OHAL çocuk istismarı raporunu da vurdu

Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılması, OHAL gerekçesiyle yasaklanırken, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 'koğuş mümessili'nin çocuklara cinsel istismarı ortaya çıktı.

OHAL çocuk istismarı raporunu da vurdu

HABER MERKEZİ - Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin (ÇİMDER) Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılması, Adalet Bakanlığı tarafından, OHAL gerekçesiyle yasaklandı. ÇİMDER Başkanı Canan Arıtman, "Ülkemizde son yıllarda çocuk istismarı çok arttı, telefonumuzun çalmadığı gün yok. Önümüzdeki en büyük engel de bu iktidar. İktidar yapması gerekenleri yapmıyor ve yapmaya çalışan sivil toplum örgütlerinin de önünü kesiyor. Onlarca bilim insanı bu rapora bir sene emek verdi ama geldiğimiz nokta bu" diye konuştu.

Cumhuriyet'ten Zehra Özdilek'in haberine göre Arıtman, dernek olarak Şakran Cezaevi’nde bir rehabilitasyon çalışması yaptıklarını, projede alanında uzman birçok akademisyenin de yer aldığını söyledi. Arıtman şöyle devam etti: "Çocuklara öfke kontrolünü öğrettik, filmler izlettik. Güzel Sanatlar Fakültesi’nden öğretim üyeleri geldi. O filmlerden ne algıladıklarını sorduk, sohbetler ettik. Bir terapi programı içersinde bilimsel olarak çalışıldı. Program öncesi ve sonrası çocuklardaki değişimin tespitini yaptık. Bizim amacımız çocukların oradan topluma ve kendilerine zarar vermeyecek bireyler olarak çıkması. Bu çalışmayla bunun başarılabileceğini gördük. Çalışmamızı Adalet bakanlığına izniyle yaptık. Raporlaştırıp Bakanlığı’a sunduk. Raporda onların aleyhine tek kelime edilmiyor, neler yapılması gerektiğini anlatıyoruz."
Broşürü yasaklamışlardı

Arıtman, daha önce çocuklar için 12 kişilik bir akademisyen grubu ile broşür de hazırladıklarını anımsatarak bu broşürün de İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullara dağıtılmasına izin verilmediğini söyledi. Arıtman, "Broşür 6, 10 yaş arası çocuklara kendilerini korumayı öğretiyor. Komisyonları incelemiş 6, 10 yaş arası gruba uygun görmemiş. Bir kelime için saatlerce düşünüldü. Onların yapacağı işleri yapıyoruz. Bize destek olmaları gerekirken, tavır bu. Bilseydik izin istemezdik" diye konuştu.

'KOĞUŞ MÜMESSİLİ' ÇOCUKLARA CİNSEL İSTİSMARDA BULUNDU

ÇİMDER 'in Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılmasının OHAL gerekçesiyle yasaklanmasının ardından, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde idare tarafından yaşları 15 ile 17 arasında değişen 20’ye yakın çocuğun kaldığı koğuşun mümessili olarak seçilen B.Ç. ve yardımcısı B.G.'nin koğuştaki çocukları tehdit ederek zorla masaj yaptırdıktan sonra cinsel istismarda bulundukları ortaya çıktı.

OHAL çocuk istismarı raporunu da vurdu - Resim : 1Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşları 15 ile 17 arasında değişen 20’ye yakın tutuklu ve hükümlü çocuğun kaldığı koğuşta ikinci bir Pozantı Cezaevi skandalı yaşandığı ortaya çıktı. Olay, 2013 yılının Ekim ayında Diyarbakır E Tipi Cezaevi Ek Bina’da bulunan 12 numaralı çocuk koğuşunda yaşandı. Çocuk koğuşunun mümessili (temsilci) olan 1996 doğumlu B.Ç. ile yardımcısı 1997 doğumlu B.G. isimli çocuklar, koğuşta kalan çocuklara yönelik keyfi ve işkenceye varan uygulamalarıyla Pozantı Cezaevi'nde yaşananları arattırmadı. Cezaevi idaresinin desteğini alarak koğuşu yöneten B.Ç. ve B.G. isimli çocuklar, koğuşta "ağalık" düzeni kurarak, kendilerine karşı çıkan çocuklara baskı ve şiddet uyguladı.

