Musa Anter Davası'nda gerekçeli karar açıklandı
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR - 20 Eylül 1992 tarihinde Diyarbakır’da katledilen Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter ve 1993 yılında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından öldürülen Ayten Öztürk ile ilgili 21 Eylül’de Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen zaman aşımı kararının gerekçesi açıklandı.
222 SAYFALIK GEREKÇELİ KARAR
Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 222 sayfalık gerekçeli kararda 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili hazırlanan iddianameler, JİTEM’in işlediği cinayetler ve birleştirilen davalarla ilgili önemeli bilgiler yer aldı. Kararda ayrıca Ankara’da devam eden yargılamalarda tanık ve sanık ifadeleri ne de yer verildi.
ZAMAN AŞIMINDA SANIKLARIN LEHİNE OLAN YASA UYGULANDI
Mahkeme gerekçeli kararında, Musa Anter ve Ayten Öztürk’ün öldürülme tarihinin 1992 yılı olduğu belirtilerek, suçun işlendiği tarihte 765 sayılı yasanın yürürlükte olduğu hatırlatıldı. 765 sayılı Ceza Kanunu'nun öngördüğü sürelere göre zamanaşımı sürelerinin daha kısa olduğu ve dolayısıyla eski kanunun dava zamanaşımı süresi açısından daha lehe olduğu belirtilerek, Musa Anter ve Ayten Öztürk davaları düşürüldü.
DİĞER DOSYA AYRILDI
Devam eden dava 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerie ilgili davaların birleştirilmesinden oluşuyordu. Suç tarihi 1992 yılı olan davalar zaman aşımından dolayı düşerken, zaman aşımına girmeyen diğer cinayetlerle ilgili dava ayrıldı. Sanıklar Ahmet Turan Altaylı (Ali Ozansoy), Hüseyin Eren (Hüseyin Tilki), Aziz Turan (Abdulkadir Aygan), Hayrettin Toka, Fırat Can Eren (Fethi Çetin), İbrahim Babat (Hacı Hasan), Adil Timurtaş, Mehmet Zahir Karadeniz, Lukman Gündüz, Faysal Şanlı, Mahmut Yıldırım, Muhsin Gül, Fethi Çetin, Kemal Emlük (Erhan Berak), Yüksel Uğur ve Saniye Emlük (Emel Berak) haklarında Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’de açılan ve daha sonra Musa Anter Davası ile birleştirilen dava ile ilgili tefrik kararı verildi. Oluşturulacak dosya yeni esas numarası kaydı üzerinden yargılaması sürecek.
JİTEM YAPILANMASI VE 'YEŞİL'
Zaman aşımı gerekçesi ile düşürülen dava dosyasında ne var? Gerekçeli kararda dava kapsamında verilen ifadeler, elde edilen deliller, suçun işlenme şekli ve JİTEM yapılanması ile ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Bunlardan öne çıkan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kimliği, katıldığı eylemler, bu yapıda yer alan kişilerin kimlerle ilişkide olduğu, JİTEM yapılanması ve bu oluşuma bağlı kimlerin ne tür eylemlerde yer aldığı konusu oldu. 1990’lı yıllardan günümüze faili meçhul cinayetlerle ilgili çalışma yapan, buna ilişkin bilgiler paylaşan kişiler de dinlendi. Bunlardan en önemli olan isimler Susurluk raporunu hazırlayan Kutlu Savaş, MİT eski Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün, JİTEM’le adı anılan Veli Küçük ve Ankara’da Yeşil’i sorguladığı belirtilen dönemin Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’dı.
Diyarbakır başta olmak üzere 1990’lı yıllarda bölgede işlenen bir çok cinayette adı geçen Mahmut Yıldırım’la ilgili en somut bilgi 1998 yılında Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk raporu oldu. Devlet mafya ilişkisi, faili meçhul cinayetler ve JİTEM ile ilgili önemli bilgilerin yer aldığı raporda, 'Yeşil 'kod Mahmut Yıldırım’ın Ankara’da gözaltına alınıp sorgulandığına ilişkin bilgiler de yer aldı. Bu bilgi sadece Susurluk Raporu'nda değil, MİT eski Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'de bu bilgileri paylaşmıştı.
