'Mahkeme Tuncel ve Kışanak davasında kendini mahkum ettirdi'
Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak’a verilen hapis cezalarını protesto eden DBP Genel Merkezi, 'Yargılama da karar da siyasidir' açıklaması yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, partinin Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’e 15 yıl, görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’a 14 yıl 3 ay hapis cezası verilemesini protesto etti.
DBP Genel Merkez'i Diyarbakır İrtibat Bürosu'nda yapılan toplantıya Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu ile davanın avukatları Cemile Turhallı Balsak ve Şivan Cemil Özen katıldı.
TÜRKOĞLU: KÜRT SİYASETİ İLK KEZ BU SÜRECİ YAŞAMIYOR
Yargılamanın da verilen kararın da siyasi olduğunu belirten Eş Genel Başkan Yardımcısı Türkoğlu, Kürt siyasetçilerinin ilk kez böyle bir süreç yaşamadığını söyledi.
Türkiye’nin 100 yıldır anlayış biçiminin sürdürüldüğünü ifade eden Türkoğlu, "Özellikle 1980 darbesini yaşayan Gültan Kışanak'ın durumunda 1990’lı yılları, 2016 yılında gerçekleştirilen darbe sonrasında AKP rejimi ile yeniden görmekteyiz" dedi.
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, davanın avukatları Cemile Turhallı Balsak ve Şivan Cemil Özen
'GÜLTAN KIŞANAK'IN SAVUNMASI TARİHİ BİR SAVUNMADIR'
Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın duruşmalarına dikkat çeken Türkoğlu, "12 duruşma boyunca hiç biri kendisini ifade etmeden tutuklamaları devam etti. Gültan başkanın savunması tarihi bir savunmadır. Bu ülkenin savcıları, hakimleri, AKP siyasetçileri, bu ülkede kendi profilindeki insanları yaratmak için oluşturduğu siyaset biçimi, talan, rant ve insan haklarını askıya almak üzere kendini geliştiriyor. Bizim siyasetimiz bin yıllardır burada kök salmıştır. Ama onların bize dayatmaya çalıştıkları esaret sisteminin kökleri yoktur" ifadelerinde bulundu.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve Sebahat Tuncel’in, Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemlerine dikkat çeken Türkoğlu, "Bu dava burada bitmemiştir. Özgürlük ve eşitlik mücadelesi yürüten kurumlar için temel görev olarak görüyoruz. Demokratik siyaset noktasında mücadeleyi sürdüreceğiz."
ÖZEN: YARGILAMA ANAYASA İHLALİDİR
Tuncel ve Kışanak’ın yargılamasının hukuki boyutuna ilişkin konuşan avukat Şivan Cemil Özen ise verilen kararın Türkiye demokrasi açısından vahim olduğunu söyledi. Tuncel ve Kışanak’ın bir panik havasında savunmaları alınmadan mahkum edildiğini belirten Özen, "Yargılamaya esas konusu yapılan konuların tamamı siyasi parti genel başkanı ve belediye başkanı olmaları, siyasi değerlendirmeleri, milletvekili oldukları dönemde yaptıkları açıklamalardır. Konuşmaları düşünce ve ifade özgürlüğü temelindedir. Yapılan yargılama, temel hak ve özgürlük açısından anayasanın ihlalidir" dedi.
'19 HAKİM DEĞİŞTİRİLDİ'
Tuncel ve Kışanak ile birlikte avukatlarının savunma haklarının ihlal edildiğini söyleyen dava avukatlarından Özen, "Bu yaklaşımlar hukuki değildir. Bu husus AİHM kararında da belirtilmiştir. Tuncel ve Kışanak hakkında yürütülen yargılamada toplam 19 hakim değişikliği ve gerekçesiz tutuklama kararları ile devam niteliği taşıyan kararlarla karşı karşıyayız" diye belirtti.
TUNCEL’İN DOKTOR RAPORU DİKKATE ALINMADI
Kışanak’ın duruşmaya katıldığını, ancak Tuncel’in açlık grevinde olması nedeniyle rapor alarak duruşmaya katılamadığını anımsatan Özen, "Bu rapor maalesef mahkeme tarafından dikkate alınmayıp, yargılama esnasında hak mahrumiyetine yol açmış bir karara imza atmıştır. Yargılamaya ilk aşamada savunması alınmayan Tuncel ve Kışanak hakkında mütalaada bulunmuştur" ifadesinde bulundu.
‘MAHKEME KENDİNİ MAHKUM ETTİRDİ’
Tuncel ve Kışanak hakkında verilen duruşma zaptının avukatlara tebliğ edilmediğini dile getiren Özen, "Söz konusu karar mahkemenin kendini mahkum ettirdiği, hukuk sisteminde hukuka aykırı bir kararla anılmaya devam edecektir. Her biri bir Anayasal hakkın icrası olarak görülmesi gereken bu faaliyetler, demokratik hukuk devletinin gereklerine aykırı olmuştur" diye konuştu.
KARARA İTİRAZ EDİLECEK
Verilen kararın kendilerine verilmediğini belirten avukat Cemile Turhallı Balsak, karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi’ne ve ardından Yargıtay’a itirazda bulunacaklarını, devamında ise karar ve tutukluluk hallerinin devamına karşı da Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi. (MEZOPOTAMYA AJANSI)