ÇOCUKLARIN ŞİKAYET DİLEKÇELERİ KAYBOLMUŞ

Dihaber'den Deniz Tekin'in haberine göre, koğuş mümessili B.Ç. ve yardımcısı B.G., olay tarihinde yaşları 15 ile 17 arasında değişen 14 çocuğu sürekli sopalarla döverek, ayaklarının altında mendil tutuşturup darp etti. Bazı çocukların kıyafetlerine ve paralarına zorla el koyan B.Ç.’nin kendisine zorla masaj yaptırdığı 2 çocuğa ise cinsel istismarda bulundu ortaya çıktı. B.Ç. ve B.G., cinsel istismar ve kötü muamelede bulunduğu çocukları cezaevinde yaşananları kimseye anlatmamaları için tehdit etti. Olay, koğuş mümessili B.Ç.’nin cinsel istismarına maruz kalan bir çocuğun yaşadıklarını 13 Ekim 2013’te cezaevinde görevli bir gardiyana anlatmasıyla ortaya çıktı. Muayene için hastaneye sevk edilen çocuklardan bazıları darp ve cebir olduğu yönünde doktor raporu aldı. Olayın ardından koğuştaki çocuklar, cezaevindeki diğer koğuşlara dağıtıldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olaydan olayla ilgili soruşturma başlatarak, koğuşta bulunan bütün çocukların ifadesini olaydan 5 ay sonra aldı. Bu sürede koğuş mümessili B.G. tahliye olduğu için ifadesi alınmadı. Çocuklar ifadelerinde yaşadıklarını tek tek anlatarak, koğuş mümessili B.Ç. ve yardımcısı B.G. hakkında şikayetçi oldu. Savcılık ifadesinde çocukların cezaevi idaresine yazdığı şikayet dilekçelerinin kaybolduğu ortaya çıktı. Savcı, çocuklara şikayet dilekçelerinin soruşturma dosyasında bulunmadığı yönündeki soruya çocuklar, "Ben şikayetçi olduğuma dair dilekçe yazıp idareye teslim ettim. Bunu dosyaya niçin koymadıklarını bilmiyorum" dedi.

‘PASPAS SAPIYLA ELLERİMİZE, YÜZÜMÜZE VURUYORDU’

Cezaevinde şiddete maruz kalan bir çocuk, soruşturmayı yürüten savcıya psikolog refakatinde verdiği ifadesinde, cezaevinde yaşadıklarını şöyle anlattı: "B.Ç. koğuşumuzun sorumlusuydu, kendisi koğuşta sessiz olmamızı, kimseyle konuşmamamızı, sağa sola bile bakmamamızı istiyordu. Buna aykırı hareket eden olursa paspas sapıyla ellerimize, göğsümüze ve yüzümüze vuruyordu, canımızı yakacak kadar vuruyordu. Hatta ellerimiz şişmişti ama korkumuzdan infaz koruma memurlarına söyleyememiştik. Ne zaman ki A.K., B.Ç. hakkında şikayetçi oldu, bunun üzerine infaz koruma memurları bizim de şikayetçi olup olmadığımızı sordular, ben de B.Ç. ve B.G.'den şikayetçi olduğuma dair dilekçe verdim. Yine B.Ç. ile B.G. ziyaretimize gelen kişilerden para istememizi, aldığımız paraları da kendilerine vermemizi istiyorlardı. Benim kantine olan alışverişim sırasında benden habersiz kendilerine telefon kontörleri alırlardı, kendi ihtiyaçlarını bizlere yazdırırlardı" şeklinde ifade verdi.

