On İkinci Kalkınma Planı’nın ipuçları: 'Daha fazla dinselleştirme ve piyasalaştırma'

On İkinci Kalkınma Planı’nın ipuçları: 'Daha fazla dinselleştirme ve piyasalaştırma'
Yayınlanma:
A+ A-
Eğitim müfredatın değiştirileceği açıklandı. Henüz hangi derslerin değişeceği bilinmiyor. Eğitim emekçileri, mevcut uygulamalar ve Onikinci Kalkınma Planı’ndaki hedefler eğitimin daha fazla ticarileşip, muhafazakarlaşacağına işaret ediyor.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL - Milli Eğitim Bakanlığı, kasım-aralık aylarında belirlenecek yeni müfredat ile tüm eğitim kademelerinde değişikliğe gidecek. Müfredatta nasıl bir değişikliğin yapılacağı henüz netleşmemiş olsa da mevcut uygulamalar ile Onikinci Kalkınma Planı’nda eğitimle ilgili yer alan ifadeler, değişikliğin içeriğine dair çerçeve sunuyor.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 5 Kasım’da İstanbul’da öğretmenlerle gerçekleştirdiği toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, müfredat değişikliğine ilişkin çalışmaların sürdüğünü söyledi. Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü birimlerin müfredat içeriğine dair çalışmaları tamamlamasının ardından, yeni müfredatın kamuoyuna açıklanması bekleniyor.

Yapılan açıklamalar ve yayımlanan Onikinci Kalkınma Planı’nın ışığında, eğitim emekçileri ile bir sonraki dönem uygulanmaya başlanması planlanan ‘yeni müfredatta’ kamuoyunu neyin beklediğini eğitim emekçileriyle konuştuk.

‘LAİK VE KAMUSAL EĞİTİME YÖNELİK TASFİYE DALGASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

Önümüzdeki beş yılı kapsayan Onikinci Kalkınma Planı’nın eğitim başlıkları ve hedefleriyle ilgili öne çıkan vurgu, iş gücü piyasasının ihtiyaçları ve eğitimin sermayenin ihtiyaçlarına göre tertiplenmesi olduğu anlaşılıyor. Özellikle meslek liseleri özelinde, sermaye sınıfının iş gücü ihtiyacına göre daha önceki yıllara paralel bir hattın tarifi yapılıyor. Bunun yanında öğretim programlarının “milli, manevi, ahlaki ve evrensel” değerler çerçevesinde oluşturulacağına dair ifadeler yer alıyor. Bu anlamıyla, eğitimde son dönemde yaşanan gelişmelerle birlikte kalkınma planı ele alındığında, eğitim emekçilerine göre eğitimin daha da dinselleştirileceği bir müfredat hazırlığı içerisinde olunduğu öngörülüyor. Eğitimci Feray Aytekin Aydoğan, Onikinci Kalkınma Planı ile laik ve kamusal eğitimin son kırıntılarının yok edilmesinin amaçlandığını belirtti. Aydoğan, ‘müfredat maddesinin’ en önemli başlıklardan birini oluşturduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Çünkü biz 21 yıldır her müfredat değişikliğinde şunu çok net olarak gördük. Yapılan her öğretim programı değişikliği, laik eğitimin, bilimsel eğitimin adım adım yok edilmesi, kamusal, eşit ve parasız eğitim hakkının tasfiyesi oldu. Yapılan tüm müfredat değişikliğinde vurgu, öğrencilerin üstün yararı değil iş gücü piyasasının, sermayenin ihtiyaçları oldu. Öğretim programı maddesi değişikliği ile laik ve kamusal eğitime yönelik çok büyük bir tasfiye dalgasıyla karşı karşıya kalacağımız çok net görünüyor.”

‘ÖZEL OKUL SERMAYESİNE BÜTÇE TRANSFERİ HIZ KAZANACAK’

feray-aytekin-aydogan.jpg
Feray Aytekin Aydoğan

Aydoğan, AKP’nin 21 yıldır laik eğitimi hedef alan politikaları adım adım hayata geçirdiğini ve eşit, parasız, kamusal eğitimi hedef alan tutumu birbirinden ayırmadığını ifade etti. Kalkınma planında, özel okullara, özel öğretim kurumlarına ve özel meslek liselerine “aktarılacak bütçeden” bahseden Aydoğan, şunları kaydetti:

“Söz konusu olan ücretsiz okul yemeği olduğunda, söz konusu olan haftalardır yurtlardan doğru, güvenli parasız barınma hakkı için seslerini yükselten öğrenciler olduğunda yok denilen bütçe, sermaye ihtiyacı ortaya çıktığında sonsuz bir şekilde oraya aktarım yapılacağı görünüyor. Bu kalkınma planı bunun hızlanacağına işaret.”

