Nurettin Başaran ATK raporuna rağmen tahliye edilmiyor: Yüzde 78 engelli, ayakları kangren
Ayakları kangren olan, yüzde 78 engelli Nurettin Başaran, Adli Tıp Kurumunun 'cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen tahliye edilmiyor. Avukat Rojhat Dilsiz, Başaran'ın hayatının tehlikede olduğunu belirterek acil tahliye çağrısı yaptı.
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR - Adalet Bakanlığının açıkladığı verilere göre son 11 ayda 709 tutuklu cezaevlerinde öldü. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre cezaevlerinde 651'i ağır, en az 1517 hasta tutuklu bulunuyor. Bununla beraber, İdari ve Gözlem Kurulları 2021'den beri en az 501 tutuklunun tahliyesi engellendi.
Nurettin Başaran da Adli Tıp Kurumunun ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen İdare ve Gözlem Kurulu tarafından tahliyesi engellenen tutuklulardan biri.
İKİ BACAĞI TUTMUYOR
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015 ve 2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından açık ve gizli tanıkların ifadeleriyle 'terör örgütü üyeliği', 'terör örgütü propagandası' ve 'hüriyeti tahdit' suçlamalarıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılan Başaran'ın tutuklanmadan önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle iki bacağı da tutmuyor.
YÜZDE 78 ENGELLİ
Yüzde 78 engelli raporu olan Başaran'ın sol ayağındaki üç parmağı damar tıkanıklığı nedeniyle kesildi. Tekerlekli sandalye mahkum olan Başaran, ayaklarında oluşan kangrene rağmen tahliye edilmiyor ve tedavisi engelleniyor.
'BİR HASTAYI CEZAEVİNDE O KOŞULLARDA TUTAMAZLAR'
Artı Gerçek'e konuşan Nurettin Başaran'ın kızı Evin Başaran, "Babamın ayağında kangren oluştu. Siverek Kapalı Cezaevinden İzmir'e nakledildi. Ailevi sebeplerden dolayı Elazığ R Tipi Cezaevine getirilmek zorunda kaldılar. Adli Tıp Kurumu babam hakkında ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi. Emniyete soruldu ancak tahliye edilmesine izin verilmedi. Gerekçe olarak 'topluma zararlı' dendi. Açıkça bir hukuksuzluk var. Çünkü bir yasa var, insan haklarına sığmıyor bu yapılan. Bir hastayı cezaevinde o koşullarda tutamazlar" dedi.
'SAĞLIK DURUMUNDAN ENDİŞELİYİZ'
Nurettin Başaran’ın Eşi Kaniyan Başaran da birkaç aydır görüşe gidemediğini ve eşinin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu söyledi. Endişeli olduklarını dile getiren Başaran, “Ne yaparsak yapalım kimse sesini çıkarmıyor. Tüm doktorlar ve Adli Tıp Kurumu 'cezaevinde kalamaz' demesine rağmen cezaevi müdürü kimseyi dinlemiyor ve 'yalan' diyor. Oraya giden doktorlar da 'kendine bakamaz' diyor. Bir an önce bırakılmasını istiyoruz. Adalet Bakanlığına dilekçe de yazdık. 'Kendine bakamaz bari biz evde bakalım' dedik. Ama Adalet Bakanlığı da 'kendine bakabilir' dedi. Ne söyleyebiliriz ki başka" diye konuştu.
'ATK RAPORUNA RAĞMEN TAHLİYE EDİLMİYOR'
Nurettin Başaran'ın avukatı Rojhat Dilsiz ise Başaran'ı cezaevinde kalmasının hayati risk oluşturduğunu söyledi. Dilsiz, şu ifadeleri kullandı:
"Adli Tıp Kurumu da bizim bu iddiamızı doğrular nitelikte bir rapor sundu. Bu raporla Elazığ İnfaz Hakimliğine başvuruda bulunduk. İnfaz Hakimliği, Cumhuriyet Savcılığından kamu güvenliği açısından bu kişinin tahliyesinin risk oluşturup oluşturmadığına dair bir karar bekliyor.
Maalesef Cumhuriyet Savcılığı da iki defa yapmış olduğumuz başvuru neticesinde bu yönde bir karar vermedi. Yani sanki Nurettin Başaran'ın dışarıya çıkmasında, tahliye edilmesinde ve infazının ertelenmesinde kamu güvenliği açısından tehdit oluşturabilecek bir durum varmış gibi bugüne kadar yapmış olduğumuz başvurularımız reddediliyor."
'CEZAEVİ KOŞULLARI CİDDİ ANLAMDA RİSK BARINDIRIYOR'
Başaran'ın tekerlekli sandalyeyle hayatını idame ettirmeye çalıştığını vurgulayan Dilsiz, şunları söyledi:
"En son büyük oranda engelli oldu. Adli Tıp raporundan da anlaşıldığı üzere cezaevi koşullarında hayatını idame ettiremiyor. Dolayısıyla birilerinin kendisine bakmakla görevlendirilmesi gerekiyor. Tabii böyle bir durumda olan birinin cezaevi koşullarında kalması ciddi anlamda risk barındırıyor. Gerek ulusal gerek uluslararası yasalarca koruma altında alınmış olan sağlık hakkına erişim yok.
'ACİL BİR ŞEKİLDE TEDAVİ GÖRMESİ GEREKİYOR'
Bu tarz bir engele matuf olan bir insanın sağlık hakkına ulaşabilmesi mümkün değil. Acil bir şekilde tedavi görmesi gerekiyor. Fakat cezaevi koşullarında sağlık ihtiyacı olduğu zaman revire gönderiyorlar. Revire de sadece pratisyen hekim bakıyor.
Sonraki aşamada uzman ve tam teşekküllü bir hastaneye geçebilmesi için ciddi anlamda bir süre gerekiyor, başvuru yapması gerekiyor. Dolayısıyla sağlık hizmetlerine ulaşabilmesi mümkün değil. Her açıdan hayatı bir risk taşıyor" diye konuştu.
'HASTA TUTUKLULARLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR'
Hasta tutuklulara ilişkin yasal düzenleme yapılması gerektiğini belirten Dilsiz, "Nurettin Başaran gibi kendi yaşamını cezaevi koşullarında idame ettiremeyecek veya cezaevinde kalması durumunda yaşamı tehlikeye girecek yüzlerce insan var. Maalesef hasta tutuklu ve hükümlere ilişkin bugüne kadar herhangi bir yasal düzenlemenin yapılmamış olması cezaevinde kalan bu hasta tutuklu ve hükümler açısından ciddi anlamda yaşam riski oluşturuyor. Nurettin Başaran da onlardan biri. Bu anlamda acilen yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var" dedi.
Kanser hastası mahpus İsmet Aslan'ın ilaçları verilmiyor
İstanbul ve Ankara'da hasta mahpuslara özgürlük talebi
İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla: 66 yaşındaki hasta mahpus Besra Erol'un tahliyesi 1 yıl uzatıldı
Hasta mahpus Gemicioğlu'nun sağlık durumu kötüleşiyor: 'Babama bir şey olmadan harekete geçin'