‘PARMAK ARAMIZA SELPAK TUTUŞTURUP YAKIYORLARDI’

Bir başka çocuk savcılıkta verdiği ifadesinde maruz kaldığı şiddet ve kötü muameleyi şöyle anlattı: "Bu koğuşta B.Ç. ile B.G. de kalmaktaydı. B.Ç. koğuş mesulüydü, B.G. de onun yardımcısıydı; ancak bu ikisi yerli yersiz gelip bana ve koğuşta bulunan diğerlerine vururlardı. Sayım yapılacağı zaman bizi koğuşta sıraya dizerlerdi, göğüslerinizi şişirin derlerdi. Biz göğsümüzü şişirdiğimizde bazen elle, bazen de fırça sapıyla göğsümüze vururlardı. Yine ‘siz hata yapıyorsunuz’ diyerek parmaklarımızı birleştirirdi, fırça sapıyla parmaklarımıza vururdu. Parmak aralarımıza selpak yerleştirip çakmakla yakardı. Gece uyuduğumuzda diş macununu burnumuza sıkardı, ağzımıza sıkardı. Yine koğuş gideridir diye bizden para alırdı. Koğuşta A.K. de kalmaktaydı, bir gün kendisine gel sırtıma masaj yap dedi. A.K. de masaj yapmayı kabul etti" dedi.

Çocuk ifadesinin devamında koğuş mümessilinin, A.K’yi dövmek ve koğuştan atmak ile tehdit ederek, cinsel istismarda bulunduğunu söyledi.

CİNSEL İSTİSMAR VE ŞİDDETE 3 SAYFALIK İDDİANAME

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili yürüttüğü soruşturmayı 2 yıl sonra tamamlayarak 3 sayfalık iddianame hazırladı. Savcılığın, iddianamede son derece vahim olayla ilgili sadece bir sayfa ayırması dikkat çekti. Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, "Çocuğun basit cinsel istismarı", "Yaralama", "Nitelikli yağma" ile suçlanan koğuş mümessili B.Ç.’nin 108 yıldan 210 yıla kadar, yardımcısı B.G.’nin ise 105 yıldan 195 yıla kadar hapis ile cezalandırılması istendi. İddianamede, cezaevinde B.Ç. ve B.G.’nin kötü muamelesine maruz kalan 10 çocuk mağdur, 5 çocuk ise müşteki olarak yer aldı.

CEZAEVİ İDARESİ SUÇLU GÖRÜLMEDİ!

Savcı iddianamede, Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde yaşanan cinsel istismar nedeniyle soruşturma başlatıldığını hatırlattı. Savcı, koğuş mümessili B.Ç. ve yardımcısı B.G.’nin, koğuşta kalan çocukları, sürekli olarak çekpas sopalarıyla ve zaman zaman da ayaklarına mendil tutuşturup yakmak suretiyle darp ettikleri ve koğuşta kalan bazı çocukların kıyafetlerine ve paralarına zorla el koyarak yağma suçunu işlediklerini belirtti. B.Ç.’nin aynı koğuşta kalan A.K. isimli çocuğa "kendisini cinsel yoldan tatmin etmesi için baskı yaptığı"nı ifade eden Savcı, koğuş mümessili korkuttuğu S.K’ye el ve oral yoldan cinsel istismarda bulunduğunu vurguladı.

Savcı, istismar olayının mağdur ifadeleri, cezaevi tutanağı ve özellikle de S.K'nin ifadesi ile kuvvetli bir şüphe kazandığını vurguladı. Savcı, B.Ç. ve B.G.’nin yağma, kasten yaralama suçunu fikir ve eylem birliği içinde gerçekleştirdiğini, B.Ç.’nin bu suçlamalara ek olarak cinsel istismar suçunu işlediğini ifade etti. Savcı, B.G. ve B.Ç. hakkında basit yaralama suçundan açılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildiğini ifade etti. Savcının, çocuk koğuşunda yaşanan skandal ile ilgili cezaevi idaresinin ihmali olup olmadığına değinmemesi dikkat çekti.

Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde şu ana kadar 9 duruşması görülen dava devam ediyor.

çocuk istismarı