Özgür Özel'den Erdoğan'a: Kral, çırılçıplak çıkıp kendini ifşa etti

Hatay'da konuşan CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan'ı "Merkezi idareyle yerel yönetim birlikte olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez" sözleri üzerinden bir kez daha eleştirdi. Özel, "Dünya siyasi tarihinin en utanç verici şantajı" ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek - 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin en çok vurduğu kentlerden olan Hatay'da konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın depremzedeler için vaat ettiği konutları teslim etmemesini eleştirdi. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen sadece 18 bin 19 konut teslim edildiğini söyleyen Özel, "Bugün verilen konut sayısı toplam konut ihtiyacının yüzde 2.7'si. 100 depremzededen 95'i verilen devlet sözüne rağmen ya konteynerda ya çadırda" ifadelerini kullandı.

Özel ayrıca Erdoğan'ı Hatay'da kullandığı "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi?" sözleri üzerinden eleştirdi. Özel bu sözleri "Kralın çırılçıplak karşımıza çıkıp kendini ifşa ettiği manzara" ve "dünya siyasi tarihinin en utanç verici şantajı" olarak yorumladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş Hatay Kırıkhan'da depremden hasar gören ve İBB iştiraki KİPTAŞ tarafından yeniden inşası üstlenilen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin temel atma törenine katıldı.

Açıklamalardan başlıklar şöyle:

LÜTFÜ SAVAŞ: EN ÇOK SAHİP ÇIKAN İBB VE İBB ÇALIŞANLARI OLDU

Lütfü Savaş: 5 Şubat gecesi yatarken hepimiz çok mutlu yatmıştık. Kasımpaşa'yı uzatmalarda 1-0 yenmiştik ve o gece sabaha karşı büyük bir kabusla uyandık. Bizim sadece futbol takımımızdan 7 kişiyi kaybetmiştik. Sadece takımımız değil 24 bine yakın insanımız sadece Hatay'da ya o sabah ya da gecikmeler nedeniyle ilerleyen günlerde hayatını kaybetti. İlk 3 gün gerçekten yalnızdık. En çok sahip çıkan İBB ve İBB çalışanları oldu. Hatay'ın her noktasında bizimle hemhal oldular. İstanbul'un hakkını ödemek çok zor.

İMAMOĞLU: BU YAPTIKLARIMIZI ASLA BİR ŞAHIS VE PARTİ ADINA YAPMADIK

Ekrem İmamoğlu: 6 Şubat unutulmaması gereken bir gün. Deprem bölgesinden bir vatandaşımız bile kendisini unutulmuş hissederse, hepimizin mahçup olması gerekir. 1 yıl sonra depremin olduğu saniyede hala insanlarımızın acıyı derinden yaşadığını görüyoruz. O derin acıyı paylaşmaya gayret ediyoruz. Gerçekten unutulduklarını ve devleti yeterince yanında görmediklerini hissedenler var. Buna kulak tıkamak, başka yorum yapmak hiçbir kamu yöneticisine, bana, bize yakışmaz. 6 Şubat'tan en fazla ders çıkarması gerekenler bu ülkenin siyasetçileri, yöneticileriyiz. Siyaset depremlerde kimse ölmesin diye yapmak zorunda olduğumuz bir görevdir. Siyaset, siyasi rakipleri yenmek için yapılmaz. İBB olarak 6 Şubat sabahı AFAD tarafından Hatay'a görevlendirildiğimizden bu yana 16 milyon İstanbullumuz adına sorumluluğumuzu yerine getirmek adına yoğun bir çaba içerisinde olmaya devam ediyoruz. Bu yaptıklarımızı asla bir şahıs ve parti adına yapmadık ve böyle de tanımlamayız.

90 bin İBB çalışanının dostluk ve dayanışma duygularını iletmek üzere buraya buraya geldik.

Hep ayakta kalmış insanların coğrafyasıdır Hatay. Acıyı gerektiğinde bal eylemeyi, yaşamı yeniden kurmayı, her koşulda insanlığına sahip çıkmayı bilir bu bölgenin güzel insanları. Hatay'ı var etmeye, büyütmeye, tüm eksiklerini gidermeye konumumuz makamımız ne olursa olsun, en yüksek gayretle gidermek boynumuzun borcudur.

ÖZGÜR ÖZEL: ALDIKLARI 26 MİLYAR LİRA İLE ÖVÜNDÜLER AMA ONU BİLE DEPREM İÇİN HARCAMADIKLARI ORTAYA ÇIKTI

Özgür Özel: 27. dönem milletvekillerimize ilk mesaj oalrak 'deprem bölgesine gidin' mesajı çektik. 10 ilimizde nöbet tuttular. 130 milletvekilimize burada verdikleri emekler için teşekkür ederim.

