememiz. Onların yanlışlarına ‘yanlış’ demeyen hoca ve cemaat istiyorlar. Onları sürekli alkışlayacak hoca istiyorlar. Neymiş, namaz kılıyorlar. Hanımları başörtülü olunca ben onların her yanlışını örtbas etmeliymişim, sanki her şey namazmış gibi! Tamam namazını Allah kabul etsin de fakat yanlışına da yanlış demek zorundayım. Hükümetin rahatsız olduğu nokta bu.
'DEVLET DE RAHATSIZ'
"Bir de devlet var. Devletin rahatsız olduğu şeyler var. Bir ben tevhidi anlatıyorum. Allah'tan başka ilah, otorite ve kanun koyucu yok, itaat edilecek makam yok. İlahın manaları bunlar. La İlahe İllallah’ın manası bu. Ve bunun sonucu olarak diyorum ki, sloganlaştırdığım bir cümle: 'Allah'ın dünyasında Allah'ın dediği olmalı.' Madem ondan başka ilah yok, ondan başka itaat edilecek makam yok, o zaman onun dediği olmalıdır. Devlet bundan rahatsız. Çünkü onların dediği oluyor. Kimin dediği oluyorsa, onlar tevhitten ve La İlahe İllallah’ın manasının anlaşılmasından rahatsız olur. Allah'ın dediği olmalı, diyoruz. Onlar ise ‘Bizim dediğimiz olur’ diyorlar. ‘Saltanat bizim saltanatımız bunu Allah'a bile kaptırmayız’ diyorlar.
'BU ERDOĞAN'IN İŞİNE BENZEMİYOR'
"Benim böyle bir düşmanlığım yok hükümete. Hükümetten çok devlet bizle uğraşıyor. Hükümette buna sessiz kalmak zorunda. Çünkü artık onlara teslim olmuş. İtikâfı yasaklayanın AKP hükümeti olduğunu zannetmiyorum. AKP hükümeti, oy kaybetmemek için dahi bunu yapmaz. Niye yapsın? Erdoğan kendisi de namaz kılıp, karısı başörtülü birisi, itikâf düşmanı birisi değil. İftar düşmanı birisi de değil, bildiğim kadarıyla oruç da tutuyor. Teravih düşmanı birisi de değil. Bu Erdoğan'ın işine benzemiyor. Bu iş de devletin kararı. Süleyman Soylu devleti temsil ediyor."