DÖNEMİN EMNİYET MÜDÜRÜ İFADE VERDİ: RUTİN BİR OLAY
Gerekçeli kararda mahkeme tarafından tanık olarak dinlenen dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’ın verdiği ifadeler de yer aldı. Musa Anter cinayeti ile ilgili bilgi sahibi olmadığını anlatan Orhan Taşanlar, Mahmut Yıldırım’ın kumarhane uygulaması yaptıkları sırada Asayiş Şube ekipleri tarafından alındığını söyledi. Gözaltında Yeşil’in kendisini MİT elamanı olarak tanıttığını söyleyen Taşanlar’ın Yeşil ile ilgili şunları söyledi:
“Şimdi efendim medyadan çok şey yapıldığı için hatırlıyorum olayı. Asayiş Şube ekiplerinin zannediyorum yanlış hatırlamıyorsam bir kumarhanede uygulama yaptıkları sırada adı geçen şahıs ekipler tarafından alınıyor. İnceleme yapılırken kendisi MİT’in elamanı olduğunu söylemiş. Mehmet Eymür beni tanır, bir sürü kimlikler vardı. Onun üzerine ilgili arkadaşlar bana bildirdiler konuyu. Bende Mehmet Eymür beyi aradım ‘sizinle ilgisi var mı adı geçen şahsın’ dedim. ‘Kesinlikle bizim böyle bir şeyle ilgimiz yoktur’ dedi ve gereği yapıldı. Onun haricinde yani medyada abartıldığı kadar bir olay değil bu olay rutin bir olay.”
EMNİYET MÜDÜRÜ’NE YEŞİL’İN GÖZALTI KAYITLARI SORULDU
Bunun üzerine Anter ailesinin Avukatı Selim Okçuoğlu, Mehmet Eymür’ün olaya ilişkin yazdığı yazıyı hatırlattı. Eymür yazısında Yeşil’in üzerinde çıkan rehberde çok sayıda isim olduğunu, sorgulamayı iki ayrı ekibin yönettiğini, sorguyu yapanlardan birisinde Emniyet Müdürü Taşanlar olduğundan söz ediyordu. Bunların doğru olmadığını söyleyen Taşanlar, kendisinin sorguya girmediğini söyleyerek olayın sıradan bir asayiş olayı olduğunu iddia etti. Taşanlar’ın sorulara verdiği cevap şöyle:
“Sorguya girdi diyor, ben bu Yeşil denilen şahısla veya Mahmut Yıldırım denilen şahısla hayatım boyunca hiç karşılaşmadım. Hiç görüşmedim, karşılaşmadım, sorguya girdiğimde külliyen yalan. Efendim bakın bir şüpheli şahıs olarak alınmış asayiş şubesi incelemiş. İncelemiş demek ki herhangi bir şey olmadı. Ya bıraktı ya savcılığa intikal etti. Eğer savcılığa intikal ettirdiyse orada işlem kayıt altına alınmıştır ama şüpheli herhangi bir şeyi yoksa bırakılmışsa bir salıverme tutanağı vardır. Onu da benim takip edebilme şansım yok.”
EYMÜR YEŞİL’İ ANLATTI
Yeşil’in gözaltına alınması ile ilgili en geniş bilgi MİT eski Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün anlatımına dayanıyor. Emniyet’in ‘bilgi yok’ cevabına karşın Eymür, Yeşil’in sayfalarca ifadesinin olduğunu dile getiren isimlerden. Mahkemede tanık olarak dinlenen ve gerekçeli karara bu ifadeleri yansıyan Eymür, Yeşil’in hem MİT hem de Emniyet tarafından sorgulandığı bilgisini paylaştı. Yeşil’i Musa Anter cinayetinden dolayı değil, İstanbul’da kaçırılıp daha sonra ölü bulunan iki İran’lı ile ilgili sorguladıklarını anlatan Eymür, “Bu sorgusu sırasında bahsettiği bazı şeyler var. Musa Anter davasıyla ilgili. Zannedersem o işin organizasyonunda kendisi rol almış” dedi.
