MLSA’dan gazetecilere hukuk atölyesi: Türkiye uzun vadede ihlal kararlarıyla karşı karşıya kalacak

MLSA’dan gazetecilere hukuk atölyesi: Türkiye uzun vadede ihlal kararlarıyla karşı karşıya kalacak
MLSA, Diyarbakır’da gazeteciler için “Haklarını Bil: Gazeteciler için Hukuk Atölyesi”nin dördüncüsü düzenledi. MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, “Yargısal tacizin hedefi, gazetecileri susturmak ve korkutmak” dedi.

Şirin BAYIK


Diyarbakır - Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), ifade ve basın özgürlüklerini korumak ve güçlendirmek amacıyla Diyarbakır’da gazeteciler için hukuk atölyesi düzenledi. Mittania Otel’de gerçekleşen atölyeye farklı kurumlardan birçok gazeteci katıldı. Atölye kapsamında, son günlerde t24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklanması başta olmak üzere tutuklanan gazetecilerin durumu, dezenformasyon yasası, sahada giderek daha fazla kanunsuz uygulamalara maruz kalan gazeteciler, basın ve ifade özgürlüğü hakkında konuşuldu.

5 oturum olarak düzenlenen atölyede gazetecilerin Anayasal hakları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki hakları, gazetecilik faaliyeti kapsamında karşılaştıkları hak ihlallerine karşı hukuki haklar konusunda bilgiler verildi. Atölyede şu oturumlar sunuldu:

  • MLSA Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, ’Hal ve gidiş: İfade özgürlüğünün neresindeyiz?’
  • Avukat Kerem Dikmen, ‘Dezenformasyon ve internet yasaları: Bundan sonra ne olacak?’
  • Dr. Volkan Aslan, ‘AYM kararlarında ifade ve basın özgürlüğü’
  • Avukat Tuğçe Duygu Köksal, ‘2911: Vatandaşın eylem, gazetecilerin eylem takip hakkı’
  • Avukat Aynur Tuncel Yazgan, ‘Gözaltı arama ve mesleki materyallere el konulması’

‘GAZETECİLER CİDDİ BİR HUKUKSUZLUĞA MARUZ KALIYOR’

Atölyede konuşan MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, gazetecilerin maruz kaldığı hak ihlalleri, son günlerde gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanmalarına yönelik değerlendirmede bulundu. Veysel Ok, eğitimin amacıyla ilgili şunları dedi:

“Haber peşinde koşarken, toplantı gösteri yürüyüş izlerken, adliyede, evlerine baskın yapılırken işyerine baskın yapılırken gazeteciler ciddi bir şiddete ciddi bir yargısızlığa, hukuksuzluğa maruz kalıyorlar. Bu eğitim amacı gazetecilerin hukuki haklarını hatırlatmak ve basın özgürlüğü konusunda hakları olduğunu bu hakları kullanması gerektiği konusunda bir farkındalık yaratmak.”

‘ASIL DEZENFORMASYON TOLGA ŞARDAN’IN TUTUKLAMA KARARI’

Gazetecileri yakından ilgilendiren sansür yasasının yarattığı hukuksuzluğa değinen Ok, “Tolga Şardan gibi deneyimli bir gazetecinin gece yarısı evi basılıyor, tutuklanıyor. Cengiz Erdinç Ayvalık’tan Ankara’ya götürülüyor. Dezenformasyon yasası diye ne olduğu belirsiz bir yasa yani halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçu ile alınıyor. Bir bilginin yanıltıcı olduğuna kim karar verecek. İktidara yakın hakimler tarafından mı?” diye sordu.

Sansür yasasının bir gazeteciyi tutuklamayı gerektirecek bir yasa olmadığını söyleyen Ok, asıl dezenformasyonun bugün Tolga Şardan’ın tutuklanma kararı olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:

“Tutuklama kararında yazan hiç birşey doğru değil. Ne bu yasa katalog suçlardan ne Tolga Şardan’ın kaçma ihtimali var ne delil karartma ihtimali var çünkü tek delil yazı. Bu olaylar şunu ortaya koyuyor. Aslında hedef Tolga Şardan’la birlikte tüm gazeteciler. Gazetecilerin belli konularda iktidarı rahatsız eden konularla, yargıdaki usulsüzlükten tutun da iktidardaki yolsuzluklara kadar konularda haber yapmasını istemiyorlar. Haber yapan gazeteciyi de ‘hukuksuz da olsa tutuklarız’ mesajı veriyorlar. Bu hem Türkiye’deki anayasaya aykırı hem ceza kanununa aykırı hem AİHM’e aykırı. Bu olayların sonucu olarak Türkiye uzun vadede yine birçok ihlal kararıyla karşı karşıya kalacak.”

Veysel Ok ayrıca yargı mensuplarının anayasaya aykırı davranışlar içerisinde bulunduğuna da dikkat çekti. “Kanunlara aykırı olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu bile bile bu göz altıları tutuklamaları yapıyorlar” diyerek asıl vahim olan durumun bu olduğuna işaret etti.

‘YARGININ HEDEFİ GAZETECİLERİ SUSTURMAK’

Ok, şöyle devam etti:

“Bir dezenformasyon varsa bir hukuksuzluk varsa bir suç varsa bu işlemi yapan yargının ta kendisidir. Tolga Şardan’ın tutuklama kararını incelediğimizde hiçbir hukuki doğru tespit yok. Gerekçeler copy-paste diye tarif edilen başka bir karardan alınıp kopyalanan gerekçeler. Bu gerekçe ne demokratik topluma uygun bir gerekçe ve ne orantılı. Gazeteciliği ortadan kaldırmaya çalışan bir karar. Burada ana hedef Tolga Şardan ile birlikte siz gazetecilersiniz. Sizi susturmayı amaçlayan, sizi korkutmayı amaçlayan bir yargısal taciz söz konusu.”

Ok, geçtiğimiz günlerde davası görülen 3 ay tutuklu yargılanan gazeteci Fırat Can Aslan’ın beraat ettiğini hatırlattı. Aynı sürecin diğer gazeteciler için devam edeceğini söyleyen Ok, “Tolga Şardan da büyük ihtimalle tahliye olacak ve Türkiye hak ihlali kararı ile karşılaşacak ve biz bu ihlali kendi vergilerimizle kendi paramızla ödeyeceğiz. Devletin zaten sorunu bu. Bir yıl sonra iki yıl sonra AİHM’den ihlal kararı çıkıyor. Bunlar kısa vadede devletin aldığı çözümler amaç korku salmak, amaç haber yaptırmamak, amaç topluma gerginlik salmak” dedi. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar