Milli Eğitim Bakanı Tekin'e ‘kız okulları’ tepkisi: Dine dayalı toplumsal yaşam inşa edilmek isteniyor

Milli Eğitim Bakanı Tekin'e ‘kız okulları’ tepkisi: Dine dayalı toplumsal yaşam inşa edilmek isteniyor
Bakan Tekin’in ‘kız okulları’ çıkışı tepki çekti. Yeşil Sol Parti vekili Beritan Güneş Altın, "Bu açıklamayı politik niyetten bağımsız görmüyorum" dedi. Eğitim Sen'den Ayfer Koçak, "Devletin görevi, bu anlayışlardan çocukları korumak olmalı" diye konuştu.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL – Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katıldığı televizyon programında “Karma eğitim kaldırılacak mı?” tartışmasına atıfla, "Karma eğitim esastır ama benim asli görevim, okullaşma oranını artırmaktır. Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz" ifadeleri tartışma yarattı. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan ÇEDES projesi kapsamında okullarda manevi danışman görevlendirmesi de tepki çekmişken, eğitimin laiklikten uzaklaştırıldığı değerlendirmeleri yapılıyor.

Yeşil Sol Parti Mardin Milletvekili ve Meclis Milli Eğitim Komisyonu üyesi Beritan Güneş Altın, kız çocukların okullaşma oranının artırılmasının karma eğitimden uzaklaşarak yapılamayacağını vurguladı. Kız çocukların toplumsal yaşamdan uzaklaştırılmaya çalışıldığını söyleyen Altın, Bakan Tekin’in açıklamalarını “talihsizlik” olarak değerlendirdi. Altın, okullarda kız ve erkek çocukların akran zorbalığını gibi pek çok sorun yaşadığını söyledi. Okullarda var olan sorunların çözümünün "kız okulları" açarak aşılamayacağını belirten Altın, şöyle konuştu:

'POLİTİK NİYETTEN BAĞIMSIZ GÖRMÜYORUM'

“Bakanın açıklaması, kız çocukları toplumdan ayrıştırmaya işaret ediyor. Kız çocuklar bu yaklaşımla toplumsal yaşamdan daha da izole olacaktır. Çözümün yolu ise okulların kapasitesini artırıp, müfredatı güçlendirip, öğretmenleri destekleyen politikalardan geçiyor. Bu açıklamayı politik niyetten bağımsız görmüyorum. AKP kız çocuklar zaten eve kapatmaya, toplumla olan ilişkisini kesmeye çalışıyor.”

Beritan Güneş Altın

‘EŞİTSİZLİK DAHA DA DERİNLEŞİR’

Toplumda doğal akış içerisinde bütün cinsiyetlerin bir arada yaşadığını ekleyen Altın, doğal akış içerisinde olmayacak bir biçimde kız çocuklar için ayrı okul yapmayı doğru bulmadığını ifade etti. Kız çocukları izole etmenin cinsiyetler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştireceğini belirten Altın, yapılmak istenilenin Anayasa hükümlerine de aykırı olduğunu söyledi.

'AKP DİNSEL EĞİTİMİ BİR DAYATMA HALİNE GETİRDİ'

Altın, kız ve erkek çocukların ayrı gittiği okulların olduğunu fakat bunun ilkokullara kadar indirilmeye çalışıldığını belirterek şöyle devam etti:

“Biz bu niyeti, kız çocukları eğitim hayatından alıkoyma olarak görüyoruz. Çocuğun kararı sorulmadan, sorulsa bile karara aktif olarak katılamayacağından, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde bahsettiğimiz üzere eşit haklardan mahrum bırakılma sürecini de yaşamış olacağız. Kadınların ve çocukların eve kapatıldığı bir geçmişten geliyoruz, kadınlar toplumda aktif rol almaya başlamışken böyle bir açıklamayı kabul edemeyiz. AKP, dinsel eğitimi bir dayatma haline getirdi. Kız çocuklarının okula gitme oranının karma eğitimden uzaklaşarak artırılacağını düşünmek eğitimdeki eril anlayışın, cinsiyetçi modelin ve dine dayalı toplumsal modelin kurulma niyetini gösteriyor.”

'DEVLETİN GÖREVİ, ÇOCUKLARI BU TÜR ANLAYIŞLARDAN KORUMAK'

Eğitim Sen İstanbul 3’nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak ise bakanın açıklamalarıyla birlikte yakın geçmişte eğitimde yaşanan dönüşüme atıfla, laiklikten bir adım daha uzaklaşılmaya çalışıldığını söyledi. Koçak, Bakan Tekin’in her ne kadar karma eğitimi esas aldıklarını söylese de yakın geçmişteki fiili duruma bakıldığında laiklik karşıtı çok fazla gösterge olduğunu belirtti.

Ayfer Koçak (Fotoğraf: MA)

Kız çocukların okula gönderilmemesine ilişkin kimi gerekçelerle kendilerinin de karşılaştığını eyleyen Koçak, devletin kamusal sorumluluğuna vurgu yaptı:

“Devletin görevi, bu tür anlayışlardan çocukları korumak olmalıdır. Devlet maalesef buna teslim oluyor. Cemaatlerin ve tarikatların sıkıştırmaları üzerinden çokça pratik ile karşılaşıyoruz. Eğitime yansıma da imam hatipleştirme üzerinden gerçekleşiyor. Laiklik karşıtı çalışmalar aslında yeni değil, son yıllarda hızla devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafgirlikle sorumluluğu cemaatlere bırakıyor. Geçtiğimiz senelerde bazı Anadolu liselerini karma eğitimin dışına çıkardılar. Eğitim Sen’in açtığı davalar oldu, arkadaşlarımız tehdit edildi. Bu süreç tekli yerden ilerlemiyor. Dolayısıyla yaşanılanları birbiriyle bağlantılı değerlendirmemiz gerekir. Bu çalışmaları eğitimi bir adım daha laiklikten uzaklaştırma olarak görüyoruz.”

'EĞİTİMDE DİNSELLEŞME HIZLANACAK' KAYGISI

Koçak, 28 Mayıs sonrası hatta seçimler döneminde, iktidarın kadın ve LGBTİ+lara saldırgan tutumuna değinerek, bütünlüklü bir değerlendirme ile eğitimdeki dinselleşmenin hızlanacağına dair kaygılı olduğunu ifade etti.

Öne Çıkanlar