Munzur Üniversitesi'nde akademisyenlerden 'ev ödevi' istendi: 'Baskı kurma aracı'
Munzur Üniversitesi yönetimi, akademisyenlerden haftalık rapor istedi. Akademisyenler, uygulamanın baskı aracı olduğunu kaydetti.
Artı Gerçek - Adrese teslim alımlarla ve akademisyenlere tehdit iddialarıyla gündeme gelen Munzur Üniversitesi'nde yönetim skandal bir uygulamaya daha imza attı. Yeni uygulamayla her akademisyenden haftalık çalışma programı vermesi istendi.
Rektör yardımcısı imzasıyla akademisyenlere gönderilen yazıda, “Biriminizce düzenlenecek haftalık çalışma raporları kapsamında ‘Eğitim-Öğretim Etkinlikleri, Araştırma Geliştirme Faaliyetleri, Yayım Faaliyetleri, Yenilikçi Girişimcilik Faaliyetleri, Stratejik Plan Hedefleri İçin Düzenlenen Etkinlikler ve Üniversitemiz Dokuz Programı ile İlgili Etkinlikler ekte istenen faaliyetler doğrultusunda düzenlenerek her haftanın son günü UBYS sistemine gönderilmesi hususunda…” ifadelerine yer verildi.
'DOĞRUDAN MOBBİNG'
Evrensel'den Orhan Kurul'un haberine göre, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, uygulamanın akademik özgürlüğü kısıtladığını söyledi. Akademisyenler de uygulamayı doğrudan mobbing olarak niteledi.
'AKADEMİK ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLIYOR'
Eğitim Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, uygulamanın derslerine düzenli giren, akademik gelişimi önemseyen ve öğrencilerinin başarısı için emek harcayan akademisyenler için gereksiz bir angarya olduğunu söyledi. Akademik personelin asli görevinin bilimsel araştırmalar yapmak, ders vermek ve akademik gelişimini sürdürmek olduğunu belirten Aşkın “Sürekli rapor hazırlamaya zorlamak akademik özgürlüğü kısıtlayıp ve bilimsel üretkenliği sekteye uğratır” dedi.
Kentte yaşamayan, yalnızca haftanın bir iki günü ders vermek için gelip giden akademisyenlerin olduğunu söyleyen Aşkın bu durumun eğitimde ciddi aksaklıklara yol açtığına işaret ederek “Asıl akademik yükümlülüklerini yerine getirmeyenler konusunda somut ve caydırıcı önlemler alınmalı. Haftalık faaliyet raporu uygulamasının kaldırılmasını talep ediyoruz. Üniversitenin gerçek sorunları, göstermelik projelerle veya bürokratik baskılarla değil bilimsel, liyakat esaslı ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla çözülebilir” diye konuştu.
'BASKI KURMA ARACI '
İsmini vermek istemeyen bir akademisyen ise rektörün göreve geldiği günden beri akademik ve idari personel üzerinde sözde iş yaptırma gerekçesiyle baskı kurduğunu ileri sürerek, “Açıkçası kimse ne yaptığını da anlamıyor. Üzerimizde sürekli proje yapın ya da şunu bunu çalışın diye baskı var. Düşünsenize her biri alanında uzman olan akademik personele ev ödevi dağıtır gibi baskı kurulmakta. Tabii direk söylenmese de bunun dolaylı olarak ifadesi şu: ‘Dediklerimi yapmazsanız sözleşmenizi uzatmam, kadro vermem’ sopası” diye konuştu.
Üniversitede liyakatin olmadığını hemen herkesin kendini psikolojik baskı altında gördüğünü dile getiren akademisyen “Bu nedenle psikolojik tedaviye ihtiyaç duyan insanlar var. Konuşulurken liyakatten bahsediliyor ama ne yazık ki liyakatin yerinde yeller esiyor. Eski rektörü eleştiriyorduk ama ne yazık ki gelen gideni aratır oldu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de herkesten haftalık faaliyet raporu isteniyor." (Kaynak)