YÜZ SAYFALIK SORGU RAPORU
Mahkeme başkanının “Bizzat kendisinden mi duydunuz, bir bilgi belge olarak size mi geldi” sorusu üzerine Eymür, “Sorgu raporu vardı. O sorgu raporu 100 sayfa kadar. MİT’te var mıdır bilmiyorum” diye cevap verdi. Yeşil’i başka MİT personeli ile birlikte sorguladıklarını anlatan Eymür, kendi dışında iki ismi bildiğini ancak MİT kanunu gereğince kendisinin isim veremeyeceğini söyledi. Mahkemenin bu bilgiyi MİT’ten isteyebileceğini söyleyen Eymür, orada bilginin olabileceği, Yeşil’in üzerinden çıkan isimlerin de orada olabileceği bilgisini paylaştı. Eymür’ün verdiği bu bilginin ardından mahkemenin MİT’ten bilgi isteyip istemediğine ilişkin bilgi kararda yer almadı.
EYMÜR: KAFASINA SIK GÖTÜR OLMAZ
Eymür’e Yeşil yanı sıra Genel Kurmay tarafından varlığı kabul edilmeyen JİTEM oluşumu da soruldu. JİTEM’in Ankara Subay Evleri'nin orada küçükbir binası olduğunu anlatan Eymür, o tarihte Diyarbakır’da ve bölgede birçok olayın olduğunu hatırlattı. 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetleri isim vermeden hatırlatan Eymür, şunları söyledi:
“Mardin’de görev yaptığım zaman Veli Küçük ile aynı zamanda çalıştım. Diyarbakır’da başka olaylarda olmuştu. Kimi almışlardı şimdi tam hatırlamıyorum ama büyük olaylar oldu. Bayağı bir halk ayaklanması gibi bir şeyler olmuştu. O zaman Veli paşaya ‘Devletlerin bu tip şeyleri olur. İngiltere’de de oldu, Almanya’da da oldu. Yani hukuk yoluyla yapamadıkları bazı şeyleri gizli saklı yapıyorlar. Ama böyle hüviyet göster, polis jandarma diye al kafasına sık götür olmaz’ dedim. Çok yanlış bir yöntem dedim. Birde tabi bu işlerde biraz para dönüyordu.”
VELİ KÜÇÜK HATIRLAMADIĞINI SÖYLEDİ
İfadesinde JİTEM yapılanmasını kabul etmeyen Veli Küçük, Eymür’ün kendisi ile ilgili anlatımların hatırlatılması üzerine “1981’de Nusaybin tabur komutanı iken o da Mardin’de MİT bölge başkanı idi” dedi. Eymür’ün kendisi ile JİTEM ile ilgili anlatımlarla ilgili ise “Görüşmelerimiz oluyordu ama her konuştuğumu her sohbet esnasında çay içerken söylediğim sözleri hatırlamam. Böyle bir şeyde konuştuğumu zannetmiyorum, hatırlamıyorum” cevabını verdi.
JİTEM VE İŞLENEN CİNAYETLER
Gerekçeli kararda JİTEM ile ilgili süren davalarla ilgili hazırlanan iddianameler, mahkeme kararları ve işlenen cinayetlerle ilgili bilgiler de yer aldı. Kararın “Sonuç ve Talep” kısmında JİTEM’in oluşumu ile ilgili tespitler sıralandı. İlk olarak 4 Mayıs 1990 tarihinde Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Van'da toplam dört İstihbarat Grup Komutanlığı'nın kurulduğu, bu grup komutanlıklarının Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığına bağlı olan Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığına bağlandığı bilgisinin yer aldığı kararda, “JİTEM adı altında teşkil edilen suç örgütünün yasadışı faaliyetlerini Susurluk'ta meydana gelen kazadan sonra azalttığı” bilgisi yer aldı.