Nuriye Gülmen: Leyla Güven bize bir şey anlatmak istiyor
324 gün açlık grevinde kalan Nuriye Gülmen, 84 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven'in eylemini değerlendirirken 'Talebi haklı bir taleptir. Ama halk desteği belirleyici' dedi.
Olağanüstü Hal sonrası ilan edilen Kanun Hükmünde Kararname ile öğretim üyeliğinden ihraç edildikten sonra öğretmen Semih Özakça ile birlikte işlerine iade edilmek için 324 gün açlık grevinde kalan Nuriye Gülmen; Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüştürülmesi için 84 gündür açlık grevinde olan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in eylemi hakkında konuştu.
Medyablok'tan Fırat Yeşilçınar'ın haberine göre Nuriye Gülmen eylemi değerlendirirken, "Açlık grevi çok güçlü bir eylem ama halk sahiplenmezse bir karşılığı olmayacaktır. Leyla Hanım’ın talepleri de elbette karşılanabilir. Çünkü haklı bir taleptir" dedi.
Açlık grevinin güçlü bir motivasyon gerektirdiğini söyleyen Gülmen, "Biri açlık grevine başladığı zaman öncelikli olarak talebinin meşruluğuna, haklılığına bakmak gerekir. Bir yandan da, haklılığına inanmayan insanlar böyle bir eyleme kalkışamaz. Açlık çok güçlü bir inanç ve motivasyon ister. Beslenme insanın en güçlü güdülerinden biri. Hatta belki de en güçlüsü. İçgüdüsel bir davranış. Bunu yapmayı reddediyorsunuz. Talebinizin gerçekleşmesi uğruna açlığı, sakatlığı, ölümü göze alıyorsunuz. Bu yüzden de çok saygı uyandırıyor. İnsanın kendi bedeniyle savaşı. Aynı zamanda insan iradesinin ne kadar güçlü olduğunu da gösteren bir eylem. Özellikle açlık grevi yapan kişi bunu çok iyi duyumsar" ifadelerini kullandı.
'TECRİT ASLA HAKLI BİR YÖNTEM OLAMAZ'
Tecritin bir işkence yöntemi olduğunu vurgulayan Gülmen şöyle konuştu: "Leyla Hanım Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı açlık grevinde. Ben de tecritte kaldım hapishanede. Ne olduğunu iki kez yaşayarak tecrübe ettim. Tecrit bir işkence yöntemidir ve hiçbir durumda uygulanması haklı olamaz. Türkiye’de tecrite karşı çok büyük bir direniş yapıldı. Yedi yıl boyunca ölüm orucu sürdü ve 122 insan hayatını kaybetti. Bu da önemli ölçüde bir bilinç yarattı. Tabii tecrit politikası basit bir politika değil. Emperyalizmin, yeni sömürgesi Türkiye’de tüm halkı, başta halkın öncülerini, devrimcileri teslim alma politikasıydı. Yani düşünce değişikliğinin, devrimci kimlikten soyunmanın dayatılmasıydı. Buna karşı bir feda geleneği yaratıldı ve en sıradan insanlar çocuklarını, eşlerini bırakıp ölüme gittiler. Bugün hala hapishanelerde tecrit ve tretman uygulamalarına karşı direnişler sürüyor.
'SONUNA KADAR SÜRDÜRÜLMEYEN AÇLIK GREVLERİ ETKİSİNİ YİTİRİR'
Ben bir akademisyen olarak açlık grevi yaptım ama esas meselenin açlık grevi yapan kişinin kimliğinden ziyade haklılığı ve direnişi azimle ve sonuna kadar sürdürmesi olduğunu düşünüyorum. Eğer haklıysanız ve talebinizi, halka anlatacak araçlarınız varsa tabii ki kazanırsınız. Burada esas mesele talebinizin halkta karşılık bulması, eylemin halklaşmasıdır. Değilse aç kalmak başlı başına faşizmi sıkıştıran, taleplerin karşılanmasını sağlayan bir araç değil. Evet çok güçlü bir eylem ama halk sahiplenmezse bir karşılığı olmayacaktır. Leyla Hanım’ın talepleri de elbette karşılanabilir. Çünkü haklı bir taleptir. Ama halk desteği belirleyici. Bütün halk kesimlerini kapsayan, talebi onların da talebi haline getiren bir duyarlılık yaratmak ve eylemi kazanım elde edinceye kadar sürdürmek gerekir. Sonuna kadar sürdürülmeyen, neden bitirildiği belli olmayan grevler açlık grevlerini önemli bir silah olmaktan çıkarıyor. İktidarın elini güçlendiriyor.
AÇIK GREVİNDEKİ HER EVRE KRİTİKTİR
Açlık grevlerinde her evre, her gün, her an kritiktir. Kritik evre diye bir şey yok. Açlık pek çok hayati riskle sürdürülen bir eylem. Leyla Güven bugün 84. gününde. Bir insan 84 gündür yemek yemiyor. Bize bir şey anlatmak istiyor. Buna duyarlı olmak için ölümün yaklaşmasını beklemeye gerek yok. 80’li günlerde hapishanedeydim ve kas ağrılarım yoğunlaşmıştı. Nabzım zaman zaman çok düşük seyrediyordu. Ayaklarda yanma ve batma oluyordu. Hatırladıklarım bunlar. Tecrit İşkencedir. Tüm hapishanelerde tecrit işkencesine son verilmelidir. Leyla Hanım’ın talebi kabul edilmeli ve açlığına derhal son verilmelidir."(HABER MERKEZİ)