MEB kağıt üstünde kaldı: TÜGVA-MEB ortaklığındaki 'ortaokul yaz okulu'nun detayları
Ezgi YILDIZ
İSTANBUL - İstanbul’da 238 devlet okulunda yaz boyunca yönetiminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından dini eğitimler verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve TÜGVA arasında imzalan ortaokul öğrencilerine yönelik yaz okulu projesinde yer alan ‘eğitmenler’ vakıf tarafından belirleniyor ve mülakatlarla alınan kişilere pedagojik formasyon şartı koşulmuyor. TÜGVA yetkilisinden edindiğimiz bilgiye göre; veliler derslerin içeriğine dair bilgiyi MEB’ten edinemiyor. Veli isterse çocuğunun okuluna giderek istediği bilgiye sadece projede eğitmen olarak yer alan vakıf görevlisinden ulaşabilecek.
TÜGVA, pedagojik formasyon şartı olmadan çocuklarla birebir faaliyetleri eğitmen sıfatıyla yürütecek kişileri nasıl seçiyor? Yaz boyunca öğrencilerin dahil olacağı programın içeriği nasıl? MEB’in bu süreçteki rolü nedir? Bu soruların yanıtını TÜGVA yetkilisinden öğrenmeye çalıştık. Sorular ve yetkilin verdiği yanıtlar şöyle;
Programlar nasıl olacak?
“19 Haziran’da başlayan ortaokullara yönelik yaz okulu, 4 Ağustos tarihine kadar hafta içi her gün 9.00-9.30’da başlayıp 15.00- 15.30’a kadar devam edecek.”
Eğitmenler kim tarafından ve nasıl seçiliyor? Ortaokul öğrencileriyle yapılan bu faaliyette seçilecek kişilerin pedagojik formasyon şartı var mı?
FORMASYON ŞARTI YOK, MÜLAKAT VAR
“Projemiz kapsamında din eğitmenleri ve spor eğitmenleri alıyoruz. Formasyon şartı bulunmuyor. Eğitmenler için bir başvuru formu açıyoruz. Eğitmenler bu formları doldurduktan sonra iki aşamalı bir mülakattan geçiriliyorlar. İlk olarak İl Ortaokul Koordinatörlüğü tarafından mülakata alınıyorlar sonrasında listeler ilçelere iletiliyor. İlçeler, eğitmen tercihlerini listeler içinden yapıyor. İlçeler bazen okullarında çalışacak kişiyi görmek istedikleri için kendileri de tekrardan mülakata almak isteyebiliyorlar fakat büyük çoğunluğu bu mülakatı yapamıyor. İlçe onayladığı eğitmenlerle eğitime devam ediyor.”
Eğitmenler belirlenirken hangi şartlar gözetiliyor, formasyon şartı neden yok?
DİN DERSLERİNDE HAFIZLIK BELGESİ DE YETERLİ
Eğitmenlerimiz Halk Eğitim Merkezleri üzerinden ücretlendiriliyorlar dolayısıyla Halk Eğitim Merkezleri ile de yapılan bir protokol bu. Protokol kapsamında da belirlenen spor eğitmenlerinin ve din eğitmenlerinin belli başlı şartlara sahip olması gerekiyor.
Örneğin; din eğitmenleri belirlenirken bu kişinin ya ilahiyat mezunu ya hafızlık belgesinin olması lazım ya da imam hatip mezunu olması gerekiyor.
Spor eğitmenlerinde ise bu şartlar milli sporcu, formasyon belgesine sahip beden eğitimi öğretmeni ya da spor yöneticiliği mezunu olmaları şeklinde düzenleniyor.”
İçerik nasıl, veliler MEB’den bilgi edinebiliyor mu? Kaç saat din dersi görülecek?
‘İLÇE MİLLİ EĞİTİM BİLGİ VEREMEZ’
“Okullardaki din eğitmenlerimiz, spor eğitmenlerimiz ve okul sorumlularımız ayrı bu haliyle koordinasyon yürütülüyor. MEB’le yapılan anlaşmanın sebebi anlaşmalı okulların fiziki anlamda kullanılabilmesi. Dolayısıyla içerikle alakalı İlçe Milli Eğitim size bilgi veremeyecektir. İçerikle alakalı doğrudan bilgiyi vakıfta görevli arkadaşlarımızdan alabilirsiniz.”
VELİ-DER’DEN YILMAZ: MEB, PROJEDEN DERHAL ÇEKİLMELİ
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Genel Başkanı Ömer Yılmaz, MEB dışında herhangi bir kurumun devlet okullarındaki imkanları kullanarak çocuklarla bir çalışma yapmalarına dernek olarak karşı çıktıklarını belirtti. Yılmaz “Çünkü kurumlar sportif faaliyetler sanat eğitimi gibi meseleleri kullanarak çocuklara temas etmek istiyorlar. Söz konusu yapıların arka planında ideolojik bir angajman var. Çocukların bu angajmanlara maruz kalmasını istemiyoruz. MEB’in bu ve benzeri protokollerden derhal çekilmesi gerekir” dedi.
MEB’in kendi imkanları ile halihazırda var olan pedagojik formasyon eğitimli kadroları ile yaz programları oluşturabileceğine vurgu yapan Ömer Yılmaz, “Her ne kadar tavsiye etmesek de isteyen aileler dışarıdan Kuran kursu vb. destekleri alabilirler. Veliler, MEB’in dışında olan tercihleri kendisi yapar” ifadelerini kullandı.
EĞİTİM SEN’DEN TUNCER TARİKATLARDA YAŞANAN İSTİSMARLARI HATIRLATTI
Eğitim-Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Özer Tuncer de kamu alanlarının bu tarz vakıflara açılmasını laik ve bilimsel eğitime aykırı olarak değerlendirdi. Tuncer, eğitim içeriğinin bilinmemesini ve eğitmen olarak belirlenen kişilerde pedagojik formasyon şartının olmamasını da ‘çocukların üstün yararı açısından son derece sakıncalı’ ifadeleriyle özetledi.
Eğitim-Sen 5 No’lu Şube Başkanı Tuncer, tarikat, cemaat ve vakıflarda yaşanan çocuğa yönelik cinsel istismarları hatırlatarak şunları söyledi;
“Kamusal alanda ve kamu görevlilerinin kontrolünde verilmesi gereken eğitim; cemaat, tarikat ve vakıflar eliyle veriliyor. Tarikatlarda yaşanan istismar vakalarıyla hala karşılaştığımız bu zamanlarda kim tarafından nasıl eğitildiği belli olmayan kişilerin çocuklarımızla temasa geçmelerine kesinlikle karşıyız mücadelemizi sürdüreceğiz.”