Maden işçilerinin tazminat hakkına süre kısıtlaması
İsa Uğur ERDOĞAN
ARTI GERÇEK- Soma'da 13 Mayıs 2014'ye yaşanan işçi katliamının ardından sağ kalan işçiler ve ailelerinin tazminat hakkı mücadelesi 6 yıldır devam ederken hakların alınmasını öngören yasa teklifi TBMM Plan Bütçe Komisyonu'na geldi.
AKP milletvekilleri yşe Keşir, Yaşar Kırkpınar, İbrahim Aydın ve Salih Coraimzalı 'İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi' başlıklı torba yasa teklifinde Soma'daki maden işçileri için geçici madde eklenmesi istenildi.
SADECE SOMA'DAKİ MADEN İŞÇİLERİNİ DEĞİL TÜM İŞÇİLERİ KAPSAYABİLİR
Ancak teklif içerik itibariyle sadece mağdur işçilerin tamamını değil bir kısmını ve kıdem tazminatını kapsıyor. Belirli bir süreyi kapsayan teklif bu haliyle kabul edilirse sadece Soma'daki değil hak talep edecek tüm maden işçilerinin önünde engel olarak duracak.
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası öncülüğünde yürütülen mücadele sonucu katliamdan sonra işten atılan 3500 maden işçisinden Soma Kömürleri AŞ’ye ait Eynez'de çalışanlara kıdem tazminatı verildi. Ancak rödavanslı işletmelerden Ata bacası, Işıklar, Geventepe ile Uyar madencilikte çalışanlar tazminatlarını alamamıştı.
Söz konusu yasa teklifiyle 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici 11.madde eklenerek Işıklar, Atabacası, Geventepe ocaklarında çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından ödeneceği öngörülüyor. Bini aşkın işçi ise Uyar Madencilik'te çalıştığı için tazminat alamayacak.
Teklif diğer rödovanslı sahaları kapsamadığı için örneğin Ermenek'teki işçi katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri ve işçilerin tazminat ödemesini kapsamıyor. Bununla birlikte fazla mesai, ihbar tazminatı, yaralanma ve sakatlanmalardan doğan haklarda alınamayacağı anlamına geliyor.
'KIDEM TAZMİNATI TANIMI YETERLİ DEĞİL'
İşçilerin mücadelesi sonucunda yasa teklifinin hazırlandığını hatırlatan Bağımsız Maden İş Senikası Avukatı Mürsel Ünder ise teklife neden karşı olduklarını, " Gelen teklifin içeriğinden şunu görebiliyoruz. Bu sadece eylemde bulunan işlerin çalıştıkları ocaklarla ilgili bir şey. Katliamın yaşandığı Eynez'de TKİ tarafından ödeme yapıldı daha önce. Ama Işıklar, Ata bacası, Uyar ve Geventepe ocakları aynı olmasına rağmen, yargı kararlarında hizmet alım olarak değil rödovans sözleşmesi olarak kabul ettikleri için ödemeler yapılmadı."
"Sadece kıdem tazminatı tamlaması yeterli değil. Kıdem tazminatının dışında ihbar tazminatı, ödenmeyen ücretler, fazla mesailer, iş kazası sebebiyle ölen ya da yaralananlara ödenmesi gereken tazminatlar teklifin kapsamı dışında"
'İŞTEN ÇIKARMALARIN KATLİAMDAN DOLAYI OLDUĞUNU BİLİYORUZ'
Bir diğer sorun süre yönünden. Sadece katliamın gerçekleştiği, '13 Mayıs 2014'ten sonra işten atılmış atılmış olanlar' diye bir ibare var. Süre yönünden sıkıntılı görüyoruz. Şöyle ki bize göre bu tarihten sonra Soma ve çevresindeki tüm ocaklardaki işten atılmaların Soma katliamından dolayı olduğunu biliyoruz. Çünkü peyder pey çıkarmalar devam etti. Dolayısıyla yasa bu şekilde çıkmış olması halinde, örnek veriyorum; 2019 yılında işten çıkartılan bir işçi yasa kapsamına alınmayabilir. Aynı sebeple daha önce işten çıkartılmış işçileri kapsamama olasılığı çok yüksek. Bunun dışında Uyar Madencilik gibi Ermenek'teki madem katliamında hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenmesi gereken tazminatlar gibi kapsam olarak bunun sınırlandırılmış olması da önemli eleştiri" şeklinde anlattı.
'YANDAŞA HARCAMAKTAN İŞÇİYE, EMEKÇİYE BÜTÇE KALMIYOR'
Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan ise bütçenin yandaşlara kaynak aktarmaktan kaynaklı dengeli dağıtılmadığını belirterek AKP iktidarından halktan yana bir bütçe planlaması yapamayacağını kaydetti.
Komisyonda görüşülmesi ile birlikte işçilerin haklı eleştirilerini dile getireceklerini kaydeden Emecan, "Burada işçiden yana bir ödeme taahhüdü altına giriyor devlet. Ancak mağdurların yaptığı açıklamalar da çok doğru. Getirilen kanun teklifi çok eksik. Bunun altını çizmek lazım. Bir iktidarın, milletinin bütün hakkına sahip çıkması, koruması ve devletin bütçesinin halkından yana kullanması gerekir. Türkiye'de böyle bir iktidar yok maalesef. Bu getirilen kanun tekliflerinin bu kadar eksik olmasının da sebebi bu. Ülkenin kaynakları maalesef talan ediliyor. Bildiğiniz gibi devletin kaynaklarının halktan değil yandaş müteahhitlerden yana kullanılması, kamu ihaleleri yoluyla; devlet arazilerinin, yeşil alanların sürekli satılması, imara açılması devletin büyük zararlara uğratılılması sonucunda yandaş müteahhitlere çok yüksek garanti ödemeleri taahhüdü altına girdiğimiz için, Türkiye'de maalesef işçiden emekçiden yana bütçede hiçbir şey kalmıyor. İşçilerin baskısı karşısında bu tür teklifleri getirirken, bir kısım mağdura kaynak aktarmaya çalışırken kapsayıcı hale getiremiyorlar" değerlendirmesi yaptı.