Mezarlardan çıkarılan cenazeler yakınlarından saklanıyor
Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek köyündeki Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan, 267 cenazenin akıbetine ilişkin günlerdir bilgi alınamıyor.
HABER MERKEZİ - Bölge illerinde düzenlenen operasyonlar da şimdi de mezarlara defnedilmiş cenazeler kaçırılıyor.
Bitlis merkeze bağlı Yukarı Ölek köyünde bulunan Garzan Mezarlığı’ndan askerler tarafından çıkarılan, 267 cenazenin akıbetine ilişkin günlerdir bilgi alınamıyor.
Yakınlarının cenazesinin nerede olduğuna dair, ilgili kurumlara avukatları aracılığıyla bilgi başvurusunda bulunan ailelere 'gizlilik kararı' olduğu gerekçesiyle bugüne kadar herhangi bir bilgi verilmedi. Bu konuda aileler adına girişimlerde bulunulan kimi avukatlara, cenazelerin İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürüldüğü söylense de, bu konuda ne Adli Tıp Kurumu'ndan ne de başka bir kurumdan yapılmış resmi bir açıklama da yok.
Başta kaçırılan cenazeleriyle ilgili bilgi alamayan aileler olmak üzere, tepkilere neden olan bu duruma bir tepki de Demokratik İslam Kongresi Şura ve Kadın Meclisi üyesi Süheyla İnal’dan geldi.ü
Cenazelerin mezarlıktan çıkartılmasına ve ailelerinden saklanmasının hiçbir inançta yerinin olmadığını söyleyen İnal, bu durumu 'insanlık dışı bir saldırı' olarak yorumladı.
'YAŞAYANA SAYGI GÖSTERMEYEN ÖLÜYE DE GÖSTERMEZ'
Her toplumun kendine özgü değerlerinin olduğunu belirten İnal, bu değerlere yapılan saldırılarla aslında toplumunun zihniyetine de bir saldırı yapıldığını söyledi. İnal, son dönemde Kürt illerindeki mezarlıklara yapılan saldırıların İslamiyet’te hiçbir şekilde yerinin olmadığını vurgulayarak, Garzan Mezarlığı’ndaki 267 cenazenin mezarlıktan çıkartılmasını da İslamiyet öncesi vahşet dönemine benzetti.
‘YARGILANMALARI GEREKİYOR’
İslam peygamberinin "Ölünün bir kemiğini kırmak, diriyken ona işkence etmek gibidir" sözünü hatırlatan inal cenazelere eziyet edenlerin yargılanması gerektiğini söyledi.
‘YAPTIKLARI IŞİD İLE AYNI’
"Müslümanım ve Hz. Muhammed’e inanıyorum" diyenlerin, cenazeleri mezardan çıkartması ve cenazeleri panzerlerin arkasından sürüklemesiyle faşizmde ve insanlığa karşı suçlarda tarihte en üst seviyeye çıktıklarının da altını çizen İnal, devamında ise şunları söyledi:
"Bir Yahudi’nin cenazesi geçtiği zaman Peygamberimiz ölüye saygısından ayağa kalkıyor. ‘İnancı ne olursa olsun o da insandır’ diyor. Bugün cenazeleri mezarlardan çıkaranlar tarihleriyle, Müslümanlıklarıyla övünüyorlar fakat pratikte ise cahiliye döneminden 100 kat daha zulüm ve vahşet uygulamışlar. DAİŞ mezarları tahrip ettiğinde, tarihi yerleri bombaladığında, insanları yaktığında ‘yanlıştır’ diyebiliyorlar. Ancak yaptıklarına baktığımızda DAİŞ gibi yapıyorlar."
‘AİLELERİ YALNIZ BIRAKMAMALIYIZ’
Cenazelerin günlerdir ailelerden saklanmasının da saldırıların bir parçası olduğunu dile getiren İnal, "Biz toplum olarak ne geliyorsa elimizden ailelere yardım etmemiz gerekiyor. Aileler devletin kurumları karşısında yalnız bırakılmamalıdır. Çünkü yalnız bırakıldıklarında saldırılar da çoğalacaktır. Halkımızın değerlerine sahip çıkması gerekiyor. Kaldı ki bizden biri olmasa bile bir yerde zulüm olmuşsa insan haklarından yana olmamız gerekiyor" dedi.
(Mezopotamya Ajansı)