İlk günden itibaren bu meseleyi siyasetin gündemi içine alarak onu istismar etmekten özellikle geri durduk. Elbette depremdeki can kayıpları siyasi ve politiktir. Siyaset öncelik belirleme işidir. Siz önceliğinizi bir kentin rantını aktarmaktan yana mı kullanıyorsunuz yoksa o kenti afetlere dirençli hale getirmek için mi kullanıyorsunuz? Ama gündelik siyeset içinde canlarımız enkaz altındayken halen her yerde bir umut arama kurtarma çalışmaları sürüyorken bunu sıcak siyasetin bir parçası yapmadık. Ancak depremin 2 gün sonrasında, Cumhurbaşkanı "Kimse merak etmesin, deprem konutu ihtiyacı 600 binin üzerinde hepsini 1 yılda içinde teslim edeceğim" diyerek hem devlet gücünü bir partinin çıkarlarına tahvil etmeye, hem devletin gücünü olduğundan farklı göstererek ilk günden niyetinin ne olduğunu gösterdi. 21 yıldır yönetiyordu, mecliste çoğunluğu vardı, kadrolaşmalarını tamamlamışlardı, 1999'da yaşanan büyük depreme karşı en acımasız eleştiriler depremin 3. günü hala çadır yok diyerek, o depremin müsebbibini iktidarmış gibi göstererek iktidara gelmişlerdi. Cumhuriyet tarihinde toplanan tüm vergilerin 4 katını toplamışlardı. ÖTV ile 40 milyar dolarlık deprem vergisi toplamışlardı. 21 yıldır iktidardaydılar ve ellerinde inanılmaz bir kaynak vardı. Gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyerek başladılar. Dirençli kentler yerine kaynağı bambaşka yere harcadılar ve 8 kez imar affı çıkardılar. Aldıkları 26 milyar lira ile övündüler ama onu bile deprem için harcamadıkları ortaya çıktı.

3 gün büyük bir koordinasyonsuzluk, panik ve yanlış kararların alındığı günlerdi. Bütün belediyeler yollara düştüler. İktidar yapamıyor da belediyeler mi yapıyor görüntüsü olmasın diye şehirlerin girişlinde tırlar bekletildi. İlk akla gelen Silahlı Kuvvetler dakikalar içinde alana çıkmaya hazır silahlı kuvvetler tam 3 gün boyunca yoktu. Sonradan öğrendik ki "Çıkarması kolay, geri içeri sokması zor" diye düşünüyordu birileri. En kıymetli 72 saati bu ülkeden mahrum bırakan bir iktidarla karşı karşıyaydık.

Çadır çadır diye insanlar perişandı insanlar, çadır yoktu ama Kızılay'ın çadır sattığını öğrendik. Herkes yardım beklerken depremzedelerin telefonuna bile İBAN attılar. Günü gelince dayanışma örgütlenirdi, elbette ama çok küstahça bir iş yaşadık.

'100 DEPREMZEDEDEN 95'İ YA KONTEYNERDA YA ÇADIRDA'

650 bin konut vaat ettiler, bir yılda vereceğiz dediler, 15 Mart gelince 319 binini 1 yılın sonunda vereceğim dedi. Bugün 1 yıl bitti, 18 bin 19 konut vermiş durumda. Bugün verilen konut sayısı toplam konut ihtiyacının yüzde 2.7'si. Kendisinin iki ay içinde 75 bin konut vereceğim sözü doğru bile olsa ihtiyaç olan konutların sadece yüzde 5.6'sını teslim etmiş olacak. Yani 100 depremzededen 95'i verilen devlet sözüne rağmen ya konteynerda ya çadırda.

'DÜNYA SİYASİ TARİHİNİN EN UTANÇ VERİCİ ŞANTAJI'

Bir yandan da Recep Tayyip Erdoğan'ın Hatay’da sarf ettiği sözler üzerinden aslında hepimizin bildiği ama belki bir çocuk 'kral çıplak' der de görünür derken kralın çırılçıplak karşımıza çıkıp kendini ifşa ettiği o manzara var. Diyor ki kral; merkezi yönetimle yani kendi sarayı ile yerel yönetim, derebeylik olarak gördüğü, uyum içinde olmazsa hizmet gelmez diyor. Gelmedi diyor, mahzun kaldınız işte diyor. Yani bana oy vermediğiniz için size hizmet etmedim, vermezseniz yine etmeyeceğim diyerek dünya siyasi tarihinin en utanç verici şantajını milletimizin yüreğine havale ediyorum, yazıklar olsun. Bu lafı söyleyenin kalbinde kalp yok, taş var.

Yapılan hizmetleri küçük gören görmezden gelmeye çalışan bir anlayış. Oysa CHP'li belediyeler 9 bin 600 araç 28 bin personelle burada oldular. Bunu Erdoğan görmüyor olabilir ama depremde yıkıma uğrayan her vatandaş gördü. Eğer Erdoğan bunu görmüyorsa halk ona notunu versin, eğer yaptıysak CHP’lilere de öyle not falan değil, bir helallik falan versin, yeter.

'TAŞ KALPLİLERİ YENECEĞİZ'

Hiçbir zaman karanlık aydınlığa, kötülük iyiliğe galip gelmez. Eninde sonunda şafak söker. Hep beraber taş kalplileri, kötü kalplileri yeneceğiz. İyilik kalpliler kazanacak, Hatay kazanacak."

(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar