Ölümlü kazada muhabire baskı sonrası Demirören'den imaj düzeltme çabası

Eylem Tok’un oğlunun, Murat Aci’nin ölümüne neden olduğu kazanın ilk gün haber olmaması için devreye girdiği belirtilen Demirören Grubu, bugün Aci'nin babasına yönelik bir 'haber' servis etti.

Artı Gerçek - Demirören ailesinin, yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu Timur C.'nin, Oğuz Murat Aci’nin ölümüne neden olduğu kazanın 'haberleştirilmemesi' için Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Rojda Altıntaş'a baskı yaptığının öne sürülmesinin ardından bugün dikkat çeken bir 'haber' servis edildi.

Yıldırım Demirören'in oğlu Emre Cemal Demirören'in de ölümlü kazanın olduğu araçta yer aldığı iddiası sonrası Demirören ailesinin Altıntaş’a müdahale ettiğine dair ses kaydı yayınlanırken, Demirören Grubu bünyesinde bulunan CNN Türk, Oğuz Murat Aci'nin babasına mikrofon uzattı. Yine Demirören Grubu bünyesinde bulunan DHA da baba Özer Aci'nin kanaldaki konuşmasını servis etti.

ACILI BABADAN 'BASIN' VE 'KAMUYU OLUŞMASI' VURGUSU

Yaşadığı büyük acıdan bahseden baba Özer Aci, 'basın' ve 'kamuoyunun oluşması'na vurgu yaparak "Ve basın buradayken bir kamuoyu oluştuktan sonra ben olsam da olmasam da bu saatten sonra devam edecek" dedi.

Baba Aci açıklamasının devamında da, "Daha önce de dile getirdim. Ben vazgeçmeyeceğim mücadelemden, ben haklıyım. Adalet, hak hukuk istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti, bende buna sonuna kadar inanıyorum. Bana taziyeye gelebilmeleri için suçluların teslim olması gerekiyor. Bu taziyeye gelmeleri için birinci şarttır. Hiçbir şey gizli kalmayacak. Eylem Tok eninde sonunda gelip adalete teslim olacak" diye konuştu.

istanbul-oguz-murat-acinin-babasi-oze-50579-2.jpg

Baba Özer Aci

'SON NEFESİME KADAR PEŞİNDEYİM'

DHA'nın aktardığına göre baba Özer Aci, "Suçlular gelip adalete gelip teslim oldu." Ben her gün mezara boş gidip boş geliyorum. Bir şey söyleyemiyorum oğluma. "Mücadele ediyorum" diyorum. Mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Son nefesime kadar peşindeyim. Er ya da geç dönecekler. Eylem hanım bir an önce gelip adalete teslim olun" diyor.

NE OLMUŞTU?

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde bir kişinin öldüğü, dört kişinin yaralandığı trafik kazasının faili 17 yaşındaki Timur C. ve annesi Eylem Tok yurt dışına kaçmıştı. Timur C.'nin kullandığı arabada Demirören ailesinin 17 yaşındaki oğulları Emre Cemal Demirören’in de bulunduğu iddia edilmişti.

İki gün önce ‘Kevîn’ isimli bir anonim Twitter hesabı, Demirören ailesinin iki ay önceki haberi yazan DHA muhabiri Altıntaş’a müdahale ettiğine dair belgeler yayınlamıştı.

Altıntaş, dün Twitter hesabından söz konusu belgeleri paylaşanın kendisi olduğunu açıkladı. Paylaşımlara göre Emre Cemal Demirören, Timur C.'nin kullandığı arabada bulunuyordu.

Paylaşımlara göre olaydan 15 saat sonra Altıntaş, baba Bülent Cihantimur’ün yardımcısını arayıp haber konusunda ‘bilgilendirmek’ istedi. Ancak bu telefon görüşmesinden sonra Revna Demirören’in şoförü İlker isimli şahıs tarafından haberin yayınlanmaması için peş peşe arandı.

İlker isimli bu kişi telefonda Altıntaş’a, “Ben Demirören'den Revna hanımın şoförü. Bu Timur'un haberi varmış da basacağım demişsiniz. Rojda Hanım onunla ilgili Cemal, Yıldırım Bey'in küçük oğlu arkadaş, çocukluk arkadaşı, onu bir yayımlamasanız. Ben bir konuşacağım zaten Murat Bey ya da Sinan Beyle bilginiz olsun. Bugün yayınlamayın yarın Revna Hanım ya da Yıldırım bey size döner" dediği duyuluyor.

Paylaşımlarda daha sonra Revna Demirören ve Rojda Altıntaş’ın şoförün telefonundan görüntülü olarak konuştukları belirtilerek haberin sansürlü yayınlandığı yazıldı.

