Muzaffer İlhan Erdost son yolculuğuna uğurlandı: Yarım kalan kitaplarıyla anısını yaşatacağız
Sol Yayınları kurucusu ve sahibi Muzaffer İlhan Erdost, yakınları tarafından anısını yaşatma sözüyle son yolculuğuna uğurlandı.
Derya OKATAN
ARTI GERÇEK- Marksist klasikleri Türkçeye kazandıran, yayıncı ve yazar Muzaffer İlhan Erdost son yolcuğuna uğurlandı.
Sol Yayınları’nın kurucusu ve sahibi Erdost’a önceki gün lösemi teşhisi konulmuştu. Erdost, dün acil olarak kaldırıldığı Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
KARDEŞİ YİNE YANINDAYDI
Erdost için bugün Karşıkaya Mezarlığı’nda tören düzenlendi. Tabutuna 12 Eylül döneminde Mamak Cezaevi’nde gözleri önünde işkenceyle katledilen kardeşi İlhan Erdost ile 1974 yılında çekilmiş bir fotoğrafı konuldu.
Cenaze törenine ailesi, yakınları ve okurlarının yanı sıra yayın, siyaset, edebiyat, bilim dünyasından isimler katıldı.
Taziyeleri, Muzaffer İlhan Erdost’un kızı Suları Erdost ile İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost ve kızları Alaz ile Türküler Erdost kabul etti.
Cenaze törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP milletvekilleri, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkevleri Eşbaşkanı Dilşat Aktaş, Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu ve kızı Özge Mumcu, İlhan Erdost’un işkenceyle katledilmesine ilişkin davada ailenin avukatlığını yapan Şenal Sarıhan, Toplumsal Bellek Platformu’ndan aileler ile emek ve meslek örgütlerinden temsilciler katıldı.
Törene katılanların kimisi gözyaşlarına hâkim olamazken, Artı Gerçek’e konuşan yakınları Muzaffer İlhan Erdost’tan büyük bir saygı ile bahsetti:
‘GİDİŞİYLE BABAM DA BİR KERE DAHA GİTTİ’
Türküler Erdost (İlhan Erdost’un kızı): Ben hep babamın arkasından konuşmaya alışkınım, amcam benim için arkası olduğunu düşünemiyorum. Ben bugün ikinci kere yetim kaldım. Şu an tabi ki inanmak ve dayanmak çok güç geliyor. Hiç kimsenin acısına saygısızlık etmek istemem ama amcamın ömrü babama adanmış bir ömürdü, gidişiyle babam da bir kere daha gitti.
‘ÜÇ KİTABI YARIM KALDI’
Gül Erdost (İlhan Erdost’un eşi): Çok üzgünüz. Tüm Türkiye’nin bildiği gibi Marksist klasikleri Türkiye’ye kazandıran ve bunun bedelini misliyle ödeyen bir insanı yolcu ediyoruz. Türkiye büyük bir insanı, büyük bir beyni kaybetti. Halihazırda 3 tane kitabı yarım kaldı. En çok ona üzülüyorum ben. Çünkü çok özenle hazırlıyordu. Sadece birini bana söylemişti, Ermeni Soykırımı üzerine bir kitaptı. Bunları tüm aile çok istiyoruz, becerebilirsek çıkaracağız. Elimizden geldiğince bundan sonra anısını sürdüreceğiz. Çok fazla inanmıyorum ama dilerim İlhan ile de orada tekrar buluşacaklar ve birlikte olacaklar.
‘İKİ KİŞİ BİRDEN Mİ ÖLDÜ, HAYIR. İKİ KİŞİ BİRDEN BİZE GÜÇ VERECEK’
Av. Şenal Sarıhan (Aile avukatı): Çok acı bir kayıp. Halit Çelenk’in eşi Şekibe ablayı yitirişimizde bütün sağlık sorunlarına rağmen buraya gelmiş, mezarı başında konuşmuş ve şiir okumuştu. Muzaffer Erdost ve İlhan Erdost’u ayrı ayrı anmak mümkün değil. Bizim için bir öğretmendiler, yaptıkları yayıncılık kendisini solda hisseden, sosyalist devrimci olarak ifade eden hepimizi insan yapan, bizi eğiten yayınlar çıkardılar. Biz onların bu mücadelesine, öğretmenliklerine minnettarız. Tabi başka bir acıyı da taşıyoruz. Muzaffer abi ve İlhan abinin, her ikisinin bir askeri araç içinde 12 Eylül’de dövülerek katledilmek istenmeleri ve sonuçta İlhan’ı kaybedişimiz faşizmin gerçek yüzünü bize açık bir şekilde ifade ediyor. 12 Eylül’de bir devrimciyi kaybettik ama ağabeyi aynı zamanda yoldaşı kendi adıyla onun adını birleştirerek onu yaşattı. Şimdi bir ölümle mi karşı karşıyayız, iki kişi birden mi öldü? Hayır, iki kişi birden bize güç verecek, onların hayatından, onların mücadelesinden yine ilham alacağız. Bizden sonra gelecek insanlar da o yayınları okumaya devam edecekler. Hepimizin başı sağolsun ama onların yaşamı da hepimize örnek osun.
