Osman Kavala'nın avukatından yargılamanın yenilenmesi üçüncü itiraz dilekçesi
Artı Gerçek - 17 kişinin yargılandığı Gezi Parkı davasında iş insanı Osman Kavala'nın 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs' iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine yönelik tartışmalar devam ediyor.
Osman Kavala'nın avukatı Hilal Zengin'in İstanbul 13 ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne 'mağdur ortadan kalktığı' gerekçesiyle üç ayrı itiraz başvurusu yaptığı öğrenildi. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ni konuya ilişkin yazısı da, bu itiraz dilekçesindeki çerçeveyi yansıtıyor.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz bugünkü köşesinde, AKP'li olduğuna işaret ettiği Avukat Hilal Zengin'in yaptığı itiraz başvurularını ve son gelişmeleri şöyle özetledi:
"Gezi Parkı Davası’nda, yeniden yargılanma ihtimalini ilk önce Hürriyet’te Abdülkadir Selvi yazdı. Ardından AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş, bu görüşe destek verdi. MHP’nin itirazlarına rağmen geri adım atmıyorlar. Çünkü Adalet Bakanlığı’nda Gezi Parkı Davası’na dair bir arayış var. Osman Kavala’nın avukatı Hilal Zengin’in sunduğu yargılamanın yenilenmesi dilekçesi, bu çözüm arayışına çerçeve sunuyor.
ÜÇ İTİRAZ
Zengin, kamuoyu tarafından pek bilinmiyor. Ben de adını Selvi’nin yazılarından sonra öğrendim. Bir önceki dönem AK Parti İstanbul Milletvekili ve avukat Mürteza Zengin’le aynı büroyu paylaşıyor.
Bu ikisi eş, kardeş ya da baba-kız olabilir. İstanbul Barosu’na kayıtlı Zengin, 1 Nisan’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, yeniden yargılama istedi. Mahkeme 'şartlar oluşmadığından' reddetti. Şartlardan kasıt, yeni delil.
Zengin, 18 Nisan’da itiraz etti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan’da itirazı reddetti.
Zengin ise 3 Mayıs’ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yargılamanın yenilenmesi için bir dilekçe daha verdi.
‘MAĞDUR ORTADAN KALKTI’
Dilekçede, Kavala’ya Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi gereğince 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçundan ceza verildiği anlatılıyor. Hükümetten başbakan ve bakanlar kurulunun kastedildiği ifade ediliyor. 16 Nisan 2017’deki referandumla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiği, başbakanlığın ve bakanlar kurulunun kaldırıldığı, dolayısıyla mağdurun ortadan kalktığı savunuluyor. Mağdurun ancak gerçek kişi olabileceği, Cumhurbaşkanlığının mağdur sayılamayacağı kaydediliyor. Bu da yeni delil olarak gösteriliyor. Mahkemeden başbakanlığın ve bakanlar kurulunun kaldırılıp kaldırılmadığının Cumhurbaşkanlığına sorulması isteniyor.
FETÖ’nün Gezi’de çadırları yakarak, provokasyon çıkardığı, İdare Mahkemesi kararı beklenmeden duvarlar yıkılınca protestoların seyrinin değiştiği anlatılıyor. 'Gelişmeleri zamanında ve doğru şekilde' Erdoğan’a iletmeyen FETÖ’nün 'sinsice rollerini perdelemek için' 15 Haziran 2013’te 11 sayfalık ‘Analiz Raporu’ hazırladığı savunuluyor. Raporu hazırlayanların 17-25 Aralık’ta darbeye kalkıştığı ifade ediliyor.
Dilekçeden: 'Bu raporla olaylar ‘uluslararası komplo’ görüntüsü verilerek izah edilmiş, günah keçisi olarak Kavala’nın ismi hedefe oturtulmuştur. Emniyet’in masa başında ürettiği bu akla ziyan raporu ile FETÖ’cü savcıları harekete geçmiştir.'
Raporun 15 Temmuz’dan sonra ‘kripto yapılar’ tarafından işleme konduğu vurgulanarak, şöyle devam ediliyor: “15 Temmuz’dan sonra kripto unsurlar hükümet düzeyinde etkin olmaya başlamışlar, Cumhurbaşkanımızı ondan daha çok savunuyormuş görüntüsüne bürünerek, FETÖ tarafından hazırlanmış evrakları ‘yeniden kıymetlendirmek’ bahanesi ile büsbütün her şeyi karartmışlardır.”
Erdoğan ve Özel diyalogu ile başlayan normalleşme çabasına atıfta bulunularak, şöyle deniyor: 'Bu açıklamaları yapmamızın nedeni, ülkemizin hukuk alanında normalleşmesine zemin hazırlamak, genel iyileşmeye ve Cumhurbaşkanımızın kripto yapılarla mücadelesinde ufak da olsa katkıda bulunmak içindir.'
TÜRKİYE, AVRUPA KONSEYİ'NDEN İHRAÇ EDİLEBİLİR
Gezi Parkı Davası hükümetin, altında ezildiği ve taşıyamadığı bir kambura dönüşüyor. Çünkü Türkiye, 12 Eylül’de bile dışlanmadığı Avrupa Konseyi’nden bu yüzden ihraç edilebilir. Erdoğan, AB’den kopuşu göze alamaz. Bu, ekonomik yıkımı... Ekonomik yıkım da iktidarın çöküşünü getirir. 15 Temmuz’dan sonra muhalefeti sindirip baskı altında tutmak için açılan bu dava bugün Erdoğan’ın ayağına dolanıyor. Erdoğan, ‘Gezi Parkı’ yükünü iç hukuk yoluyla kaldırıp atmak ve uluslararası piyasalarda kaynak arayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in elini rahatlatmak istiyor. Kavala’nın avukatlarının dilekçesi, Gezi Parkı Davası’nda yeniden yargılamanın ve tahliyenin önünü açabilir."
Tuğrul Türkeş'ten Osman Kavala davası yorumu: Türkiye'nin büyümesi özgürlüklerle olur, cezayla değil
Abdülkadir Selvi'den MHP'ye Osman Kavala yanıtı: Tuğrul Türkeş’ten daha mı milliyetçisiniz?
AKP'li Tuğrul Türkeş'ten Kavala çıkışı: Yeniden yargılanmasına kim, neden karşı çıkıyor?