LGBTİ+’lardan seçim kampanyalarındaki nefret diline yanıt: LGBTİ+’lar ‘kurban’ olarak seçildi

LGBTİ+’lardan seçim kampanyalarındaki nefret diline yanıt: LGBTİ+’lar ‘kurban’ olarak seçildi
İktidar ve muhalefetten bazı siyasetçilerin seçim kampanyalarında kullandıkları LGBTİ+’lara dönük nefret söylemlerine karşı 14 LGBTİ+ derneği ortak metinle tepki gösterdi. Artı Gerçek'e konuşan GALADER üyesi Dirim, “LGBTİ+’lar kurban olarak seçildi" dedi.

Ezgi YILDIZ


Artı Gerçek - 13’üncü Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında çoğunlukla Cumhur İttifakı’ndan ve Millet İttifakı’ndan da bazı siyasetçiler, LGBTİ+’lara yönelik hedef gösteren nefret dilini kampanya haline getirdi. 14 LGBTİ+ derneği 11 Mayıs’ta ortak metin yayımlayarak bu kampanyalara tepki gösterdi.

SİYASETÇİLERİN ‘NEFRET’ KAMPANYASI

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle Nisan ayından itibaren konuşmalarında Millet İttifakı’nı “LGBT’ci olduklarını kabul etmeye" çağırdı. İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul 2’nci bölge milletvekili adayı Süleyman Soylu da yine Nisan ayında, "Biz gideceğiz de kim gelecek? Bu LGBT'ciler gelecek. Aynı cinslerin evlenmesini isteyenler gelecek" ifadelerini kullanmıştı.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş da Mersin mitinginde Süleyman Soylu’ya cevaben, “Sürekli fantezilerini anlatıyor” dedi.

14 LGBTİ+ KURUMU ORTAK İMZALI METİN YAYIMLADI

14 ayrı LGBTİ+ derneği, bütün bu kampanyalarda LGBTİ+’ların nefret diliyle hedef haline getirilmesine tepki göstererek 11 Mayıs’ta eleştiri içeren ortak bir açıklama yayımladı.

Metinde, Cumhur İttifakı’nın kampanya haline getirdiği bu nefret diline Millet İttifakı içerisindeki bazı liderlerin verdikleri cevaplarda LGBTİ+ olmanın ‘utanılması gereken bir olguymuş’ gibi yansıtılmasına tepki gösterildi.

Açıklamada, "Seçimlere az bir zaman kala, çeşitli partilerin miting kürsülerinden taşan bu ayrımcı dil artık kulaklarımızı daha çok tırmalıyor” ifadelerine yer verilirken muhalefete seslenerek “Bizler, olası bir iktidar değişikliğinde geriye 'miras' bırakılacak olan bu sözde 'iletişim biçiminin' sahiplenilmemesi gerekiyor” çağrısında bulunuldu. İmzası bulunan kurumlar ise şöyle;

SPoD, Kaos GL, Pembe Hayat Derneği, Özgür Renkler Derneği, Mersin 7 Renk Derneği, 17 Mayıs Derneği, Muamma LGBTİ+ Derneği, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği-GALADER, HEVİ LGBTİ+ Derneği, LİSTAG- LGBTİ+ Aileleri Ve Yakınları Derneği, Kırmızı Şemsiye Derneği, ÜniKuir Derneği, Genç LGBTİ+ Derneği, Lambdaistanbul.

Artı Gerçek’e konuşan LGBTİ+ dernek temsilcileri bu kampanyaları ‘endişe verici’ olarak yorumlarken iktidarın ülke yönetimindeki başarısızlığı bu söylemlerle üzerini örtmeye çalıştıklarını ifade ettiler.