‘SOLA YAPTIĞI KATKILAR İZ OLARAK KALACAK’
Korkut Boratav (Ekonomi profesörü): Muzaffer benim 1956’dan beri, yani 64 yıllık arkadaşım. Sevdiğim can kardeşimdi. Kaybettik. Yakınlarına, sevenlerine sabır diliyorum. Çok önemli bir insandı. Türkiye soluna yaptığı katkılar iz olarak, eser olarak kalmıştır.
Remzi İnanç (Remzi Yayınları sahibi, arkadaşı): 60 yıldan beri meslektaşım, dostum, aynı işhanında bulunduk. Çok saygıdeğer bir insandı. Son dönemlerinde öyle görmekten çok üzülüyordum.
Canan Kaftancıoğlu (CHP İstanbul İl Başkanı): Çok acı bir kayıp ama bu kelime bile Muzaffer İlhan Erdost’un ölümünü tam olarak ifade etmiyor. Yıllardır bu topluma, bu insanlara, bu insanlığa verdikleri, verirken yaşadıkları acılar ve bu acılar rağmen verdiği yaşam mücadelesi hepimiz için pusula olmuştur. Hepimizin, 82 milyonun başı sağolsun.
‘TÜRKİYE SOL HAREKETİNİN MARKSİZMLE BULUŞMASI DEMEK’
Murat Çepni (HDP İzmir Milletvekili): Çok büyük bir kayıp. Türkiye’nin sol hafızası açısından büyük bir kayıp. Hemen hepimiz onun çevirdiği, yayınladığı kitaplarla büyüdük. Muzaffer İlhan Erdost demek Türkiye sol hareketinin Marksizm ve Leninizm ile buluşması demek. Bıraktıklarıyla yaşamaya devam edecek, biz de onu yaşatmaya devam edeceğiz.
Oya Ersoy (HDP İstanbul Milletvekili): Kişisel olarak da tanıştığım, üniversitede sürekli kapısını çaldığım bir ağabeyimi kaybetmiş oldum. Kayıp mı, hep şunu düşünüyorum böyle değerler vefat ettiğinde, hepimiz yaşarız, ölürüz ama bir insanın ne kadar yaşadığı değil nasıl yaşadığı önemli. Bu topraklarda sosyalizmin yaşatılmasına çok ciddi katkısı olan bir ağbimizi kaybettik. Yaşamı boyunca bu topraklara kazandırdıklarını devam ettirmek gibi omuzlarımızda bir yük ile karşı karşıyayız, bundan sonrada böyle bir sorumlulukla hareket edeceğiz.
Mustafa Gazalcı (12 Eylül öncesi CHP eski milletvekili, yazar): Muzaffer İlhan Erdost bilge bir kişiydi. Türkiye gerçek bir aydınını yitirdi. O katlanılması çok güç acılara, baskılara şiirle, resimle, kitapla, barışla karşılık verdi. Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı’nda birlikte çalışıyorduk. Ne iş yaparsa kuyumcu titizliği ile yapardı. Kardeşinin ölüm yıl dönümü olan 7 Kasımlara aylar öncesinden hazırlanırdı. Her bir kataloğu bir sanat eseri gibidir. 7 Kasımlarda Sol Yayınlarını büyük bir indirimle okurlara verirdi. Muzaffer İlhan Erdost gerçekten dost bir insandı. Biz onunla 1977’de tanıştık. Doğan Öz tanıştırdı. Ben onun ürünleriyle, kitaplarıyla yaşayacağına inanıyorum.