Ovada siyasetin sonu

Can DÜNDAR

ARTI GERÇEK - 2006 yılıydı. Mehmet Ağar, DYP Genel Başkanı’ydı.

Güneydoğu gezisinin ilk durağı Diyarbakır’da Türkiye’nin bölünme korkusundan vazgeçmesi gerektiğini, dağdakiler için af çıkarılabileceğini söyledi ve ekledi:

"Dağda elde silahla dolaşacağına, ovada siyaset yapsın."

Bunları Ağar’ın söylemesi özellikle önemliydi; çünkü Ağar, askeri çözümün simgeleşmiş ismiydi. Devlet adına bin operasyon yaptığını söylemişti. Adı, derin devletle özdeşleşmişti. Şimdi bu isim, dağdakilere ovada siyaset yolunu tavsiye ediyordu.

Ondan bir yıl önce, Erdoğan, yine Diyarbakır’da, "Kürt sorunu benim sorunum" demiş, geçmişteki hataların yok sayılamayacağını söylemişti. Belli ki devlet, Kürt siyasetini değiştirmeye karar vermişti.

Şimdi kendinizi bu iklimde Kars’ta doğmuş, bugün 15 yaşına gelmiş bir gencin yerine koyun. Dağın çözüm olmadığını söyleyip "ovada siyaset" kapısını açan devlete inanmış olsun. Bu hafta HDP’li vekillerin tutuklanışını, bugün Kars Belediyesi’nin kuşatılışını gördükten sonra ne düşünmüştür dersiniz? Ovada siyaset yolunu seçmiş, halkın oyuyla seçilmiş, hizmetiyle sevilmiş bir belediye başkanını, 6 yıl öncesinden bir uyduruk suçlamayla tutukladınız. Görevden alındığı an, yerine kayyum atadınız. Duruma itiraz eden halkın vekillerini tartakladınız. En ufak itirazı yasakladınız. 1,5 yıl önceki seçimde HDP’nin kazandığı 65 belediyenin 59’unu gasp ettiniz. Halka, "Senin oyunun hiçbir hükmü yok. İstediğin kadar oy ver, benim atadığım adamların boyunduruğuna gireceksin. Seçtiğin vekilleri de tutuklayacağım, ses etmeyeceksin" dediniz.

Sizce 15 yaşındaki o çocuk, bir daha sözünüze, size, ovadaki siyasetinize, hükümetinize, devletinize güvenir mi?

İnsanları helikopterden atıp katlederek, vekillerini tutuklayıp belediye başkanlıklarını gasp ederek, itiraz haklarının önüne set çekerek Kürtlere ovanın yollarını kapatıp yeniden dağın yolunu açıyorsunuz. Asıl amacınız buysa, bilmem; ama o bize atfettiğiniz "silahlı örgüte yardım" meselesi var ya; tam da budur işte…