‘ESNEK VE GÜVENCESİZ ÇALIŞMA TEMEL İSTİHDAM BİÇİMİ OLACAK’

Yine 21 yıldır yaşanan her süreçte, eğitim emekçilerinin haklarının da yok edildiğini sözlerine ekleyen Aydoğan, “Toplumun birçok kesiminde ve tüm çalışma alanlarındaki esnek güvencesiz çalışma biçimi eğitim alanında da hayata geçiriliyor. ‘Okul bazlı performans’ denilerek, ücretli sözleşmeli, mülakatla birlikte öğretmenliğin esnek ve güvencesiz çalışmanın temel istihdam biçimi olacağını bize gösteriyor” dedi.

‘ÇOCUK İŞÇİLİK ÇERÇEVESİ GENİŞLİYOR’

Onikinci Kalkınma Planı’nda ayrıca “Profesyonel okul yöneticiliğinden” söz ediliyor. Eğitimci Aydoğan, bu maddenin sadece özel okullaşmayla değil, kamu okullarının da piyasalaştırılmasının hedeflendiğini söyledi. Aydoğan eğitim meselesinin Türkiye’nin geleceğiyle ilgili olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Sadece özel okullaşmayla değil kamu okullarında da eğitimin piyasalaştırılması planlanıyor. Eğitimin tamamen ücretli hale getirilmesi, piyasalaşmaya dair adımların hızlanacağını gösteriyor. Mesleki eğitim adı altında uygulanan politikaların, çocuk işçiliği çerçevesinin genişlemesine dair uygulamaların hızlanacağı görülüyor. Öğrenciler, sermaye için ucuz iş gücü haline zaten getirilmişti. Kalkınma planıyla bunu çok daha keskin hale getirecekler.”

‘BU PROGRAMDA ÖĞRENCİ GEREKSİNMELERİ YOK’

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul da AKP’nin sıklıkla Batı karşıtı söylemler ileri sürdüğünü ancak bunun bir “aldatmacadan” ibaret olduğunu ifade etti. Kurul, Onikinci Kalkınma Planı’nda özellikle eğitim hedefleri içerisinde neo-liberal programın keskinleşmesinde ısrarcı olunduğunu söyledi. Kalkınma planının iki ayağına dikkati çeken Kurul, şöyle konuştu:

nejla-kurul.jpg
Nejla Kurul

“Birincisi, eğitimin özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi konusunda daha çok politikayı hayata geçireceklerini öngörebiliyoruz. Bir yandan eğitimi özelleştirirken, özelleştirmenin sonucunda ortaya çıkacak tüm eğitim maliyetlerinin bir anlamda vergi yükümlüsünün ya da kamunun sırtına yükleneceği bir süreç inşa edilmiş durumda. İkincisi, eğitim hakkı açısından baktığımızda, planda piyasanın ihtiyaçlarını dikkate alacağız deniyor. Özel sektörün gereksinmeleri dikkate alınacak diyor. Öğrencilerin eğitim hakkı ve öğrencilerin gereksinmeleri adeta yok.”

Kalkınma planı içerisinde yer alan maddelerden örnek veren Kurul, şöyle devam etti: “Mesleki ve teknik eğitimde dal açma ve dal kapamada özel sektörün isteklerine uygun davranışlar gerçekleştirilecek. Mesleki teknik eğitimde ders seçme süreçlerine, yani öğrencinin hangi dersleri seçeceğine ilişkin süreçlere özel sektör ve ailelerin katılımı sağlanacak deniyor. Öğrenciler edindiği, dolu dolu bilgilerle kendi derslerini kendileri seçebilmeli. Bu planda öğrencilerin adı yok.”

‘EŞİTSİZLİKLERİN BÜYÜDÜĞÜ BİR SÜREÇLE KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ’

Eğitimin dinselleştirilmesi ile piyasalaştırılmasının birbirinden ayrı kurgulanmadığına işaret eden Prof. Dr. Kurul, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum’ adlı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanmış üçlü ÇEDES protokolünün hayata geçirilmesi bu adımlardan biriydi. Öte yandan yine Milli Eğitim Bakanının karma eğitimi tartışmaya açması bağlamında eğitimin dinselleştirilmesinin, özellikle hayatın yarısını oluşturan kız çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle karşı karşıya kalmasının önünü açan süreçle karşı karşıya kalacağız” ifadelerini kullandı.

Eğitimle ilgili son dönemdeki bütün uygulamaların Onikinci Kalkınma Planı hedefleriyle tutarlı göründüğünü anlatan Kurul, toplumsal muhalefetin de bu dönemde çabalarının artacağını, sendika olarak demokratik kamuoyuyla mücadele vereceklerini kaydetti.

Öne Çıkanlar