'Roboski'nin sorumluları devletin en üst kademesinde'

CHP'li Tanrıkulu, 'Roboski katliamının sorumluları devletin en üst yönetim kademesinde. Son KHK bir faşizm kararnamesidir' dedi.

'Roboski'nin sorumluları devletin en üst kademesinde'

Roboski Katliamı'nın 6. yıl dönümmünde CHP İstanbul İl Başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Bizler yatıp kalkıp Roboski demeden, bu katliamın hesabının verilmesini sağlamadan, gerçek bir toplum olarak yeni yıllara asla giremeyeceğiz" dedi.

AKP iktidarının en büyük suçlarından birinin Roboski katliamı olduğunu söyleyen Tanrıkulu, "Roboski katliamı, adalet sağlanmadığı sürece kapanmayacak bir yaradır. Fakat bu yara açık kaldığı sürece de adalet mücadelesi devam edecektir. Sadece Roboskili aileler değil, tüm Türkiye halkı bu yara kapanmadığı sürece huzura kavuşmayacaktır. Roboski katliamının failleri meçhul değildir. Katliamın emrini verenler de, sözde istihbaratı sağlayanlar da, katliam emrini uygulayanlar da Ankara'nın bilgisi dahilindedir. Sorumluları, devletin en üst yönetim kademesinde yer alanlardır" dedi.

'TÜRKİYE'DE YARGI SUÇLULARIN KONTROLÜ ALTINDA'

Türkiye'de gerçek bir adalet sistemi inşa edildiğinde, bu sorumların teker teker, insanlık suçu işlemekten yargılanacaklarını söyleyen Tanrıkulu, "Katliamı gerçekleştirenler, yargılanmamak için yargının kendisini ele geçirmişlerdir. Ama bir toplum, ele geçirilmiş bir yargı sistemiyle yol alamaz. Tekrar ediyorum, Roboski katliamının failleri ortadadır. Bağımsız bir yargı sisteminde bu katliamın sorumlularının ortaya çıkarılması bir haftadan uzun sürmez. Ancak Türkiye'de yargı, suçluların kontrolü altındadır. Bu da hem onlara sınırsız suç işleme alanı yaratıyor hem de suçların aklanması olanağını sağlıyor" dedi.

'ROBOSKİ BİR ÇOCUK KATLİAMIDIR'

28 Aralık 2011 tarihinde TSK’ya ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucunda katledilen 34 köylüden 19'unun çocuk olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, "Dolayısıyla Roboski katliamı her şeyden önce bir çocuk katliamıdır. Bu katliamın emrini verenler ve bu emri uygulayanlar, çocuk katilidir" dedi. Roboski katliamına ilişkin yargı sürecini anlatan Tanrıkulu, "Roboski davası Türkiye yargısı için bir sınav mahiyetindedir. Türkiye yargısı bu sınavı tüm dünyanın gözü önünde verememiştir" dedi.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇTA ZAMAN AŞIMI YOK'

Roboski katliamının ardından dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'bu katliamın sorumlularının Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmayacağını, ne pahasına olursa olsun aydınlatılacağını' söylediğini hatırlatan Tanrıkulu, "Aradan geçen 6 yıla karşın, ölümlerin sorumlularının açığa çıkarılmasına ilişkin herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Tam aksine katliamın üstü örtülmeye çalışıldı. Roboski'de yaşananlar ile evrensel bir hukuk anlayışı temel alınarak yüzleşilmesi ve Türkiye’nin bir an önce taraf olması gereken Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) göre olayın çok yönlü bir şekilde soruşturulması gerekmektedir. Roboski katliamının sorumlularının kaçabileceği bir yer yoktur. Olsa olsa cezalarını ödemememek için zaman kazanabilirler. Ama insanlığa karşı işlenmiş suçların zaman aşımı olmayacağı için bu katliamın cezası, sorumluları sonsuza dek takip edecektir" şeklinde konuştu.

'ORTAK ACI DUYGUSU KAYBOLDU'

Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü; "Roboski katliamı, dünya yeni bir yıla girmeye hazırlanırken, 2011 yılının son ayında, 28 Aralık gecesi yaşandı. İki gün sonra da yeni yıla girildi. Ne yazık ki bu ağır katliamın yası olması gereken düzeyde tutulamadı. Bir toplumu toplum olmaktan çıkaran temel şey, ortak acı ve ortak sevinç duygusunun kaybıdır. Roboski katliamının sorumlularının bu ülke toplumuna vurduğu en büyük darbelerden biri de ortak acı duygusunda heyelan yaratmış olmalarıdır. Altı yılın sonunda, geç de olsa bu ortak acıyı paylaşma ve bu acılar üzerinden dayanışma duygusunu geliştirme şansımız var. Bizler yatıp kalkıp Roboski demeden, bu katliamın hesabının verilmesini sağlamadan, gerçek bir toplum olarak yeni yıllara asla giremeyeceğiz."

BU BİR FAŞİZM KARARNAMESİDİR

Son KHK’yi de eleştiren Tanrıkulu, "Geçtiğimiz Pazar günü sabahı iki tane Karar Hükmünde Kararname ile uyandık. Birisi 695 sayılı, diğeri ise çok konuştuğumuz 696 sayılı KHK. Eğer ortalama bir yurttaşa okutsalar bunu -hukuktan az veya çok bilgisi olan- buna şunu söyler; 'Bu bir faşizm kararnamesidir' Faşizmi tarif ederseniz. Budur yani. Başka bir şey değil. Buna doğru hızla gittiğimiz bir ortamdayız. Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi'nin cephesinden bile bu metne birçok itiraz geldi. Metnin kendisi ortalama yurttaşa sokaktaki başka bir yurttaşımızı hedef gösteren bir metin. Faşizmin tam adı budur. Böyle bir kararnamedir. Yapacağımız tek iş buna mücadele etmektir. Cesaretle ve umudumuzu yitirmeden" ifadelerini kullandı.

katliam roboski Sezgin Tanrıkulu