CUMHUR İTTİFAKI LGBTİ+ KARŞITLIĞI İLE OY DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYOR

KAOS GL’de İnsan Hakları Uzmanı olan Defne Güzel, LGBTİ+’lara dönük oluşturulan bu nefret dilinin kaygı oluşturan bir boyuta eriştiğini ifade ederek ‘kişilerin mahremiyetini de ihlal eden açıklamalar’ olduğunu söyledi. Güzel, şöyle devam etti;

“LGBTİ+ karşıtlığından Cumhur İttifakı oy devşirmek istiyor. Amaçlanan şey gayet açık. LGBTİ+ varoluşlar kötüymüş gibi lanse ediliyor ve bu yolla partiler birbirlerinin itibarını zedelemek istiyor. Nefret dilinin bir şahidi de LGBTİ+’ların ta kendisi. LGBTİ+’lar için LGBTİ+ olmayı bir stres kaynağı haline getiriyorlar. Bununla, utanılması gereken bir şeymiş mesajını pekiştiriyorlar.”

‘LGBTİ+’LARA DÖNÜK ÖNYARGILARI BESLİYOR’

Güzel, yaşanılanların LGBTİ+’ların gündelik yaşamını doğrudan etkilediğini belirterek “LGBTİ+ olmak ve LGBTİ+’lar kötüdür, gülünçtür imasında bulunuyorlar. Aslında bu yolla LGBTİ+’ları güçsüzleştiriyorlar. Bugün karşımızda LGBTİ+ derneklerinin kapatılması, LGBTİ+ faaliyetlerinin yasaklanması gibi seçim vaatleri var. Bunlar örgütlenme, dernek kurma, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel insan haklarının ihlal edilmesi demek. Yapılanlar, LGBTİ+’lara dönük önyargıları besliyor” dedi.

İnsan Hakları Uzmanı Güzel, siyasilere şu mesajı verdi; “Eşitlik ve özgürlük vaadi LGBTİ+’ların haklarını açıkça savunabilmekten geçiyor. Bir partinin LGBTİ+ komisyonları kurması, ayrımcılıkla mücadele vaadi vermesi, parti içi ayrımcılık eğitimleri düzenlemesi, LGBTİ+ milletvekili adayları çıkartması gibi seçenekler uçsuz bucaksız örnekler değil.”

‘ASIL AMAÇ BİRLİKTE HAREKET ETMEYİ ENGELLEMEK’

Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER) üyesi Atilla Dirim, LGBTİ+’lara yönelik iktidarın oluşturduğu bu nefret kampanyasını “Yanlış politikaların sonucu toplumda ekonomik ve sosyal krizlerle huzursuzluk oluştu. Oluşan bu huzursuzluğun kaynağı olan iktidar LGBTİ+ları hedef göstererek kendi sorumluluğunun görünürlüğünü azaltmayı hedefliyor. LGBTİ+’lar da bu amaçta ‘kurban’ olarak seçildi” dedi.

Dirim, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın seçim öncesi son cuma hutbesinde ‘temiz anlayışını bozmaya çalışan sapkın anlayışlar’ ifadelerine yer verdiğine değinerek sözlerine şöyle devam etti;

“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş bile seçim öncesi verdiği son Cuma vaazında ülkedeki sorunların müsebbibi LGBTİ+larmış gibi hedef gösteren bir konuşma yaptı. Toplumu bölüp parçalamaya çalıştıkları bir politika olarak yorumluyorum bunu. Çünkü; toplumun her alanında önemli sayıda LGBTİ+’lar var. İktidarın amaçladığı ise bu doğalında iç içe olan toplumun birlikte hareket etmesini engellemek. Bu ayrıştırıcı nefret dilinin asıl sebebi bu. Kısacası bölünmemizi istiyorlar.”

GALADER üyesi Dirim’in, bu dili kullanan siyasetçilere mesajı ise şu oldu;

“LGBTİ+’lar tarihler boyunca vardı ve var olacak. İddia ettikleri gibi bu toplumun iyiliğine çalışmak istiyorlarsa bu nefretten vazgeçmeleri gerekiyor. Kinle birilerini hedef göstererek toplumun refahını sağlamak mümkün değil. Bundan vazgeçmelerini istiyoruz.”

Öne Çıkanlar