Özel sektör öğretmenlerinden Bakan Tekin'e tepki: Biz kimin öğretmenleriyiz?
Artı Gerçek - Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve devletin eğitim konusunda yeterli olduğunu vurgulamak amacıyla özel ders ve dershaneleri hedefe koyan açıklamalarına tepki gösterdi.. Öğretmenler, "merdivan altı" diye tanımladığı özel ders kurumları için "Bu kurumlarda bakanlığınızın ismi yazılı. Peki bu kurumlara yetkiyi bakanlığınız vermiyor mu?" sorusunu yöneltti. "Onlar, benim öğretmenimin girdiği sınavda başarılı olmuş değiller, o yüzden oralarda çalışıyorlar" diyen Tekin'e tepki gösteren öğretmenler, "Özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce öğretmeni neyle itham ediyorsunuz?" diyerek tepkilerini dile getirdi.
ANKA'da yer alan habere göre, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ve özel sektör öğretmenleri, Bakan Tekin’in şu soruları yöneltti:
'ŞAİBESİZ SINAV YAPMAYI BECEREMEYEN MİLLİ EĞİTİM'
"Merdiven altı kurumlardan bahsettiniz. Bu kurumlarda bakanlığınızın ismi yazılı. Peki bu kurumlara yetkiyi bakanlığınız vermiyor mu?
‘Onlar, benim öğretmenimin girdiği sınavda başarılı olmuş değiller, o yüzden oralarda çalışıyorlar' diyerek özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce öğretmeni neyle itham ediyorsunuz?
Öğretmenleri başarısızlıkla suçlarken defalarca sınav sorularını çaldıran, şaibesiz sınav yapmayı beceremeyen, yüz binlerce öğretmeni işsiz bırakan, öğretmenleri yoksulluk koşullarına mahkum eden, 'her mevsim' bakanı değişen Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili yorumunuz nedir?
Kamu okullarında çalışan ve size göre 'başarısız' olan 90 bin öğretmeni 'ücretli öğretmenlik' statüsünde ücretli kölelik koşullarına mahkum etmekten memnun musunuz?
Özel okul sahibi eski bakan ve bakan yardımcılarınızın okullarındaki öğretmenleri de yetersiz görüyor musunuz?
'Kamuda verilen eğitim yeterlidir' derken binlerce öğrencinin açık liseye kaydolup yarattığınız sınav odaklı sistem yüzünden sınav hazırlığı yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öğretmenleri itibarsızlaştırmak, okulları yetersiz hale getirmek için elinizden geleni yaptıktan sonra, 12. sınıf öğrencilerinin okula azalan ilgisini ve güvenini 'devamsızlık affı' ile telafiye kalkışmadınız mı?
OKULLARDA İMAM VE VAİZ UYGULAMASI HATIRLATILDI
Özel öğretim kurumu patronlarını ve sermayesini desteklerken, temel liseler aracılığı ile kamunun kaynaklarını sermayeye peşkeş çekerken bu kurumlarda çalıştırılan -sizin düşüncenizle- ‘başarısız' öğretmenler olduğunu bilmiyor muydunuz?
'Benim öğretmenim' dediğiniz öğretmenleri itibarsızlaştıran, öğretmen emeğini yoksulluk sınırının altında tutan, yüz binlerce öğretmen atama beklerken okullara imam ve vaiz atayan, eğitim alanında çözülmesi gereken birçok sorun varken ‘kız okulları’nı önceleyen bir bakan olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın sizin için doğru yer olduğunu düşünüyor musunuz?
Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler, MEB Temel Kanunu’na, Özel Öğretim Kurumları Kanun ve Yönetmeliği’ne bağlı; sözleşmeleri MEB’in kurumlara gönderdiği sözleşme esas alınarak yapılan öğretmenlerdir. Bu bilgi ışığında soruyoruz: Biz kimin öğretmeniyiz? Siz kim(ler)in bakanısınız?"
NE OLMUŞTU?
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, dün A Haber Canlı yayınında, özel kurslarda görev yapan öğretmenler hakkında şunları söylemişti:
“Kurslardaki öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, herhangi bir sınava girip başarılı olmuş değiller. Benim öğretmenimin girdiği KPSS sınavında başarılı olamadığı için orada öğretmenlik yapıyor. 12 yıl boyunca biz çocuğu eğitiyoruz. 12 yıl içerisinde belki 6-7 ay çocuk dershaneye gidiyor. Gittiği zaman 'Bizim öğrencimiz kazandı' diyor. Benim 12 yıllık öğretmenimin emeğini resmen gasp ediyor. Burada böyle bir kitle, yapı var. Dolayısıyla biz, özel ders, dershaneler tartışmalarını yaparken aslında bir Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki okulların itibarını, öğretmenlerin itibarını ve verilen eğitimin itibarını onore etmek için bu sürecin içerisinde yürüdük.
Biz, Milli Eğitim Bakanlığı olarak şunda çok iddialıyız; Milli Eğitim Bakanlığı’nda verilen eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı'nda eğitim veren öğretmen arkadaşlarımız, Milli Eğitim Bakanlığı'nın dağıttığı materyal ve ders kitapları, kesinlikle öğrencilerimizin ilave ders almasını gerektirmeyecek nitelikte, bu bir. İkincisi; sınavları zaten biz organize ediyoruz, yani kamu organize ediyor. Dolayısıyla biz, her iki kademede de çocuklarımız için sunulan sınavların, soruların bizim müfredatımızdaki yerini zaten analiz ediyoruz. Velilere çağrım şu; devletin size sunduğu imkanları iyi değerlendirin. Boşu boşuna, ne olduğu belli olmayan, merdiven altında eğitim yaptığı iddia edilen yerlere çocuklarınız teslim etmeyin, paranız da cebinizde kalsın.” (HABER MERKEZİ)