İKİNCİ KONUŞMA: KAÇMIŞLAR ZATEN

İkinci telefon görüşmesinde ise muhabir Altıntaş, bu kez İlker’i arıyor ve kendisinin Revna Demirören’in şoförü olup olmadığından nasıl emin olacağını soruyor.

İlker ise 30 senedir Demirörenlerle çalıştığını söyleyerek “Sen onu yapma da [haberi], ben yarın Revna Hanım’la beraberim zaten, olmadı sizi konuşturacağım. Kaçmışlar zaten, konuyu öbür taraftan öğrendim. Ben sizi arattıracağım zaten, ya beni telefonla konuştururlar. Funda Hanım var asistanı, Murat Bey var, Sinan Bey var, Erdoğan Demirören var… Yabancı değilim ben, Mehmet Üstündağ da benim çocukluk arkadaşım zaten. Siz lütfen Revna Hanım’dan ya da Yıldırım Bey’den haber bekleyin” diyor.

'HABER ÇIKSAYDI ABD’YE KAÇABİLİR MİYDİ?'

İstanbul’da 12 Mart’ta meydana gelen ölümlü kazanın haberi, DHA tarafından iki gün sonra kazaya karışanların kimliği belirtilmeksizin servis edilmişti. Söz konusu telefon kayıtları, ölümlü kazada çarpan araçta bulunan kişilerin bilgisinin DHA’da bulunduğunu gösteriyor.

Söz konusu anonim hesap, "2 gün sonra Oğuz Murat Aci’nin yakınları X’Te flood yazarak olayı duyuruyor. Demirören grubu tüm bunları yapmamış gibi olayı takip ediyor gibi yapıyor. 5 Mart tarihinde olay Türkiye'nin gündemine oturuyor. Ancak eğer Demirören ailesi 2 Mart tarihinde haberin yayınlanmasına müsaade etseydi, Eylem Tok Mısır'dan ABD'ye kaçabilir miydi? Demirören grubu, sadece oğulları cipte bulunduğu için Eylem Tok'un ABD'ye sessizce gitmesine yol açmıştır. Peki, kazada ölen genç insanın hakkını kim savunacak?" ifadelerini kullandı.

DHA HABERİNDE KAZANIN FAİLİ YOKTU

DHA bu haberi, 3 Mart tarihinde normal bir kaza haberi olarak yayınlıyor.

“Eyüpsultan’da lüks cip emniyet şeridinde bekleyenlere çarptı: 1 ölü, 4 yaralı” başlıklı haberde, “Cip sürücüsü ise kendi aracını bırakarak, arkadan gelen ve içerisinde arkadaşlarının olduğu başka bir araca binerek olay yerinden kaçtı. Kaza sonrası ise çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla kaydedildi” ifadeleri yer alıyor ancak cipi kimin sürdüğünden söz edilmiyor.

DHA MUHABİRİ ALTINTAŞ’TAN AÇIKLAMA

Olayın merkezindeki DHA muhabiri Rojda Altıntaş, bugün saat 15.49’da X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada iddiaları doğruladı.

Altıntaş, “Kamuoyunu yakınen ilgilendiren ‘Eylem Tok’ olayıyla ilgili yeni bilgilere ulaşmam ve yayınlamam girişimleri kapsamında bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım” dedi.

Rojda Altıntaş

Ailesine yönelik endişelerinden dolayı 8 hafta boyunca sessiz kaldığının altını çizen Altıntaş, “Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim. Genç bir kadın gazeteci olarak korkmadığımı ve gazetecilik faaliyetlerini alternatif yollarla muhakkak devam ettireceğimin altını çiziyorum” ifadelerini kullandı.

DHA'NIN RESMİ HESABINDAN 'İŞE GEL' ÇAĞRISI

Olayın gündeme gelmesinin ardından DHA tarafından yapılan açıklamada olay doğrulandı. Açıklamada, ”patronajı tarafından baskıya maruz kaldım” diyen Altıntaş iş başı yapmaya davet edildi.

DHA Genel Müdürü Celal Korkut tarafından yapılan açıklamada kazanın kamuoyunda etki oluşturmasının en önemli sebeplerinden biri Demirören Medya’nın konunun üzerine kararlılıkla gitmesi olduğunu öne sürerek “Meslektaşım Rojda Altıntaş’ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim” dedi.

ALTINTAŞ: NE KADAR ÜZÜCÜ

Gazeteci Rojda Altıntaş ise DHA resmi hesabından yapılan çağrıya bugün sosyal medya hesabından yanıt verdi. Altıntaş, şunları yazdı:

"Her şeyden haberiniz vardı. Başka ses kayıtları veya görüntüler olup olmadığını merak ediyorsunuz. Bu sebeple her şeye rağmen DHA’nın resmî hesabından beni işe çağırmak zorunda bırakılmışsınız, ne kadar üzücü. Ancak işe dönmeyeceğim." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar